Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atlıkarınca dönüyor, dönüyor...

18 Mart 2022 Cuma

Emperyalist okyanusların ortasında boş bir ceviz kabuğu gibi yalpalayan yalnız ve çaresiz Mikronezya Adası’nın en büyük löpçülerinden biri, Mekruh Goethezillapopoviç’ti.

Germania Adası’ndan Mikronezya’ya göçen atalarından yadigâr soyadı çok uzun olduğundan, herkes tarafından kısaca Götsil diye anılırdı.

Yol iktidarının önemli bir yolsuzu olmasına karşın, takılan lakaba pes perdeden itirazları ve hatta Germania Adası’nda tuvalet kâğıdı rulosunu keşfeden Goethezilla’nın şerefli soyundan geldiğine ilişkin açıklaması hiçbir işe yaramamıştı.

Lakabını yasaklatmak için Muktedir Makropiç’in huzuruna bile çıkmış, ne yazıktır ki ulu çobandan da “Ne yani, Götsil değil de Poposil mi diyelim?” karşılığını alınca, şikâyetini yutup susmak zorunda kalmıştı. Ama Mekruh Goethezillapopoviç, kurnaz ve kindar bir Mikrondu.

Hatta yaptığı talanın çapına bakılırsa, yolsuz Mikronların ağababası birkaç Makrondan biri sayılırdı. Mikronezya’nın kamu malını Yol iktidarından bile önce yağmaya başlamış, başlarda minik adaya Amerikan Kol dinini sokan Ağlakov Somurturski ve kumpanyasına biat etmiş; ülkenin dümenine Yol Partisi geçince, yollu ruhbanın ve yolcu halkın tanrısı Ol’a imanla saf değiştirmişti. Yol Partisi’nin aslında yolsuzluk çetesi, yollu ruhbanın da yolsuzlar ordusu olduğunu bildiğinden, tüm yetkili ve etkilileri iyi yemliyor, böylece yerini koruyordu. Ne var ki Muktedir Makropiç’in “Poposil” esprisinden beri kendini güvencede hissetmediği gibi, içerlemişti de... O günden öteye yollulara verdiği payları ve rüşvetçilerle yaptığı konuşmaları kayda almaya başladı. Üstelik elinde “malzeme” olduğunu saklamıyordu. İktidar, çok geçmeden Götsil’i bir tehdit olarak görmeye başladı. Mekruh Goethe... vb’nin başına bir iş gelmesi kaçınılmazdı. Ama Mekruh da hem kurnaz hem korkaktı. Kurnazdı: tehlikeyi görünce dış mihraklardan dinozor ithalatına başlamış; yolsuz medyada kaşık kadar adaya doldurduğu dinozorların sırtında, kolunu başını devasa Titanozor’ların ağzına sokarken fotoğraflarını yayımlatarak iktidara “sıkıysa gel” tadında sübliminal mesaj veriyordu. Korkaktı: kapıya eli sıkışsa, “Suikasta uğradım!” çığlıkları atıyordu.

Bir gün yolsuz medyada Götsil’in gerçekten kolu bacağı kırılmış, yüzü gözü mosmor hastane fotoğrafları yayımlandı. Mikronezya’nın ulu çobanı Muktedir Makropiç, henüz hiçbir suikast hazırlatmadığı hedefin ağzını burnunu kimin dağıttığını merak etti. Götsil’in önemsiz rütbesine denk düşen Yelloz Yelizov’u ne olup bittiğini anlamakla görevlendirdi.

Yelizov, koşa koşa hastaneye gitti. Tepeden tırnağa sargılar içinde yatan Götsil, üstünden rulo değil, kâğıt silindiri geçmiş gibiydi. Yelloz Yelizov, nazik olmaya karar verdi: “Geçmiş olsun Mekruh Yoldaş. Ne oldu, nasıl oldu?” “Sorma Yelloz Yoldaş” diye inledi Götsil, “bisiklet çarpıp devirdi!” “Bisiklet mi? Bu hale bisiklet mi düşürdü yani, mümkün değil ayol!” Götsil, içini çekti. “Keşke sadece bisiklet olsa... Yerde yatarken önce motosiklet, sonra üstü açık araba çarptı, uçak ezdi ve sonunda tepeme uçan daire düştü!” Yelizov’un da tepesi atmıştı. “Sana inanmıyorum Mekruh Yoldaş! Uyduruyorsun. Her zamanki gibi.” “Yemin ederim ki doğru söylüyorum, Yelloz Yoldaş. Neyse ki uçan daireden sonra Atlıkarınca’nın sahibi yetişip elektriği kesti de kurtulabildim...”

BİR DAKİKA / MİNE KIRIKKANAT 

(18 mart 2022 tarihli Ciddiyet)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdolabı sendromu 7 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları