Bazen düşünüyorum kendi kendime:

“Şu Arap Baharı ve Amerikan Sonbaharı neyin nesidir?”

Bunları düşünürken AKP’nin 12 Haziran seçimlerinde aldığı yüzde 50’ye yakın oy geliyor aklıma.

Ardından Başbakan’ın Mısır, Tunus, Libya gezisi ve ABD Başkanı Obama’yla görüşmesi...

Suriye’ye ve İsrail’e gözdağı vermesi.

Sahi, neler oluyor da biz ayrımında değiliz olup bitenlerin...

Sık sık yinelediğim bir tümce vardır:

“Unutkan toplumuz!”

Unutkanlığımız sözlü kültürden yazılı kültüre geçemeyişimizden kaynaklanıyor.

Bakın, Afganistan’da işgal on yılını doldurdu...

Bu süreç içinde Afganistan’da şiddet ve akan kan durdu mu?

Durmadı!

***

Yardım örgütleri, Afganistan’ı işgal eden NATO’yu, ABD’yi, “Taliban zulmüyle” karşı karşıya kalan Afgan kadınların haklarını satmaması için uyarıyor.

On yıl önceye baktığımızda bu güçler, Afganistan’da kadınları “Taliban zulmünden” kurtarmak için işgali gerçekleştirdiğini öne sürmüştü.

Eski Alman Genelkurmay Başkanı Harald Kujat’ın bir açıklamasını okudum bir süre önce.

Şöyle diyordu:

“Afganistan’da istikrarı sağlama açısından başarısız olduk. 2014 yılında yabancı askerler Afganistan’dan çekilecek. Sanırım iki-üç ay içinde Afganistan’da Taliban tüm denetimi yeniden ele geçirecek.”

Afganistan, 7 Ekim 2001’de işgal edilmişti...

On yıllık süreç içinde göstermelik şeyler yapılırken, Taliban önce geriye çekildi, bir başka deyişle uykuya yattı.

Bu bir örgütlenme modeliydi...

2011 yılının sonuna geldik...

***

Taliban, Afganistan’da adından söz ettiriyor, NATO güçlerine kan kusturuyor, kadınlar üzerinde baskıyı giderek arttırıyor.

Almanya hükümetinin özel temsilcisi Michael Steiner, Afganistan’da beş bin askerin bulunduğunu söylüyor.

Alman askerleri iki yıl sonra Afganistan’dan çekilecek...

Kadın hakları savunucusu örgütler, NATO ve ABD güçlerinin de Afgan topraklarından çekileceğini savlıyor.

Soru şu:

“Başta ABD olmak üzere Batılı müttefikler Taliban’la masaya oturup pazarlık yapıp, kadın haklarını barış karşılığında feda mı edecekler?”

Afganlı kadınlar bu yüzden korku içinde.

Kırsal kesimde kız çocukları evlendiriliyor, aileler borçlarını ödemek için kızlarını satıyor, “namus cinayetleri” adı altında töre vahşeti yaşanıyor.

Kadınların en büyük korkuları cinsel saldırılara uğramak!

Bakın bakalım bize benzeyen yanları var mı Afganlı kadınların...

Nedense bu konu medyanın gündemine pek gelmiyor.

***

ABD, Afganistan’ı Taliban belasından kurtarmak için mi işgal etti, müttefik güçlerle birlikte?

Bana sorarsanız, yanıtım hayır!

Afganistan dünya eroin pazarının neredeyse tümünü, 500 milyar dolarla elinde bulunduruyor.

Eroin sadece uyuşturucu bağımlılarının kullandığı bir şey değil!

Ya ne?

ABD, Almanya, İngiltere gibi ilaç sanayisinin devleri de eroini hammadde olarak kullanıyor... O nedenle de “kadınları satıp” Taliban’la uzlaşmak istiyor bu devletler.

Mısır, Libya ve şimdilerde Suriye’de ABD ve Batılı güçler kimlerle işbirliği yaptı?

Mısır kökenli Müslüman Kardeşler örgütüyle...

Örgütü “ehlileştiren” emperyalist güçler, kendi çıkarları uğruna her yolu denerler ve gerçekleştirirler.

“Arap Baharı” derken Mısır yine karıştı; Kahire’deki gösteriler askeri yönetim karşıtı eyleme dönüştü: 23 ölü.

***

Şöyle bakın bir yakın tarihimize ve son 50-60 yılı değil, 20 yılı değerlendirin kendi kendinize...

AKP iktidarı, Ortadoğu’nun ezilen yoksul halklarının alkışını almak için bir İsrail’e vuruyor bir Suriye’ye.

Filistin sorununda Mahmut Abbas’ı dışlayıp, Müslüman Kardeşler’in bir kolu olan Hamas’ın çıkarlarını koruyup kollarsan ne derler adama...

Ne derler beyler, paşalar, gerdanlıklar, yağdanlıklar?