Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Köy Enstitüsü Ruhu Varoşlarda
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri (YKKED) Ankara Şube Başkanı Alper Akçam, şimdiye değin Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmen ve sanatçıların katılımı ile yürüyen çabalara yeni boyutlar eklenmesi gerektiği düşüncesinde. Akçam’a göre, ülkede yaşanan toplumsal değişimler, yeni kadrolar oluşturmayı, yeni çalışma alanlarına yönelmeyi zorunlu kılıyor:
“Öncelikle Köy Enstitüleri’ni kuran felsefeye ana itiyi vermiş olan ‘çoğul halk kültürü’ öğesi iyice bilince çıkarılmalıdır. Tonguç’un ‘Canlandırılacak Köy’ kavramı ve eğitim politikaları içinde halk kültürü öğelerini önde tutmuş olması iyi anlaşılmalıdır. Emperyalist kültür politikalarına, yığınları tekil bildirimli inanç sistemlerine sıkıştırmayı hedefleyen iktidar oyunlarına karşı seçenek, halk kitlelerinin özgün kültürü, bu kültürün çoğul yapısı olacaktır.”
Akçam, yeni arayışlar içerisinde varoş gerçeğinin mutlaka göz önüne alınması gerektiği kanısında:
“Emperyalist kültür politikalarının kadına türban giydirme ve toplumu dogmatik düşünce kalıpları içinde örgütleyerek işbirlikçi partilerin kuyruğuna takma eylemi varoşlarda sınanmış, buralarda uygulanmaya konmuştur. Varoşlar, ülkeye kültürde egemen olabilmenin, politikada oyçokluğunu sağlayabilmenin anahtarı olan toplumsal kesimi barındırmaktadır. Bu kesim kırsal alanla da yakın ilişki içerisindedir. Gerici politikalar varoşlardan köylere doğru yöneltilmektedir.
Köydeki nüfus azalmış, özellikle de genç nüfus köylük alanlardan çekilmiştir. Köylerin de büyük kültür ve eğitim çarpıklıkları içinde yaşadığı, özellikle de imamlara teslim edilerek çağdaş eğitimden yoksun bırakıldıkları gerçeği unutulmamakla birlikte, yeni dönemde ülke genelinde ve özellikle de Ankara’da dernek çalışmalarının hedef kitlesi varoşlarda oturan halk kitleleri olmalıdır.
Ülke genelinde ulusal bir kültür ve eğitim politikasının yaşama geçirileceği alan da buralardır...”
YKKED Ankara Şubesi, bundan böyle çalışmalarında kenar semtleri ve yöresel kültürü yaşatan örgütlenmeleri belirleyici alan olarak görecek. Eylül ayından başlayarak her ay başka bir Köy Enstitüsü konusunda yöre dernekleri ile işbirliğinde etkinlikler yapacak. Ankara’yı çevreleyen semtlerde tiyatro, müzik grubu, yazınsal sorunların konuşulduğu toplantılar düzenleyecek. Tüm semtlerde, mahallelerde birer temsilcilik, birer Tonguç Kültürevi ile var olmayı hedefleyecek. Gerici, işbirlikçi ve yoz kültüre karşı antiemperyalist, devrimci halk kültürüyle direnmeyi, Cumhuriyetin Köy Enstitülülük ruhunu yeniden egemen kılmaya çabalayacak.
Bu çabaya destek olunmaz mı hiç?
GSS’ye Bir Ay Kala
Dünya para egemenlerinin bulduğu, AKP’nin de Türkiye’ye uydurduğu “Genel Sağlık Sigortası” (GSS) bir ay sonra yürürlüğe giriyor.
Ankara Tabip Odası’nın deyişiyle, GSS’nin halk için tek bir anlamı var: “Ek sağlık vergisi.” Çünkü: “GSS’de Temel Teminat Paketi (TTP) ile sınırlandırılmış asgari düzeyde sağlık hizmeti taahhüt edilmektedir. Üstelik bu hizmetler için ayrıca katkı payı da alınacaktır. TTP dışı ek sağlık hizmeti için ya ‘tamamlayıcı özel sigorta’ ya da ‘cepten ödeme’ yolu gösterilmektedir.
GSS, kaynakları koruyucu hizmetler yerine tedavi edici hizmetlere yönlendirerek etkinliği azaltan, maliyeti arttıran yapısal özelliğe sahiptir. Prim ödeyen kişi, daha çok tedavi edici hizmet talep eder, doğal olarak da hükümet ek kaynağı buraya yönlendirmeyi tercih eder.
Finansman ile hizmet sunumunu ayıran GSS; sağlık kuruluşları ve hekimlerle sözleşme ile hizmet satın alır. GSS ile yaratılan rekabet, sağlık kuruluşları ve hekimleri hastanın beklentisini karşılamaya iter. Bu durum gereksiz tıbbi teknoloji ve ilaç kullanımını arttırarak dışa daha fazla kaynak aktarımına neden olur.
AKP hükümetinin sağlığın finansmanı için GSS’yi önermesindeki amaç; sigorta modeli ile toplanacak fonların sağlık piyasasının genişlemesine yol açması, piyasada başıboş dolaşan paranın merkezileşerek özel sektöre kaynak olmasıdır. Asıl hedef sağlığın piyasalaşması ve özelleşmesidir.”
GSS çıkarılırken yapılan propaganda “Herkes her istediği hastanede tedavi olacak” idi.
Başta el konulan SSK hastaneleri olmak üzere devlet hastanelerinde kuyruklar giderek artıyor. Sigortalı hastalar, yüklü ek “tedavi faturaları” ile karşı karşıya geldikleri için vizite kâğıdı alıp özel hastaneye gitmiyor artık.
AKP’nin sağlıktaki saadet zinciri kırıldı, GSS asıl şimdi yürürlüğe giriyor...
Söylev Yasağı
Araştırmacı-yazar Ali Tartanoğlu, “Yalnız Adam Mustafa Kemal” kitabının 2. baskısında, Türkiye’nin 12 Eylül darbesine götürüldüğü günlerin öncesinde, 1977-78 ders yılında Harp Okulu sınıf kitaplıklarından Atatürk’ün “Söylev”inin kaldırıldığını, öğrencilerin tekrar yerlerine konulması yönündeki taleplerinin de reddedildiğini gündeme getirdikten sonra diyor ki:
“TSK’nin niye hiç değilse kendi okullarında en azından Söylev’i çok ciddi bir ders olarak okutmak bir yana, toplattığını merak etmemek mümkün değildir.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı