Bilmem laiklik kavramını, demokrasinin sandıktan çıkmak olmadığını, şeriatla demokrasilerin geliştirilemeyeceğini anlayabildik mi?
Mısır’da ve Suriye’de yaşananlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da o kin, nefret, intikam duyguları, mezhep ve aşiret çatışmaları...
Masum çocukların kefenlere sarılmış soğuk bedenleri...
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da İslam ülkeleri cayır cayır yanarken, BM’nin sessizliği, varsıl emperyal ülkelerin kendi çıkarları için bu yangını, ölümleri seyretmeleri sizce nedir?

Çin, Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa...
O sömürgecilik ruhu!
İran’ın tutumu!
Hiçbir ayrım yapmadan, mezhepsel çatışmalarda yansızlığımızı koruyarak, insani duygularımızla bakmamız gerekir o yükselen yangının alevlerine...
Diktatöre diktatör diyeceğiz, insan ciğeri yiyen o acımasızlara karşı vicdanımızın sesini dinleyeceğiz.
Demokrasilerin laiklik temelinde yükseldiğini anlayacağız.
Laik sistemimizi daha da sağlamlaştırıp, yaşam biçimine dönüştüreceğiz.
Mezhep ve aşiretlerin kanlı hesaplaşmalarını destekleyen emperyalist güçlere karşı, demokrasimizi güçlendireceğiz.
Bunun bir başka yolu yok!
Toplumu “laikçi” diyerek düşman belleyenler, İslam coğrafyasına iyi bakmalı...
Suriye’de ölen o masum çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler...
Nerede kardeşlik, nerede sevgi, kardeşlik, insanlık?
Yerle bir olmuş!

Kan gölüne dönüşen, alev alev yanan, birbirlerini boğazlayan bu ülkelerin hiçbirinde demokrasi yok.
Çünkü bu ülkeler şeriata göre yönetilmek isteniyor...
Yemen, Sudan, Afganistan, Irak, Libya ve öteki ülkeler...
İkide bir işaret parmağınızla İsrail’i ve Batı ülkelerini göstermeyin.
Laikliği kavrayın!
Demokrasilerin laiklik temelinde yükseleceğine artık inanın...
O alev topu Türkiye’ye de sıçrayabilir....
Türkiye ne Mısır, ne İran, ne Irak, ne Sudan ne de bir Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesidir...
Demokrasinin “İslam kardeşliği” gibi saçma sapan bir kavramla gelişeceği ise bir yutturmaca.
Sanılıyor ki demokrasi şeriat hukukuyla hayata geçecek!
Yok böyle bir şey!
İslam coğrafyasında tek laik ülke Türkiye’dir...
Ağır aksak olsa bile demokratik rejim bizim ülkemizde vardır...
Laikliğin temeli yıllardır oyulsa bile onu yıkmaya kimsenin gücü yetmemiştir.

Bugün yürürlükte olan anayasal hukuk devleti düzenini, demokrasiyi hiç kimsenin sorgulamaya, evrensel kriterleri çiğnemeye hakkı yoktur.
Evrensel insan hakları, demokrasinin ve hukuk devletinin olmazsa olmaz koşullarıdır.
Demokratik düzen sorgulanamaz!
Hiç kimse demokrasiyi ortadan kaldırmak gibi bir suçu işleyemez!
Siyasal erk, gazetelerin attığı manşete, köşe yazılarına karışamaz.
Mısır’da askeri darbeyle devrilen Mursi’nin değil, Mısır halkının yanında olacaksınız.
Elbet darbeyi kınayacaksınız...
Mısır’da salt Müslüman Kardeşler yok, başka partiler de var.
Bu partilerin arasında radikal İslamcı, Mursi karşıtı parti de bulunuyor.

2013 yılında Ortadoğu coğrafyasında yaşananlar, o ölümler, acılar, gözyaşı, nefret, kin...
Ey halkım, kim mazlum kim zalim, işin içinden çıkabiliyor musun?
Ben çıkamıyorum!
Hem kendi ülkemde olup bitenlere bakıyorum hem de Ortadoğu’daki o yangına...
Alevlere!
Sun Axelsson’un dizelerini okurken, daha iyi algılıyorum yaşananları:
“Zalimliği acıdan daha iyi biliyorum
acıysa güzellikten daha iyi,
sevinçten neşeden daha iyi.”
Evet ağlayalım Suriye’de, Mısır’da ölen çocuklar ve gençler için.
Ağlayalım tüm dünyada ölen çocuklar için. Ağlarken unutmayalım kendi çocuklarımızı.
Ethem, Mehmet, Ali İsmail ve öteki çocuklarımız için de...
70 gündür uykuda olan Berkin’i de anımsayalım!