Meslek edinmek isteyen kadınlar, aileleri tarafından istenmeyen yaşlılar, evlenmek isteyen ama paraları olmayan gençler, çocuğunu sünnet ettirmek için yardım isteyenler, barınacak yeri olmayan kadınlar, kadın kooperatifi kurmak için destek bekleyenler, zihinsel engelli çocukları için çare arayanlar, tüketici olarak istismar edilen ve ilçe hakem kuruluna başvurmak için yol gösterilmesini isteyenler, hiçbir sosyal güvencesi olmadığı için doğum yapıp çocuğunu hastanede bırakan ve “Ne olur onu oradan çıkarın ” diye çığlık atan anneler, sosyal güvencesi olmadığından dolayı sağlık desteği için kıvrananlar, yeşil kart almak için geçerli nedenleri olan ama bürokratik engellere takılanlar, yıllardır yaşadıkları sokağın adının değiştirilmesine itiraz edenler, ilacını alamayıp reçetesiyle kapı kapı dolaşanlar, işsizlik nedeniyle kiralarını ödeyemeyen küçük dükkân sahipleri, çevrelerinde gördükleri uyuşturucu ve tiner bağımlılığına karşı çare arayanlar, amcasının tecavüz ettiği gebe kızına çare arayan anneler, yasal mağduriyetleri için hukuk danışmanlığı arayanlar, karısını dövdüğü, küçümsediği için pişmanlık duyan ve ailesini yeniden kazanmak isteyen eğitimsiz ve bir o kadar da çaresiz kocalar, psikolojik destek arayanlar, annelik özlemi çeken ama gebe kalamayan kadınlar, bölgelerinde projelerini hayata geçirmek isteyen öğretim üyeleri, meslek odaları temsilcileri, sivil toplum örgütleri, sanatçılar, gazeteci ve yazarlar, sendikacılar, beklenen kuraklığa karşın yan apartmanda oturanların şakır şakır araba yıkamalarına sinirlenen ve illa ki bunu önleyecek bir makam arayan emekli uzun yol kaptanları, en az altı aydır iş arayan işsizler, sağır ve dilsizler, körler, tekerlekli sandalyede yaşamlarını sürdüren ama bir iş güç sahibi olmak isteyenler, töre cinayeti korkusuyla yaşayan kadınlar, her daim potansiyel suçlu olarak görülen cezasını çekip bitirmiş eski hükümlüler, polisin ve çevrenin tacizinden bunalan eşcinsel ve travestiler, babasının okuldan aldığı ve babası yaşında bir adamla (başlık parası için) evlendirilmek istenen kız çocukları, kocaları tarafından öldürülen ya da ölesiye dövülen kadınlar ve annelerine arka çıkan kızlar, oğlanlar, evlilik öncesi cinsel yaşam ve sağlık konusunda destek almak isteyenler, utanıp sıkılarak AIDS testi yaptıranlar, dişlerini yaptıracak dişçi bulamayan AIDS hastaları, başarılı ama çaresiz öğrenciler, kalp ilacı alamayan kalp hastaları hepimiz Nuh’un gemisindeyiz. Bu gemi batmamalı, vazgeçmek yok, asılın küreklere…

Ve size acilen tavsiyem, bu sıcak günlerde sakın ola ki Fenerbahçe Spor Kulübü üstüne hiçbir yorum yapmayın; benden söylemesi Nuh’un gemisinden atılırsınız. Bu hatayı ben yaptım, çok saf bir yurttaş olarak duyduklarımı ve bizzat yaşadıklarımı yazıp biraz bu dokunulmaz cumhuriyete dokundum, bir dayak yemediğim kaldı.

Oysa söylemeye çalıştığım, bir spor ahlakı meselesiydi. Şimdi bilmeyenler öğrensin, bundan böyle çok alaturka bir biçimde yönetilen spor dünyası değişmek zorunda. Çünkü dünya kupasında oynamak ve Avrupa’da top koşturmak istiyorsanız, konulmuş ve tüm ulusların uyması gereken kurallar var. Aksi takdirde bu coğrafyada debelenip durursunuz ve oralardaki paralar size akmaz.

Öte yandan bu kurallar o kadar kesin ki eğer öğrenmek isterseniz internete girin ve kuralları çiğnediği için Fransa’da, İtalya’da küme düşme cezası verilen kulüplere, özgeçmişlerine ve güçlerine bakın.

Ayrıca, bu alandaki paraların nereden geldiği ve ne biçimde dağıtıldığını sormak bir yurttaş olarak benim hakkım. Tıpkı milli savunma bütçesini öğrenmek, nereye ne kadar para aktarıldığını bilmek istediğim gibi. Sonuçta bu paralar bizim çocuklarımızın, torunlarımızın ve bizzat bizim emeğimizin parası.

Bu arada gene söyleyeyim; yurtdışında sporcu transfer ücretlerinden yüzde 40 vergi alınıyor, bu oran bizde yüzde 15. Tamam anladık bir vergi cennetiyiz, ama transfer ücretleriyle en pahalı ciplerde gezinen ve çoğunluğu gayet hovardaca para harcayan futbolcuların görüntüsü genel bir hoşnutsuzluğa yol açıyor. Hele de ancak asgari ücret parası alan ve yemeyip içmeyip maçlar için bilet parası biriktirmeye çalışan büyük çoğunluk düşünüldüğünde!

Daha çok söylenecek söz var. Örneğin futboldaki menajerlik kurumunun nasıl bir kuralsızlıkla idare edildiğini bilmiyor musunuz? Yapmayın siz nerede yaşıyorsunuz?

Sadece “Fenerbahçe Cumhuriyeti”nde mi?

\n\n