Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Taviz Güzergâhında Kanal Kazmak!..
Devletin Kürtçe televizyon yayınları üzerinden Güneydoğu’ya yönelik açılımı nasıl bir sonuç verecek?.. “TRT’a Kurdî 6” yayınları siyasilerin popülist yaklaşımlarına mı hizmet edecek?.. AKP bu kanalı yerel seçimler öncesi politik bir yatırım olarak mı gündeme getirdi?.. Peki, bölge insanının kültürel zenginliğini dışa vurmayı da hedefleyen bu yayınlar PKK’yi niçin rahatsız ediyor?.. Terör gerçeği hangi “kanal”ları zorluyor?
12 Eylül sonrası Güneydoğu’nun tüm kentlerinde güvenlik güçlerini adeta kırmızı görmüş boğaya dönüştüren iki unsur vardı. Başında puşıyla dolaşanlar ve araçları ya da evlerinde Kürtçe kaset bulunduranlar!.. Bölge insanı Ayşe Şan’ın, Aram’ın, Şivan’ın ya da yöresel sanatçıların gizlice kaydettiği Kürtçe ezgilerle dolu kasetleri adeta uyuşturucu gibi el altından çoğaltıp gizlice dağıtırdı! Aslında büyük bölümü politik olmayan, destansı ağıtlarla süslenmiş bu kasetler devletin bekası açısından bir tehdit de içermiyordu! Tehlike sinyali için türkülerin Kürtçe olması yetiyordu! O dönemde “Loooo... Looooo...” diye uzun nakaratlarla süslenmiş bu kasetlerle yakalananlar için kullanılan tek bir cümle vardı: “Vay haline!..”
Köprülerin altından çok sular geçti... Özgürlükler yasakların getirdiği çekiciliği bir süre sonra yok etti. Önce Kürtçe gazete ve dergiler önemsizleşti, sonra da kasetler... Hatta Güneydoğu’nun çeşitli kentlerinde açılan Kürtçe dil kursları bile ilgisizliğe ancak 6 ay dayanabildi!.. Aslında pratikte bile ciddi erozyon yaşayan yöresel bir dili teorik açıdan yaygınlaştıracak ya da zenginleştirecek çabalar çok dikkat çekmiyordu!.. Üstelik geçmişte Ortadoğu coğrafyasında kimi devletlerin bölgesel politik çıkarlar uğruna devreye soktuğu benzer girişimler de olumlu sonuçlar vermemişti. Yani Kürtçe sanal âleme pek uyum sağlayamıyordu! PKK’nin yayın organlarından ANF’nin Kürtçe radyo ve televizyon yayıncılığının tarihi üzerinde yaptığı derlemedeki şu bilgiler de TRT 6’yı önemsizleştirmeyi hedefliyordu:
Sovyetler’den Filistin’e..
“19 Temmuz 1923’te Sovyetler Birliği’ne bağlı özerk Kurdistana Sor (Kızıl Kürdistan) yönetimi ilan edildi. İlk Kürtçe radyo yayını da başkent Laçin’de, merkezi Sovyet radyosu istasyonu aracılığı ile 1924-1929 yılları arasında yapıldı. 1920’lerde İngilizlerin etkisi ile kurulan Musul vilayetinin Irak’ta kalması koşullarından biri olarak ilk Kürtçe yayın Bağdat radyosu bünyesinde 1939’da başladı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi karşıtı bir Kürtçe radyo da Filistin’de (Hayfa) kuruldu. Sovyetler Birliği ise kendi toprakları içerisinde Kürtçe radyo yayınına 1 Ocak 1955’te ikinci kez izin verdi. Ermenistan’ın başkenti Erivan’da kurulan radyo sınırlı yayın yapıyordu. Mısır’da Cemal Abdulnasır zamanında 1957 yılında Kürtçe radyo yayını yapıldı. İran’daki ilk Kürtçe Radyo ise 1958’de Kırmanşah’ta kuruldu. Irak’ta Kürdistan’ın Sesi radyosu 1963’te peşmergelerin denetiminde yayına başladı. Irak merkezi hükümetinin 1968’de Kerkük’te kurduğu ilk Kürtçe televizyon ise ilgi görmedi.”
Türkiye’de ilk Kürtçe televizyon kanalı devletin terörle mücadelede geliştirdiği yeni konsept gereği mi, yoksa iktidarın politik çıkarları uğruna mı kuruldu? Doğrusu bu girişimde iki seçeneğin de ciddi payı bulunuyor. Kürtçe televizyon yayınlarıyla bir yandan PKK’nin elindeki propaganda kozlarının bertaraf edilmesi planlandı. Diğer yandan iktidar bu girişimle örgütün DTP merkezli legal siyasetini etkisizleştirmeyi hedefleyen ani bir manevra yaptı! Oysa PKK’nin devlete şiddet yoluyla dayatmaya çalıştığı politika içinde Kürtçe televizyon diye bir hedefi yoktu. Çünkü İran, Irak ve Avrupa ülkelerinden yayın yapan Roj TV, Zagros TV, Tişk TV, MMC, Kürdsat, Kürdistan TV, Newroz TV ve Kurd 1 gibi kanallar hem örgütün beklentilerini karşılıyor hem de kültürel renkliliği yaşamak isteyen çevrelerin gönlünü okşuyor.
Taviz ve tepki!..
Kürtçe’nin ve Kürt kimliğinin anayasaya girmesi gibi büyük hedefleri olan örgüt, önceleri “TRT Şeş” üzerinden yapılan açılımı kendisine verilmiş bir “taviz” diye yorumlamaya başladı. PKK yöneticilerinden Cemil Bayık bu düşünceyle Welat ve Yeni Özgür Politika gazetelerinde “Devletin Kürtleri” başlıklı bir makale yazdı ve “AKP’nin bir takıyyesi de olsa, TRT 6’nın kendisi bile, Apo ve mücadelesinin ortaya çıkardığı bir sonuçtur” diyebildi!
Daha sonraları ise TRT’nin Kürtçe yayınları PKK’yi müthiş biçimde huzursuz etmeye başladı. Örgüt başta ROJ TV olmak üzere 10 kadar kanal üzerinden yürütülen terör propagandasının darbe alacağından kaygı duymaya başladı. TRT 6 bu yüzden “Aksanı bozuk te-levizyon” diye tanımlandı, yayınlar ise “Kürtlere yönelik tuzak” ve “asimilasyon projesi” diye yorumlandı!..
Kandil Dağı’nı üs tutan örgüt yöneticilerinden Murat Karayılan, 25 Aralık’ta örgütün yayın organlarına yaptığı açıklamada, “TRT Kürtçe, çiğ bir projedir” dedi ve AKP’nin bu kanalı yerel seçimleri kazanmak için kurduğunu öne sürdü.
İmralı’da yatan Abdullah Öcalan bir yandan “hışırtı yüzünden” 4 aydır radyo dinleyemediğinden yakındı, diğer taraftan, “Devlet kendi Kürdünü yaratıyor” diyerek TRT 6’ya karşı çıktı. Öcalan, 4 Ocak’ta görüştüğü avukatlarına, “Televizyon kurulması için anayasal ve yasal düzenleme gerekiyor. Yasası, kanunu olmadan sen nasıl kanal kurabiliyorsun? Türkiye’de kanunsuz işler yapılıyor” diye tuhaf açıklamalar yaptı!
‘Beyaz Kürtler’e tehdit!..
Örgütün yayın organları ise Kürtçe kanalda program yapanlar üzerinde psikolojik baskı kurmak için son günlerde her yola başvuruyor. Örneğin PKK’nin web sitelerinde, TRT 6’nın koordinatörü Sinan İlhan’dan “Urfa’da MHP’lilerle birlikte devrimcilerin kanına giren tetikçi” diye söz edildi. Örgüt, TRT 6’da boy gösteren gazeteciler ve sanatçıları “Beyaz Kürtler” diye adlandırdı. Cemil Bayık ise onları, “Oturun oturduğunuz yerde ve haddinizi bilin, yaptıklarınızdan bir an önce vazgeçin” diye tehdit etti.
Anlaşılıyor ki devlet, uzun süredir tüm çabalarına karşı susturumadığı başta Roj TV olmak üzere PKK yanlısı televizyonlarla kendi silahıyla mücadele edecek! AKP bu kanalı yerel seçimlerde politik çıkar uğruna kullanmaktan kaçınmayacak. Güneydoğu’daki sıradan yurttaş ise TRT 6’yı devletin gülen yüzü olarak görecek!..
Peki ya PKK?.. Örgüt bir yandan “taviz” olarak yorumladığı bu kanalı bölge insanının uzaktan kumanda aletinden silmek için çırpınıyor, diğer yandan gerçek hedefinde ilerlemek için yeni kanallar kazmaya çalışıyor!.. Güneydoğu kentlerinde “Kürtçe’ye anayasal güvence” yürüyüşleri işte bu yüzden yapılıyor!
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!