Mehmet Ali Güller

5’li masa

11 Mart 2023 Cumartesi

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov duyurdu: Türkiye, Rusya, İran ve Suriye dışişleri bakan yardımcıları önümüzdeki hafta Moskova’da toplanacak (TASS, 9.3.2022). 

Böylece hem Rusya’nın kolaylaştırıcılığında Türkiye-Şam normalleşmesi hayata geçiyor hem de fiilen “Astana Üçlüsü”, “Astana Dörtlüsü”ne dönüşüyor. 

PUTİN’İN AÇTIĞI KAPI

AKP hükümeti uzun süre direndi: Suriye’nin müttefikleri Rusya ve İran’la işbirliği yapacaktı ancak Suriye karşıtlığını sürdürecekti! Bu denklemi de ABD’yle pazarlığında kart olarak kullanacaktı. 

Bunun uzun süre sürdürülmesi elbette olası değildi. Nitekim Erdoğan’ın Suriye’ye sınır ötesi operasyon ilanı ile birlikte Moskova harekete geçti ve “Terör sorununun çözümünün yolu Ankara-Şam normalleşmesinden geçer” dedi. Tahran’ın da Moskova’ya destek vermesiyle, bu yol Astana görüşmelerinde Ankara’nın önüne getirildi.

Erdoğan iktidarı konuyu ağırdan aldı, yokuşa sürdü ama en sonunda 28 Aralık 2022’de Moskova’da Türkiye-Suriye-Rusya üçlü savunma bakanları toplantısını kabul etmek zorunda kaldı. Böylece Putin’in açtığı kapı, biraz daha aralanmış oldu. 

ABD’NİN RAHATSIZLIĞI 

Ardından Astana Platformu üyesi olarak, İran da sürece dahil olmak istedi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, 31 Ocak 2023’te, “İran’ın Rusya-Türkiye-Suriye üçlü formatına dahil edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını” duyurdu.

Böylece normalleşmede üçlü format, dörtlü formata dönüştü. Bu fiilen Astana Üçlüsü’nün de Astana Dörtlüsü’ne dönüşecek olması demektir. Kaldı ki Suriye, kimi Astana toplantılarına yan salondan dolaylı katılmıştı.

Böylece ABD için en istenmeyen durum belirmiş oluyor: Astana Üçlüsü’nden yeterince rahatsız olan Washington’ın önünde şimdi dörtlü tablo var! (ABD Genelkurmay Başkanı Org. Milley’in Suriye’nin kuzeydoğusunu ve ABD Savunma Bakanı Austin’in Irak’ın kuzeyini ziyaret etmesinde, bu durumun da etkisi var elbette.)

ÇİN ASTANA’YI İSTİYOR

Washington açısından bir diğer istenmeyen durum da Çin’in birkaç aydır Suriye üzerinden ABD’yi sıkıştırıyor olmasıdır. Pekin yönetimi, ABD’nin Suriye’de petrol ve buğday hırsızlığı yaptığını miktarlarıyla birlikte ortaya koyarak işgal ettiği toprakları terk etmesini istiyor.

Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang, ülkesinin Ortadoğu politikasını anlatırken “Çin’in Ortadoğu ülkelerinin stratejik bağımsızlığa kavuşmasını desteklediğini” belirtti. (CRI Türk, 7.3.2023)

Öte yandan Çin, Astana Platformu’na “gözlemci üye olmak istediğini” de açıklamıştı. Rusya’nın Astana görüşmelerindeki temsilcisi Lavrentyev, “Çin’in katılmasını İranlıların kabul ettiğini, Türk tarafının ise konuyu incelediğini” duyurmuştu. (Sputnik, 23.11.2022)

ASTANA’NIN KÖKÜ 28 ŞUBAT’TA

Görüldüğü gibi önümüzdeki süreçte Astana Beşlisi hayata geçebilir. 

Şimdi Türkiye açısından mesele şu: Altılı masa bu olumlu süreci devam ettirecek mi? Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’na rağmen Türkiye’nin önünü açan bu bölgesel işbirliği mekanizmasını sürdürecek mi?

Unutulmamalı: Astana Platformu bir AKP uygulaması değildir, bir devlet uygulamasıdır ve düşünsel kökleri de 28 Şubat sürecindedir. Anımsayın: MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, “Türkiye’nin, Rusya ve İran’ı da içine alacak şekilde bir arayışın içinde olmasında fayda buluyorum” demişti. (Sabah, 8.3.2002)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları