4.000 Eczacı
İlhan Selçuk
Son Köşe Yazıları

4.000 Eczacı

18.12.2009 00:00
Güncellenme:
Takip Et:

PENCERE

İLHAN SELÇUK

4.000 Eczacı

Eskiden eczacı, doktor reçetesindeki okunmaz yazıları söküp, küçük laboratuvarında ilaca dönüştüren adam demekti. Garip duygular, bilinmez korkular ister istemez saygılarla girilirdi eczanelere.. Raflardan birindeki kavanozda ilaçlı su içinde “cenin” durur, kırmızı kapaklı dolapların üstünde “zehir” yazısı okunur, bir yüksek sehpadan bir kuru kafa seyrederdi olan-biteni... Eczanenin arkasındaki bölmede, havanlar, tüpler, şişeler göze çarpar: İlaç kokusu, tapınaklardaki buhur gibi ortalığı sarardı.

İlin, ilçenin saygıdeğer adamıydı... Devlet eczanelerin sayısını dondurmuştu. Şaka değildi bu iş! Eczane sayısının artması, rekabete; rekabet, halk sağlığıyla tehlikeli oyunlara yol açardı. Sorumu çok büyüktü ve aynı zamanda bir küçük üreticiydi eczacı...

Aradan zaman geçti; hazır ilaçlar dünyayı sardı. Büyük fabrikalarda üretilen renk renk ilaç dünyayı sardı. Türkiye de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, “Hür Dünya”nın akıntısına kapılmıştı. “Hür Dünya” dediğimiz kapitalist bloktu. Kısa sürede yabancı ilaç kumpanyalarının sömürgesi haline düştü ülkemiz... Yabancı kumpanyalar ilaç hammaddesini dışardaki fabrikalarında imal ediyorlar, Türkiye’ye ihraç ediyorlardı; ve ülke içindeki şubelerinde, kutulama, şişeleme, kapsülleme, ambalajlama yöntemleriyle ürettikleri ilaçları, “propagandistler” aracılığıyla her yana yayıyorlardı. Doktorlarımız, propaganda ateşi altındaydılar. Renkli broşürler, “doktorlara mahsus numune”ler hekimlere yağmur gibi yağdırılıyor; karşılıklı ilişkiler kapitalizmin kurallarına göre oluşuyordu. Görünüme bakılırsa tıp biliminin son verileri sunuluyordu doktorlara; ama gerçekte yaman bir satış tezgâhının örgütü kurulmuştu.

Eczacıların da yaşamı değişmişti artık. Eczane sayısı serbest bırakılmış, her yanda cicili-bicili “dükkân”lar açılmıştı. Eczacı, hazır ilaçları raflardan kutusuyla alıp “müşteri”ye satan adamdı artık... Diş fırçası, plaj malzemesi, güzellik müstahzarı, şampuan, sabun, tuvalet eşyası eczane vitrinlerinin başköşelerini süslüyordu.

Başlangıçta iyi gidiyordu her şey... 1950’Ierin eczacısı pek memnundu, ülkede eczane sayısı giderek çoğalıyor, büyük kentlerin her sokağında, her köşebaşında cicili-bicili eczanelerin açılışına halk tanık oluyordu. “Kapitalizm”in koşulları azgelişmiş Türkiye’yi hastalık gibi sarıp sarmalıyordu. Banka şubeleriyle eczaneler çoğalmakta birbirleriyle yarış eder oldular bu dönemde... “Nurlu ufuklar”a doğru koşuyorduk.

Ama 1960’ların sonlarına doğru deniz bitti.

Bir yandan eczane sayısının çoğalması, bir yandan eczane masraflarının yükselmesi, eczacıları sıkıntılara düşürmeye başladı. Büyük kentlerdeki arsa - apartman spekülasyonu öylesine yoğunlaştı ki, eczacı mal sahibine 5 binden 15 bin liraya kadar kira ödemeye başladı. İyi kazanan eczacı, mesleğinin ehli değildi artık; açıkgöz tüccardı. İlaçları iyi tanıyan, kimya bilen, fakülteyi iyi dereceyle bitiren, mesleğini seven eczacı ne işe yarardı?

Bugün Türkiye’de aşağı-yukarı dört bin eczane var. Bu 4.000 eczane ile birlikte 50 kadar imalatçı ve 60 kadar depocu Türkiye’nin ilaç kesimindeki kârı paylaşırlar. Ama tümü, yabancı ilaç kumpanyalarının egemenliği altındadır. Yabancı ilaç kumpanyalarının belirlediği bir piyasada şimdi kârı paylaşma kavgası sürmektedir. Dün ülkedeki bütün eczaneler Sağlık Bakanlığı’nın kâr oranlarını düşürmesini protesto etmek için eczanelerini kapamışlardır. Kim bilir içlerinde yüzde kaçı öğretmen boykotlarını kınamış, üniversite gençliğinin eylemlerine öfkelenmiş, işçi grevlerine kızmıştı vaktiyle... Ama şimdi haklı bir direnişe geçtiklerini söylüyorlar eczacılarımız. Öyleyse, öğretmenin, öğrencinin, işçinin, köylünün de haklı olabileceğini düşünmek için iyi bir fırsat kazanmışlardır.

Demek ki bıçak kemiğe dayandığı zaman, yasal olsun olmasın eyleme geçilebiliyor.

Eczacılarımıza eylemlerinde başarı dilemekle birlikte, bu noktayı iyice düşünmelerini tavsiye ederiz. Çünkü bozuk-düzen sürüp gittikçe, kâr oranını yüzde 16’dan yüzde 26’ya çıkarsalar da mutlu olamayacaklardır.

(12 Aralık 1974 tarihli yazısı)

Yazarın Son Yazıları

Savcının geleceği parlak görünmüyor

Savcının geleceği parlak görünmüyor

Devamını Oku
12.08.2015
Patrikhanenin Sicili...

Devamını Oku
11.06.2012
Mumcu'nun Saptamaları...

Devamını Oku
07.06.2012
Kardeşimi Kutluyorum

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 14 Mart 2010 tarihli yazısı...

Devamını Oku
14.03.2010
Karikatüre Övgü...

İlhan Selçuk'un "Penceresi" bugün son yolcuğuna uğurlanacak olan ağabeyi Turhan Selçuk için açıldı. Usta yazar yayınlanmış yazılarından biri olan 'Karikatüre övgü..."de çizginin gücünü anlatıyor.

Devamını Oku
13.03.2010
"Gördüğümüz rüyanın birbirine benzemesi doğaldı"

Turhan Selçuk'un sanatta 60. yılında basılan 'Önce Çizgi Vardı... "çizgide 60.yıl"' adlı derleme kitabında İlhan Selçuk ağabeyini duygu dolu sözlerle kaleme almıştı. Ağabeyine 'gördüğümüz rüyanın birbirine benzemesi doğaldı' diyen Selçuk'un kaleminden Turhan Selçuk...

Devamını Oku
11.03.2010
Yaşamak Güzel Şeydir, Ama Nasıl Yaşamak?

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 24 Şubat 2010 tarihli yazısı...

Devamını Oku
24.02.2010
Semih'in Kahkahaları...

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 19 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
19.12.2009
4.000 Eczacı

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 18 Aralık 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
18.12.2009
Öğretim Düzeni Düşman Üretiyor..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 17 Aralık 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
17.12.2009
İlhan Selçuk töre cinayetini yazdı

Cumhuriyet gazetesi yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un töre cinayetlerini kaleme aldığı 17 Kasım 2006 tarihli yazısı.

Devamını Oku
13.12.2009
Kümes Devri Bitti mi?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 6 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
06.12.2009
Fes-Türban...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 5 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
05.12.2009
Türk mü Dedin?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 4 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
04.12.2009
Layık Olmak!..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 3 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
03.12.2009
Irak Bir Ders Kitabı!..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 2 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
02.12.2009
Dayak Salgını Bir Yaşam Biçimi... (01.12.2009)

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 1 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
01.12.2009
Bilimsel Düşünce?..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 29 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
29.11.2009
Vatandaş!..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 28 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
28.11.2009
Tarikat Koalisyonu ve Ulusal Koalisyon...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 26 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
26.11.2009
Hababam Sınıfı...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 25 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
25.11.2009
Burnumuzun Dibindeki Cinayet...

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 24 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
24.11.2009
Babamın Kuran-ı Kerim'i!..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 22 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
22.11.2009
İnsan Ne Zaman İnsanlaşacak?.. (19.11.2009)

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 19 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
19.11.2009
Ümmetçilik mi, Milliyetçilik mi?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 18 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
18.11.2009
Müslümanın Kendine Kastı mı Var?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 17 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
17.11.2009
'Saat Kaç?..'

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 10 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
10.11.2009
'Divan Nadi'nin Sırrı?..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 4 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
04.11.2009
Medyasız Medyatikleşme..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 3 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
03.11.2009
Düşmansız Yaşayamayan İnsan...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 16 Ekim 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
16.10.2009
AB Müslümanlığa Kapalı mı?..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 15 Ekim 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
15.10.2009
'Pencere' yine boş kalmadı

Cumhuriyet Gazetesi, Başyazar İlhan Selçuk'un daha önce yayımlanmış yazılarını tekrar yayımlayarak değerli kalemi okurlarıyla buluşturmaya devam ediyor.

Devamını Oku
27.09.2009
İlhan Selçuk 'Pencere'de

Yaşadığı sağlık problemlerinin ardından hızla iyileşen Cumhuriyet'in değerli kalemi İlhan Selçuk'un 'Müslümanlık Ham Ervahlık Değildir' isimli yazısı bugünkü Cumhuriyet gazetesinde tekrar yayımladı.

Devamını Oku
20.09.2009
Postmodern Sosyalist!...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 11 Eylül 2009 tarihli yazısı.

Devamını Oku
11.09.2009
Türkiye'yi Şairler Yarattı... (08.09.2009)

Aydınlığın bilesi İlhan Selçuk'un 8 Eylül 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
08.09.2009
F Tipi Teftiş...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 31 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
31.07.2009
Enkaz...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 30 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
30.07.2009
Her Genelkurmay Başkanı Komutan Değildir...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 29 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
29.07.2009
AKP'nin PKK'ye Açılımı...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 28 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
28.07.2009
Dokunmayın Savcımıza...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 26 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
26.07.2009