Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Hakkımı Helal Etmiyorum'

27 Aralık 2011 Salı
\n\n\n

Televizyon kanalları Ermeni yasasına kilitlenmiş bir durumda, bilen bilmeyenin konuş Allah konuştuğu programlar yaparken ülkenin uzun bir süreden beri devam eden gerçek gündemi, hız kesmeden sürüyor.

\n

Ben de uzun zamandır düşündüğüm bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bana öyle geliyor ki ülkede yönetim diye bir şey yok. AKP, askeri vesayeti kaldırmak ve bir yığın ülke lehine olmayan kararlar aldırmak için (madenleri, termik santralları, rant paylaşımını düşünün) yıllardır eğittiği, en çok da hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerine yönlendirdiği kadroların bugün önemli mevkilere gelmesiyle kendisinin de baş edemediği bir canavar yaratmış durumda.

\n

Öyle ki samimi olduğunu düşündüğüm bakanların, Cumhurbaşkanının söylemlerine rağmen haksız ve uzun tutukluluk inanılmaz bir hızla, ülkenin muhalif kadrolarını içeri almayı sürdürüyor. Açıkça ifade etmek gerekirse ya yeni hâkimler, savcılar hiç hukuk bilmiyorlar ya da işte burada canavar işin içine giriyor. Bağlı oldukları ideolojiye uygun kararlar aldıklarını düşünüp vazifesini yapmış insanların huzuruyla uyuyorlar; başka türlü uyku uyumaları mümkün olamaz.

\n

Bu iş nasıl sona erecek? Şike olayında görüldüğü üzere, durum AKP yönetimindeki kişileri de rahatsız ediyor. Çünkü son gözükmüyor. AKPnin danışman kadrosunun, sonu belli olmayan bir gidişin içinde olmak istemeyeceklerini düşünmemiz gerekir. Peki davalar ne zaman, nasıl sonlandırılacak? Kimsenin en ufak bir bilgisi yok. Çünkü darbe hukuku mantığıyla, hareket eden mahkemelere kimsenin sözü ulaşamıyor. Ve bu beni korkutuyor.

\n

Öte yandan, eflasyonun çift rakamlı sayılara doğru hızla yükselişine tanık oluyoruz, ülkenin sadece yüzde 1ini ilgilendiren büyüme rakamı kimselerin karnını doyurmuyor, sabahtan

\n

\n\n\n

akşama kadar direksiyon sallayıp uykusuzluktan her iki dakikada bir buldukları uygun yerlerde kestiren ve yeni doğmuş, büyüme çağındaki çocuğuna et alamayan taksi şoförlerini, her gün makarnanın çeşitli türlerini deneyen ve öğretmenler odasında sinir krizi geçirip Yeter artık çocuklarıma makarna çeşidi sunmaktan bıktımdiye hüngür hüngür ağlayan öğretmenleri, kahvaltı edemediği için derste bayılan gencecik çocukları, kimseler duymuyorsa da onlar bu ülkede yaşıyorlar.

\n

Öte yandan cümle emeklilerle, dar gelirlilerle, asgari ücret alanlarla alay eder gibi milletvekilleri kendilerine ve emekli aylıklarına, durumun vahametini bildiklerinden, kaşla göz arasında kıyak bir zam yaptılar.

\n

Zammın duyulduğu gün rastlantı radyo açmıştım. Radyocu, dinleyenlerinden gelen mesajları okuyordu ve her üç mesajdan biri milletvekillerine ağır bir biçimde giydiriyordu. Sesi oldukça yaşlı bir kadın radyoya bağlandı ve o ses o kadar saftı ki sadece şunları söyledi:Hakkımı helal etmiyorum.

\n

Bu saflık karşısında gözyaşlarımı tutamadım; bu zammı yapanların ve keyifle yiyeceklerin, umurundaydı sanki. Hakkını helal etmiyordu. Bu onun için bir insana söylenebilecek en ağır sözdü. Büyük bir olasılıkla sesinden öyle anlaşılıyordu; beyaz başörtüsüyle beş vakit namaz kılan, komşuları açsa gözüne uyku girmeyen, bir tas çorbayı mutlaka ama mutlaka komşunun çocuklarına sunan, kocasının emekli maaşıyla geçinen bir Türkiye yurttaşıydı ve hakkını helal etmiyordu.

\n

Ben de etmiyorum; kendilerine ve geçmişte milletvekili olanlara bir çırpıda kıyak bir emeklilik parası çıkaran bu kanuna el kaldıranlara ben de sıradan bir emekli olarak hakkımı helal etmiyorum.

\n

Öte yandan bir oldubittiyle karşılaştıklarını söyleyen muhalefet partilerine de bir önerim var: Hep birlikte bir araya gelip maaş farklarını lütfen herkesin göreceği bir biçimde, bu ülkede olumlu bir şeyler yapmak için canla başla çalışan sivil toplum kuruluşlarına bağışlasınlar. Bağışlasınlar ki, biz de samimi olduklarını görelim. Aksi takdirde hiçbir biçimde inandırıcı olamayacaklardır. Artık lafla peynir gemisinin yürümediği zamanlardayız. Bize eylem gerekir.

\n

Son söz; çocukluğunu bildiğim bir kız çocuğu son KCK operasyonlarında tutuklandı. Sevgili Emel Mescinin kızı Zeynep, mazlumların yanında olmak için çırpınan bir gazeteciydi. İnanmak istiyorum ki o ve diğer bütün tutuklular bir gün yeniden sokaklarda volta atıp mazlumların sesi olmaya devam edecekler. Neyse ki dünyada kötülük kadar iyiliğe de yer vardır, her zaman.

\n

Not:Genç Olmanın Türlü Hallerisonraki yazılarımda devam edecek...

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları