Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türk halkı koyun değildir

06 Aralık 2020 Pazar

Evlere tıkıldık ya, kitap okuyorsun, yeni bir kitabın ilk taslağına başlıyorsun, dizi izliyorsun, müzik dinliyorsun ama evde zaman bir türlü geçmiyor. Böyle olunca da insan olmadık şeyler düşünüyor. Şimdi bir soru: Hani bir seçim olur da AKP ve ortakları yenilirse onların iktidarı paşa paşa devredeceklerini düşünüyor musunuz? Ben düşünmüyorum, hatta yeniden iktidara gelme ihtimalleri bile var. Hemen itiraz etmeyin. Çünkü anketler AKP’nin oylarının düştüğünü gösteriyorsa da diğer muhalefet partilerinin oylarının arttığına dair hiçbir belirti yok. “Halk bunlardan bıktı, açlık kapıda, ekonomi altüst” demeyin. Bunu biliyoruz, bilmediğimiz şey muhalefet partilerinin olur da iktidara gelirlerse ne yapacakları?

Kuyuya düştüm kurtarın beni/ Fotoğraf: Işıl Özgentürk

Kimse alınmasın, ne demek istediğimi açıklayacağım. Diyelim ki CHP ve HDP, belli ilkelerde anlaşıp birlikte iktidara yürümeye karar verdiler. İktidara geldiklerinde ekonomiyi düzeltmek, rayına yeniden oturtmak için bir planları, programları var mı? Diyelim ki ben küçük ölçekli bir KOBİ sahibiyim. Koronadan ötürü iyice çökmüşüm, beni ne tür bir iktisadi programla yaşama katacaklar? Kimselerin bunlardan söz ettiği yok. Çok basit bir şey, muhalefet demeli ki: “İktidara geldiğimizde halkın ödediği taşıt geçmeyen köprülerin geçiş parasını kaldıracağız! Şirketlerin silinen vergi borçlarını yeniden yapılandırıp buradan gelecek paralarla kapatılan şeker fabrikalarını yeniden açacağız.” Hangi partinin bu konuda bir çalışması var? 

Doğrusu bir markete gittiğimde ağlamaklı oluyorum. Kırmızı mercimeği bile dışarıdan alıyoruz, geçen yazımda da belirttim, gariban yiyeceği kuru fasulye 30 lira. Diyelim ki başa geldiniz, tarım alanındaki yabancı kotaları nasıl kaldırıp yerli tohuma ve yerli üretime geçeceksiniz? Bunun için partililerin yaptığı detaylı bir çalışma var mı? Bölgelerin tarım potansiyelleri yeniden nasıl canlandırılır? Trakya’nın yok edilen ayçiçeği yeniden nasıl güneşe bakacak, Çukurova yeniden nasıl pamuğun beyazına bürünecek? Konya Ovası yeniden nasıl buğday başaklarının rüzgârda nazlı nazlı salındığı bir ova olacak?

Usuldan eğitime gelelim. Ben üniversitede okurken o yıllarda başlatılan özel okullara isyan edip üniversite işgal etmiştik. Şimdilerde özel üniversitelerden, özel liselerden geçilmiyor. İlkokullar bile özel. Ayrıca kendi alanında uzman binlerce üniversite, lise hocası KHK ile görevlerinden uzaklaştırıldı. Şimdi muhalefet hiç bıkmadan “eğitimin herkes için bir insan hakkı olduğunu” her yerde yinelemek ve iktidar olduklarında neler yapıp bu kargaşaya son vereceklerini herkese, evet, herkese anlatmak zorunda. Ben şiddetle merak ediyorum, eğitim reformu için ne gibi bir çalışma yapılıyor? Birileri çıkıp söylesin, binlerce genç insana, binlerce veliye umut olacak bir program önersinler? Söylemek hoşuma gitmiyor ama siz insanlara umut aşılamazsanız, kimseler peşinizden gelmez.

Şimdi gelelim ülkemizin engellilerine. Bu bilgileri bir Avrupa Birliği projesinde çalışırken öğrendim. Ülkemizde 12 milyon engelli var. “Işıl abartma” demeyin, görmediğimiz, duymadığımız için onları yok sayıyoruz. Çünkü ne yollarımız, ne parklarımız, ne banka kapılarımız ne de özellikle belediye tuvaletlerimiz engelliler için düzenlenmiş... Hadi bir engelli arabasını banka kapılarından ya da resmi bir dairenin kapısından sokmaya çalışın. Başaramazsınız. Kim akıl verdiyse verdi ülkemizin gelmiş geçmiş sağ iktidarları içinde engelli yurttaşlara belli kolaylıklar getiren AKP iktidarı oldu. Hem engelli kişiye hem de ona bakana belli bir para veriliyor. Tayyip Erdoğan bir seçim konuşmasında şöyle demişti: “Benim 24 milyon taş gibi oyum var!” Evet var,12x2 eder sana 24. Öyleyse muhalefet bu oylar için farklı öneriler getirmelidir. Engellileri hayatın içine sokacak projeler hazırlamalıdır. Onları birer sadaka alan değil, çalışan yapacak yolları geliştirmeli ve bunları açık açık söylemelidir.

Dört bakanlığın bütçesinden daha büyük bir bütçeye sahip olan Diyanet, bu sefayı sürdürecek mi?

Bekçiler, Doğu’da devlet parasıyla koruculuk yapanlar ne olacak? Atanmayı bekleyen binlerce öğretmen için nasıl bir planınız var? Hıristiyan âleminde rahipler kendi cemaatlerini oluşturup yani bir emek sarf edip bağışlarla yaşar. Bizde ise imamlar devletten, öğretmenlerden daha fazla maaş alıp barınma, ısınma için de hiçbir para ödememektedir. Bazı köylerde yetişkin nüfusundan fazla cami var ve cuma günleri dışında ne yazık ki boş. Bu haksızlık nasıl giderilecek?

Öte yandan milyonlarca kişiyi ilgilendiren asgari ücret, evet, asgari ücret, insanların yaşaması için en az 4 bin Türk Lirası’na çekilmelidir. Tamam iktidar saraylardan çıkmıyor ama muhalefet artık iktidarın oluşturduğu gündemle hiç ilgilenmemeli, her an her yerde asgari ücreti gündeme getirmelidir. Aksi takdirde her şey gene eski tas eski hamam devam edecektir. 

Şimdi diyeceksiniz ki bunlar da söyleniyor ama halk anlamıyor. Öyle kaçamak yanıt yok. Bir deneyin, her Allah’ın günü Tayyip Erdoğan’ın ya da Bahçeli’nin söylediklerine yanıt vermek yerine, umut verici önerilerle halkın karşısına geçin. Türk halkı iktidarın sandığı gibi koyun değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları