Hiç durmadan kanayan bir yara

10 Mart 2024 Pazar

Sessizce oturmuş, gelinliği içinde kaybolmuş küçücük bir kızın fotoğrafına bakıyorum. Küçücük, 13’ünde var yok. Çocuk gözleri korkuyla bakıyor. Az sonra babası yaşında bir adamın koynuna verilecek. Annesi ağlıyor, dışarıda içkinin de etkisiyle coşan erkek sesleri... Kızın küçük kız kardeşi dehşet içinde, çok değil iki üç yıl sonra sıra ona gelecek. Korkuyor. 

Fotoğrafa baktıkça şu kocamış dünyamızın “kadın tarihi”nin ne denli eziyet ve acılarla dolu olduğunu bir kez daha düşünüyorum ve yıllar önce izlediğim, günlerce etkisinde kaldığım daha önceleri de hakkında yazdığım bir film yeniden aklıma düşüyor. Yönetmenliğini Siddig Barmak’ın yaptığı Osama adlı film, Taliban yönetiminde çekilen ilk Afgan filmiydi ve anlatılan, yaşanmış bir olaydı. Filmin çekilmesi için İran’ın genç kadın yönetmenleri gönüllü olarak çalışmışlardı. 

Hâlâ kanımı donduran sahnelerini tek tek anımsadığım filmde, hepimizin iyi bildiği bir efsanenin sözleri sık sık yineleniyordu: “Çok yoksul bir aile varmış, karınları çok açmış ve bir gün annesi küçük kıza demiş ki: ‘Kızım bu sabah seni gökkuşağının altından geçirmem gerek çünkü gökkuşağının altından geçtiğinde bir erkek olacaksın. Ve yollara düşüp ailene ekmek getirebileceksin.’” 

Film “İş istiyoruz!” sloganlarıyla sokaklara dökülen burkalı yüzlerce Afgan kadınının görüntüsüyle başlıyordu. Kadınlar yürüyorlardı, açtılar, çalışmaları yasaktı ve çaresizdiler. Taliban kuvvetleri onları dağıtmak için acımasızca su sıktı ve annesinin elinden tuttuğu çok küçük bir kız çocuğu o acımasız suyla sürüklendi, kadınlar korkuyla kaçtılar. 12 yaşındaki Osama, annesiyle birlikte o sırada sokaktaydı. O da eve sığındı ve suların sürüklediği o küçük kızın çaresizliği o an belleğine kazındı. Osama’nın babası iç savaşta ölmüştü, ailenin hiçbir erkek yakını yoktu ve küçücük bir kulübede üç kadın, anneanne, anne ve Osama birlikte yaşıyorlardı. Annenin çalışması yasaktı ve açtılar. 

O zaman anneannenin aklına geldi, Osama bir erkek olabilirdi, gökkuşağının altından geçebilir ve sokaklarda korkusuzca iş arayabilirdi. Eve ekmek, karpuz getirebilirdi. Savaşta ölen babanın giysileri küçültülüp Osama’ya giydirildi. Anne onu, babanın ölmeden önce birlikte çalıştığı bakkalın yanına çırak verdi. Bakkal sahibi iyi niyetli bir adamdı, ona Osama’nın aslında kız olduğunu söylediler. Adam ailenin çaresizliği karşısında kendisini de tehlikeye atıp Osama’yı kabul etti. Ve Osama, korku içinde yollardan geçip gitti, evine ekmek taşıdı. 

Ve bir gün Talibanlar onu alıp erkek çocukların din kurallarına göre eğitildiği bir okula götürdüler. Osama ince sesiyle mollaların dikkatini çekti, erkek çocuklara erkek olduklarında ve “günah işlediklerinde(!)” nasıl gusül abdesti alınacağını öğreten bir molla Osama’yla ilgili kuşkusunu herkesin önünde dile getirdi. Erkek çocukları acımasızdı, Osama’nın peşine düştüler. Osama erkek olduğunu ispatlamak için ağaca tırmanmaya başladı ama korktu ve onu ağaçtan indirip ceza olarak kör bir kuyuya sarkıttılar. 

Kuyudan çıkardıklarında titreyen Osama’nın paçalarından kan sızıyordu, regl olmuştu. Kız olduğu açıkça görülmüştü, suçluydu. Mollaların mahkemesine çıkarıldı, annesi ve anneannesi gökkuşağının altından geçen kızlarına sahip çıkamadılar, öldürülmekten korktular. Osama 12 yaşında çok yaşlı bir toprak sahibine satıldı. Adamın dördüncü karısı oldu. 

Film, yaşlı adamın, Afgan usulü bir banyoda gusül abdesti alırken hayatından çok hoşnut yüzüyle bitiyordu. İşte benim kanım o zaman dondu. Her şey biraz fazlaydı. Bir an her şey anlamını yitirdi ve aklıma bir başka hikâye geldi: Gerdeğe girdiği gece, “Amca ne olursun, yapma, amca çok acıyor” diye ağlayan bir kız çocuğunun hikâyesiydi bu. Kapının önünde bekleyen anne dayanamamış, kapıyı açıp içeri girmiş ve kızını çekip almıştı, anne kızını kaçırmıştı. Sonra ikisi de öldürüldü. Bu da benim ülkemde oldu. 

Yazarın notu: “Bizim sinemamız bu tür filmleri neden yapmıyor?” diye soruyorsanız, Reis Çelik’in Lal Gece filmini internetten bulup izleyin. Çünkü bu hiç durmadan kanayan bir yara.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları