Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kılıçdaroğlu’nun ‘göç mutabakatı’na tepkisi
ABD Dışişleri Bakanlığı, 2 Ağustos günü yaptığı açıklamayla, risk altındaki Afganların tahliyesi çalışmalarının kapsamını genişlettiğini duyurdu. ABD bunun için “Mülteci Kabul Programı” kapsamında “Öncelik 2” kategorisi başlattı. ABD’yle çeşitli yollarla işbirliği yapmış binlerce Afgan ve birinci dereceden aile üyeleri bu kategoriye alındı.
Yaklaşık 20 bin Afganın, Özel Göçmen Vizesi kapsamına girme aşamasında olduğu, bu yeni kategori ile birlikte toplam 50 bin Afganın ABD’ye alınacağı hesaplanıyor.
Gelelim bizi ilgilendiren kısmına...
ABD, AFGAN GÖÇMENLERE TÜRKİYE’Yİ İŞARET ETTİ
ABD Dışişleri yetkilileri, bu yeni programla ilgili brifingde, göç eden Afganlara Türkiye’yi işaret etti. Dışişleri yetkilisi aynen şöyle dedi: “Açıkçası, insanlar kuzeye giderlerse veya İran üzerinden Türkiye’ye giderlerse -Türkiye’ye bazı varışlar zaten gördük- bu insanlar hem ülkeye girme hem de hükümete veya BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne kaydolma fırsatına sahipler.” (www.state.gov, 2.8.21)
Peki, ABD ile Türkiye arasında bu konuda varılan bir mutabakat var mıydı? Biden ile Erdoğan’ın 14 Haziran’daki görüşmesinde bu konuda da bir mutabakat oluşmuş muydu? Hem Biden hem Erdoğan, “Kâbil Havalimanı’nın güvenliğini Türkiye’nin üstlenmesi” konusunda bir genel mutabakata vardıklarını açıklamışlardı ama bununla bağlantılı olarak bir “göç mutabakatı” da yapmışlar mıydı?
2 Ağustos ve 3 Ağustos gün boyu Dışişleri Bakanlığı’ndan ABD’nin açıklamasına bir “yanıt” gelmemesi, haliyle kuşkuları artırdı. Gerçi varsa bile bir mutabakat, Dışişleri’nin bilgisi dahilinde olmaması da mümkündü. Çünkü Erdoğan, 2003 yılında başlattığı “Dışişleri yetkilisi olmadan görüşme” geleneğini çeşitli yollarla sürdürüyordu!
KILIÇDAROĞLU: BİDEN-ERDOĞAN ANLAŞMASINI TANIMIYORUZ
ABD’nin açıklaması ve AKP hükümeti ile Dışişleri’nin yanıtsızlığı sonrasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Ağustos günü bitmek üzere iken saat 23.09’da sosyal medyadan bu konuda sert bir açıklama yaptı:
“ABD Afganistan’da kendisine hizmet etmiş, Taliban’ın düşman olarak gördüğü 19 bin Afganı ve aile üyelerini (toplamda 53 bin kişi) ülkesine almaya karar verdi. 1 milyona yakın destekçisine de hedef ülke olarak İran üzerinden Türkiye’yi gösterdi. Bunlar Taliban’dan kaçan gençler. Öncelikle şu aşikârdır ki; Erdoğan son yaptığı görüşmede ülkemize bu Afgan sığınmacıları kabul etmiştir. Toplantıya devlet mekanizmalarının dışından, Kavakçı ailesinden getirilen genç tercümanın sebebi de belli olmuştur. Erdoğan bunun duyulmasını engellemek için bunu yapmıştır.”
Kılıçdaroğlu, bu sözlerinin ardından asıl önemli çıkışını yaptı: “ABD’ye sesleniyorum: Erdoğan ile yaptığınız bu anlaşmaları, geleceğin iktidar üyesi ve ülkeyi yönetecek ittifak olarak asla kabul etmiyoruz. Kendisine ne dediyseniz, neler söylediyseniz, bunlar Erdoğan’ı bağlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni bağlamaz.”
DIŞİŞLERİ’NDEN ZORUNLU AÇIKLAMA
ABD’nin 2 Ağustos’ta yaptığı açıklamaya o gün ve 3 Ağustos günü boyunca sessiz kalan Dışişleri Bakanlığı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu önemli çıkışı üzerine, 35 dakika sonra, 23.44’te bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Dışişleri, ABD’nin 2 Ağustos duyurusunda Afgan göçmen kabul programına başvuru için Türkiye’yi de işaret ettiğini, bunun göç krizine neden olacağını ve ABD’nin Türkiye’ye danışmadan aldığı bu sorumsuz kararın kabul edilemeyeceğini belirtti. Dışişleri ayrıca ABD’nin bu göçmenleri doğrudan uçaklarla nakledebileceğini söyledi.
Özetle Kılıçdaroğlu’nun gece yarısı çıkışı en azından Dışişleri’ni bu konuda bir açıklama yapmaya itti ve böylece ABD’nin Türkiye’ye “göçmen kayıt sorumluluğu” vermesine itiraz geldi.
GÖÇ MUTABAKATININ VARLIĞI SORGULANMALI
Tabii Dışişleri’nin bu açıklaması, ABD ile Türkiye arasında, daha doğrusu Biden ile Erdoğan arasında bir “göç mutabakatı” olup olmadığını netleştirmiyor.
Erdoğan’ın ABD ve NATO’nun Afganistan’dan çekildiği şartlarda, Batı’dan siyasi ve ekonomik destek alabilmek adına “Kâbil Havalimanı’nın güvenliğini üstlenme” görevine talip olması, “Afgan göçü” sorununu zaten tetiklemişti. 14 Haziran’dan bu yana ülkemize Afgan göçünün arttığı ortada.
CHP’nin ve diğer muhalefet partilerinin “göç mutabakatı” meselesini sorgulayan bir politik hat oluşturmaları, Türkiye’nin önündeki bu büyük sorun bakımından hayatidir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği