Gıda fiyatları dünyada artıyor, bizde böyle bir şey kesinlikle yok. Türk Lirası şu an en zayıf durumda, gideceği yer yok, vatandaş rahat olmalı.

Zaten bitersek, hep beraber biteceğiz... 

Hem, maaşlı çalışanlar, en fazla neyini kaybedebilir ki? Enflasyonun altında ezilirler o kadar...

Bürokrasi de alaşağı edilir, mevzuat da değiştirilir, nasılsa arkamızda kapı gibi Cumhurbaşkanı var.

Bir Bay Bitkiselimiz var ki nazardan, kem gözlerden uzak kalsın. Şu zorlu günlerimizde bizi çok güldürüyor.

Ne de olsa her bir kahkaha bir pirzola yerine geçermiş. Sayesinde besleniyor ve semiriyoruz.

Hem ne demişti kendisi?

“Asgari ücretli 2003 yılında asgari ücret ile 23 kg alırken 2022’de 62 kg dana eti alacak.”

Fırsatçı ucuzcuların yarattığı o lanet uzun kuyruklar yüzünden et fiyatları arttığından bu hesabı pek tutmayacak ama olsun...

Bay Bitkisel, müjdeyi vermişti daha önceden:

“Türkiye ekonomisini kurtardık elhamdülillah...”

GÖÇMEN-SEÇMEN

Ekonomi batık, siyaset desen iktidarıyla, muhalefetiyle yeni dünya düzeni nasıl uygun görürse öyle yönleniyor.

Dış politika, sömürgenlerin küresel çıkarlarının pusulasını izliyor.

Milyonlarca göçmen, yurdun nüfus yapısını altüst ediyor, güvenlik ve egemenliğini tehlikeye düşürüyor.

İktidarın umurunda değil çünkü göçmenleri oy deposu olarak kullanma peşinde.

İYİ Partili Müsavat Dervişoğlu, geçen ekim ayında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Ülkemizde geçici koruma statüsünde bulunan kaç Suriyeliye vatandaşlık verdiniz” diye sormuştu.

Aradan geçti beş ay. Hâlâ yanıt yok.

Süleyman Soylu, niye yanıtlasın ki? Hesap soranı yok, koruyanı çok.

GEÇMİŞ OLSUN

Çanakkale Köprüsü, biliyorsunuz yap-işlet-halka yüklet modeliyle yapıldı.

Bu yönteme göre, köprü için günlük 45 bin araç geçiş garantisi verildi. 45 bin araç geçmezse geçmeyenin parasını yurttaşlar liracık, liracık ödeyecekler.

Köprüden günde 45 bin araç geçiyor mu ya da geçer mi?

Bir örnek verelim:

Çanakkale Köprüsü’nden 22 Mart günü, 22 bin araç geçmiş. Hem de geçiş bedava olmasına karşın...

Hepimize geçmiş olsun.

ONSUZ OLMAZ!

“Atatürksüz Çanakkale” deyişine kızmış Devlet Bahçeli. Ona göre de Atatürksüz olmazmış, olamazmış Çanakkale.

İyi de, Çanakkale’yi Atatürksüz kılan, AKP-MHP ittifakının kendisini şeyhülislam yerine koyan Diyanet İşleri Başkanı.

Sarıklı, cüppeli. Elinde kılıç. Makamında, oturuyor.

Ali Erbaşsız Türkiye olmuyor, olamıyor demek ki.

MEDRESECİLER

Medreseler epeydir meşrulaştırılmıştı, Diyanet Akademisi Yasası’nın Meclis’ten geçmesiyle de tümüyle hukuksal temele oturtuldu.

ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, medrese yasası Meclis’ten geçerken tek bir “Hayır” oyu verilmemiş olmasına dikkat çekti.

Türkiye’yi tek adamdan kurtaracaklarını söyleyen muhalefet ittifakı da evetçi yani...

İnanmamızı istiyorlar: Laiklik olmadan demokrasi olacağını savunanlar ittifakı, bu ülkeye demokrasi getirecek!