Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
GÜZ ŞİİRLERLE…*
Böyle bir yaz görmemiştim, sevdiğim insanlar birbiri ardına başka bir dünyaya gidiveriyor, bana ise sadece onların dizeleri, resimleri ve anıları kalıyor. Oktay Akbal da bizi terk etti. O insanı yüreğinden vuran hikâyeler artık yazılmayacak. Onu çok sevdiğim bir yazısıyla uğurlamak istiyorum. Bütün şiirler bugün onun için…
“Şubat günlerinde Erenköy!.. Yaşlı insanların güneşe kavuştuklarında duydukları sevincini bilir misiniz?
Yaşayanlar, yaşayacak olanlar er geç anlar! Bahçeye açılışı pencerelerin, bahçede doluşan kedilerin, ürkek tavukların, horozların getirdiği bambaşka bir güz...
Ben her zaman şiiri ararım. Hemen her şeyin bir şiiri vardır. Orhan Veli’nin ‘rakı şişesinde balık olsam’ şiirindeki gibi..
Değişik bir yaşam arayanlara git işte sokağa bak, çevreye bak, derim ben. Sokakta her şey vardır. Kış günlerindeki kapatılmışlığın ardından gelen güzellikler ya da çirkinlikler. İyinin de kötünün de güzelin de çirkinin de şiirleri olduğu gibi.
İlk şiir defterimi bir bulsam... Ne yapsam da o günlere azıcık geri dönsem!
İşte 1940 yılının bir mayıs günü.
‘Milli’ye gittim. Arkamdaki sıralarda o vardı. Yanında üç arkadaşı. Beyaz bir rob giymiş, çok güzeldi. Yanında da dört kız arkadaşı. Onunla bir konuşma yapmak içimden geldi. Hiç değilse ona, çocukluk günlerimizdeki bahçe oyunlarını hatırlatsam. Küçük yaşlarda yaşanan küçük olaylar vardır ya, bir türlü içimizden çıkmaz. İşte bir tanesi:
O müsvette defteri, saklar hatıraları koynunda. Istırap dolu günleri. Ve sonsuz acıların yarattığı saçmalıkları. Defterin her sayfasında bir isim büyük harflerle yazılmıştır. Etrafı çiçeklerle süslü. Bazen ben gönderilmeyen mektuplar yazmışımdır sana. Gözyaşlarım o sayfaları doldurmuştur.
Yıllar akarsuya kapılmış yapraklar gibi ağır ağır akacak. Ve ben bir gün aynada tanıyamayacağım kendimi. O zaman ne bir ümit ne de bir amacım olacak. Yıllar sonra bu defteri okurken düşen bir damla yaş dediklerimi kanıtlamıyor mu? En iyisi geçmiş yıllarımın anılarını yeniden yaşatmak...
Seni bir bekleyen var. Gözetliyor yıldızlara bakıp bekliyor beklediği insanı. Arıyor beklediği insanı. Sokakları ve yolları. Seni bir bekleyen var. Bekliyor sabrının son noktasına kadar. Ayaklarının takırtısını hayallerinin perdesine yansıtmak için. Evet seni bir bekleyen var. Yalnız sesini duymak için. Nerede çocukluğumu saklayan bahçe, dallarından sapan yaptığını erik ağacı, mırıldandığım senin sevdiğin şarkı? İstersen arayalım. Ve komşu bahçeden aşırdığımız gülleri. Onları bulamıyorum. Nereye gittiler, sen de bulamadın mı?
’ Şiirlerdir seni, beni yaşatan. Bir gün daha. En az bir gün...”
* Bu yazı 23 Şubat 2014 tarihinde Oktay Akbal’ın köşesinde yayımlanmıştır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti