Artık nasıl bir devlette yaşayıp başkalarına örnek oluyoruz bilemiyorum ama Genelkurmay Başkanı’nın kendi Silahlı Kuvvetleri’nin zaaflarını anlattığı “çok gizli” toplantılar radyo kaydı kalitesinde ortalıkta...

Devletin üst düzey istihbaratçılarıyla PKK örgütü şeflerinin yaptığı toplantı kayıtları ortalıkta...

Bir ara “devlet şeffaflaşıyor” çalışmaları vardı. Bazı karakollar pembeye boyanıyordu. MİT gibi kurumlar halkla ilişkilere, basınla bağlara daha çok önem vermeye başlamıştı.

Şeffaflaşma derken bu kadarını beklemiyorduk tabii.

Anlaşılan artık kozmik odalara filan gerek kalmadı. WikiLeaks’çilerin uğraşıp belge bulmasına da... Hatta yabancı gizli servislerin buralarda boşuna ajan istihdam etmesine de...

***

Kayıtların birinde, ülkenin yıllardır terörle yani PKK ile mücadelesini üstlenen Silahlı Kuvvetler’in en tepesindeki komutanın özeleştirisi yer alıyor. Öyle emekli olup çayını içerken atıp tuttuğu konuşmalar değil. Komuta kademesine dert yandığı, eleştirdiği, yapılan vahim hataları anlattığı bir konuşma.

Bir diğerinde yabancı bir devletin temsilcisinin de bulunduğu bir ortamda aynı PKK’nin yöneticileriyle Türkiye’nin istihbarat yöneticilerinin pazarlığı yer alıyor.

Diyebilirsiniz ki, “Zaten yabancı bir devletin koordinatörü de yer aldığına göre bu bant bir tek bize gizliymiş..”

Ya da diyebilirsiniz ki, “Ayıptır, bu terör örgütüne de güvenilmiyor, bunların çenesi durmuyor!”

Ama bunları birileri yazıp çizse, ortalık yerde söylese artık hangi suçtan tutuklanır, hele evinde Kapalıçarşı’dan alınma bir Osmanlı kılıcı filan varsa silahlı örgütten mi gümbürtüye gider bilemem.

***

Tabii bu arada İmralı’yla, terör örgütüyle “organik bağları” olduğu gerekçesiyle içeri atılanlar, bu “bağ” nedeniyle yıllardır başlarına gelmeyen kalmayan Kürt siyasetçiler ne olacak?

İster misiniz, onlar da şimdi bağımsız yargıya başvurup hükümetin KCK davasına bağlanmasını istesinler?