Mehmet Ali Güller

Rusya ile Batı arasında müzakere olası mı?

13 Ekim 2022 Perşembe

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un şu açıklamasından, Erdoğan’ın Batı ile Rusya arasında bir arabuluculuğa soyunduğu anlaşılıyor: “Türkiye, Rusya ile Batı arasında diyalog oluşturmak istiyorsa, bu konuyu Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hafta Astana’da gerçekleştirecekleri görüşmede gündeme getirebilir.” (Sputnik, 11.10.2022).

Var mı böyle bir olasılık? Zor ama seçenek dahilinde. Olguları inceleyerek tartışalım:

ABD’NİN ‘UZUN SAVAŞ’ STRATEJİSİ

Elimizdeki temel olgu şu: ABD’nin hedefi savaşın olabildiğince uzaması. ABD bu yolla Rusya’yı askeri ve ekonomik olarak yıpratmayı, Almanya-Fransa üzerinde etkinlik kurmayı, Rusya’dan enerji alımını azaltan Avrupa’ya ABD’li enerji şirketlerinin sıvılaştırılmış doğalgazını satmayı ve savaş meydanına gönderdiği silahlarla Amerikan askeri endüstrisine kazanç oluşturmayı hesaplıyor.

Nitekim Kiev yönetimi müzakereye ne zaman yeşil ışık yaksa, doğrudan Biden ya da Blinken, Zelenski’yi arayarak kırmızı ışığa çeviriyordu. Belarus sınırında yapılan ilk müzakerelerde de  Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerinde de hep bu yaşandı: Anglosakson sabotaj.

Zelenski son olarak “Ukrayna’nın Putin ile savaşı müzakere edemeyeceğine” dair bir kararname imzalayarak ABD’nin “uzun savaş” stratejisinin piyonu olduğunu sergilemiş oldu.

ABD İÇİNDEN UKRAYNA POLİTİKASINA İTİRAZLAR

Kuşkusuz ABD’de farklı görüşler de var. Örneğin eski ABD Dışişleri Bakanı ve eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger, bu savaşın uzamasının felaket olacağı konusunda ABD yönetimini birkaç kez uyardı.

Artık ABD Kongresi içinden de tepkiler gelmeye başladı. Matt Rosendale, Biden yönetiminin Ukrayna’yı mali açıdan desteklemesine karşı çıkarken Paul Gosar da Biden yönetiminin Ukrayna’ya sağladığı askeri desteğe tepki gösterdi (cumhuriyet.com.tr, 10.10.2022).

Kısacası ABD içinde Ukrayna savaşının uzamasına karşı çıkanlar seslerini yükseltmeye başladı. Ancak yine de Biden yönetiminin “uzun savaş” hedefinden vazgeçtiğine ya da vazgeçeceğine dair bir işaret yok.

Peki Rusya-Ukrayna savaşının barış masasının kurulabilmesi ABD’ye mi bağlı? Başından beri belirttiğimiz gibi Ukrayna’da asıl olarak ABD ile Rusya savaşıyor. Macaristan Başbakanı Orban da önceki gün bu gerçeğe işaret etti: “Geçici ateşkes Rusya ile Ukrayna arasında değil, Rusya ile ABD arasında yapılmalı” (Berliner Zeitung, 11.10.2022).

‘RUSYA İLE ANLAŞ, ÇİN’E ODAKLAN’ ÇAĞRISI

Tekrar başa, yani Erdoğan’ın Batı ile Rusya arasındaki arabuluculuk girişimine dönüp “hangi Batı” diye soracak olursak...

Yanıtı Kremlin Sözcüsü Peskov’un açıklamasında var: “Putin ile Erdoğan, Rusya ile ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere arasında müzakere olasılığını Astana’da konuşabilir” (Sputnik, 11.10.2022).

Demek ki Moskova sadece ABD’yle değil, AB’yle de müzakere istiyor. Doğru, savaşı Anglosaksonlar, yani ABD-İngiltere ikilisi istedi ve sürdürüyor ama savaş, geniş alanda savaşa itiraz eden Almanya-Fransa ikilisinin liderlik ettiği topraklarda yapılıyor.

Tam da burada şu önemli çağrıya dikkat çekmeliyiz: “Eski NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek ve sonrasında Çin’e odaklanmak için Ukrayna’da güvenlik garantileri anlaşmasının uygulanmasına ihtiyacı olduğunu söyledi.” (cumhuriyet.com.tr, 11.10.2022).

Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi ile ortak güvenlik garantileri anlaşma taslağı hazırlayan ve aynı zamanda eski Danimarka başbakanı olan Rasmussen’in ABD’ye yaptığı “Rusya ile anlaş” çağrısını, tersinden “sen anlaşmazsan AB anlaşır” diye de okuyabiliriz aslında. Zira zaman en çok Alman ve Fransız sanayisinin zararına ilerliyor.

Buradan da asıl konuya gelmiş bulunuyoruz: Avrupa güvenlik mimarisinin inşası Rusyalı mı, Rusyasız mı olacak, esas çarpışma bu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları