Aslında fena da olmazdı. Düşünün bir anda ikinci el Ferrari ve Porche satışları patlamış, halk elindeki Range Rover’lardan kurtulmaya çalışıyor, ben Lamborghini’lerimden birini arkadaşıma veriyorum, o bile almak istemiyor...

Böyle bir ülkede yaşasak fena mı olurdu?

Eğer böyle bir ülkede yaşadığınızı düşünmek istiyorsanız ara sıra İstinye Park’a gidin, sanıyorum Türkiye’deki Porche ve Ferrari’lerin büyük bölümünü orada görebilirsiniz.

Eğer cari açık bu tür arabalara gelen vergiler sayesinde kapanacaksa durumumuz iyi demektir. Çünkü geçen yıl satılan toplam Ferrari sayısı 20 küsurmuş örneğin...

Birkaç yüzyıllık emekli maaşını biriktirerek Porche almak isteyen varsa artık vazgeçecek ne yapalım!

***

Galiba Turgut Özal da, sık sık yaptığı “güncellemeler” için, “Herkes de fazla kullanmasın, biraz lambaları kısın, arabayla ortada gezmeyin, tüketen de vergisini ödesin” türünden açıklamalar yapmıştı.

Ama maalesef öyle olmuyor.

Örneğin Ferrari’ye değilse bile elektrik ve benzine gelen zam her şeye birden yansıyor.

Zaten adına ister “güncelleme” deyin ister “ayarlama” deyin, ister “düzenleme” deyin fark etmez, halk arasında her tür fiyat artışının kısa adı “zam”dır.

***

Üstelik hükümet yaptığı zamları çok doğru ifade edemiyor. Örneğin sigara, içki içmeyin deniyor ama aslında tam tersine daha fazla vergi toplamak istiyorlarsa daha çok sigara, içki tüketmeyi teşvik etmeleri gerekmez mi?

Öyle ya mademki kriz çıkmaması ve Yunanistan durumuna düşmememiz için bu vergiler önemli, kanser de olsak alkolik de olsak vatan, millet için içmemiz lazım.