Hikmet Çetinkaya

Vay benim Türkiyem vay...

14 Ocak 2017 Cumartesi

Beş gündür kar altındaydı İstanbul pek çok kentimiz gibi... Kar, yağmura döndü.
Gündem: Anayasada değişiklik teklifinin içeriği...
Anayasa değişiklik teklifinin ilk aşamasında çok tartışılan konu olan 14 firenin verilmesi, hem AKP hem de MHP yönetimince “neler oluyor” sorusunu akla getirdi.
Kritik eşik atlatıldı ama Meclis’te AKP’li milletvekillerinin kürsüyü çembere almasıyla başlayan yumruklu, tekmeli kavga ister istemez kaygı vericiydi.
Meclis’te böyle bir kavganın çıkması toplumu kaygılandırdı. CHP Kocaeli milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet’in, AKP’li bir milletvekili tarafından boğazının sıkıldığını öne sürmesi gerçekten kadına şiddetin bir göstergesi. Kadın vekilin boğazı mosmor olmuştu.
Anayasa değişiklik teklifinin 330’un sekiz oy üzerinde sonuçlanması ikinci turda maddeleri zora sokabilir miydi?
AKP ve MHP yöneticileri bunu düşünüyorlardı.
Bu kaygı bir gün sonra bitti... Fire azalsa da tartışmalar sürdü.
Neyse!
Yargı bağımsızlığıyla milletvekili sayısının 600’e çıkarılmasını içeren 2. madde kabul edildi. Birinci maddeye 347, ikinciye 343 kabul oyu çıktı.
“Hayır”cı MHP’lilerin katılmadığı 2. madde oylamasında “evet”in dört azalması kafa karıştırdı. Çarşamba günü yapılan oylamada ise seçilme yaşını 18’e düşüren 3. madde 341 oyla kabul edilirken “hayır” sayısı 139 oldu...
Olup bitenleri televizyon ekranlarında izliyor, gazetelerde okuyoruz...
Oylamalar kapalı oyla yapılıyor mu sizce?
Hayır!
İktidar partisinin ve MHP’nin kimi milletvekilleri verdikleri oyu gösteriyor...
İlginç bir görüntü bu!
Bu arada vekiller genel başkanlarına mesajı veriyor:
“Sizin buyruklarınızı yerine
getiriyoruz...”

***

Başkentin deneyimli gazetecilerinden Muharrem Sarıkaya “Kaybeden lider koltuktan gider” başlıklı yazısında, siyasi parti liderlerinin durumundan yola çıkarak şu saptamayı yapıyor:
“Teklifin 4. maddesi anayasanın Meclis’in seçimiyle ilgili 77. maddesinde değişiklik yapıyor; TBMM seçimleriyle Cumhurbaşkanı seçimlerinin yapılmasını zorunlu kılıyor.”
Çok önemli bir konu bu...
İçini açalım:
“Böyle olunca, bir kişi eğer cumhurbaşkanlığına aday ise milletvekilliğine aday olmasına pratikte olanak yok.
Çünkü Cumhurbaşkanı seçilen kişi eğer milletvekiliyse TBMM üyeliği değişikliğe göre bitecek.”
Bir adım daha atalım...
Getirilen sistemde cumhurbaşkanı ayrıca başbakanın görevlerini de üstlenip yürütmenin başına geçmiş olacak.
Parlamenter sistem yerini “Türk usulü başkanlık” sistemine bırakıyor...
Böyle bir örnek dünyada nerede var acaba?
Teklifin 17. maddesiyle eklenen geçici 21. maddenin “a” bendi döneme ilişkin özellikler getiriyor:
“Meclis’in seçim kararı alması durumunda, 27. Yasama Dönemi Milletvekili Genel Seçimi ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi birlikte yapılır” hükmünü içeriyor.
Sarıkaya’nın değindiği bir önemli ayrıntıysa şu:
“Aynı maddenin ‘h’ bendi ise seçim yasalarında yapılan değişiklikler için getirilen ‘bir yıl içinde yapılacak seçimde uygulanmaz’ yasağını, ilk milletvekili genel seçimiyle cumhurbaşkanlığı seçiminde askıya alıyor.”

***

Türkiye parlamenter sisteme alışmış bir toplum...
Başkanlık, yarı başkanlık sistemi Türkiye’de Turgut Özal döneminde de çok tartışıldı...
Önemli olan siyasi partileri lider sultasının egemenliğinden kurtarmak değil midir?
12 Eylül darbesinin getirdiği siyasi partiler ve seçim yasasının değiştirilmesi gerekir.
Yüzde 10 seçim engelinin hiç olmazsa yüzde 5’e düşürülmesi, önseçim yolunun açılması...
Anayasa değişikliği halkoylamasından geçerse AKP, 276’yla bu yıl içinde erken seçime gitme kararı alabilir.
AKP ve MHP’den yükselen “ya evet ya erken seçim” açıklamaları, kendi vekillerine yönelik bir gözdağı mıydı?
Hele hele AKP’lilerin “köpek giremez” dövizini göstermelerine ne demeli...
Vay benim Türkiyem vay!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları