Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gazeteci onuru
Nereden edinilmişti, niçin satın alınmıştı, nesine güvenilmişti, bilmiyorum ama çocukluğumun geçtiği evde kırk adet “Rus tahvili” vardı. Babam arada bir çıkarıp gösterir, “Bak işte kazık buna denir!” diye güler, annem de başını sallardı.
Kocaman kocaman, güzel baskılı kâğıtlardı. Henüz tek sayılı yaşlardaydım. Bölük pörçük yorumlardan anladığım kadarıyla bir zamanlar bir Rus İmparatorluğu vardı, dış borç bulabilmek için tahvil bastırmış ve tüm Avrupa’da, hatta Osmanlı topraklarında, babaanneme bile satmışlardı! Derken 1917 devrimi olmuş, imparatorluk çökmüş ve Rus tahvili alanlar, kazançlı yatırım hayalleri üstüne birer bardak soğuk su içmişlerdi.
Derken bir gün, 1970’lerin sonuydu galiba, evde bahar temizliği mi vardı ne, bizim Rus tahvilleri son kez ortaya çıktı, ya babam anneme ya da tersi, “Bunları ne yapayım” diye sordu. Yanıt “Yırt at!” oldu ve gözümün önünde yırtılıp atıldı tahviller. Artık tarihi iyi biliyordum ancak gün gelip SSCB’nin de yıkılacağını düşünebilecek kadar olgun değildim, tepkisiz kaldım.
SABREDEN TAHVİL, TAHSİLATA ERERMİŞ!
1995’ten öteye yeni Rusya, emperyal Rusya’nın tahvillerini en azından Avrupalı tahvil sahiplerinin vârislerine şakır şakır ödemeye başlayınca saçımı başımı yoldum tabii... Bizimkilerin kırk tahvili para edeceğinden değil, tarihsel bir belge demetini saklamamış, bir anıyı korumamış olduğuna yanıyordum.
Pek çok Türkün de aldığı ve kuşkusuz yırtıp attıkları tahvillerin tüm Avrupa’da nasıl pazarlanıp kapışıldığının öyküsünü, Fransız basın tarihini okurken öğrendim...
1897 yılında Le Matin (Sabah) gazetesini satın alan iki iş insanı, Henry Poidatz ve Maurice Bunau-Varilla, basında devrim yapmaya ve para kazanmaya kararlıydılar. İkisini de başardılar.
Yepyeni bir habercilik anlayışıyla yükselişe geçen Le Matin gazetesinin, dünyanın her yanında birinci sınıf muhabirleri vardı ve gazeteci Gaston Leroux, 1904-1905’teki kalkışmaları izlemek üzere Rusya’ya gönderilmişti.
RUSYA BATIYOR, BASIN TAHVİL SATIYOR
Gaston Leroux, olağanüstü röportajlar gönderdi gazetesine. Yorumları hiç de iç açıcı değildi: Rusya batıyordu.
Ancak Le Matin gazetesi, tarihin haklı çıkardığı muhabirin röportajlarının kimini sansürledi, kimini hiç yayımlamadı! Çünkü tam o yıllarda, Fransa’da toplam 6 milyar Frank değerinde Rus tahvili satılmış ve Rusya’nın emperyal hükümeti, topladığı bu parayı Paris Borsası’na yatıracağını açıklamıştı. Fransız Maliye Bakanlığı’nın resmi “izni” ve büyük bankaların “inayeti” ile Rus Hazinesi, gerçekleri görmezden gelmesi için Fransız basınını aylık rüşvete bağlamıştı.
Rusya ayda 100 bin Frank veriyor, Fransız gazeteleri de bu parayı aralarında paylaşıyorlardı. Ve tabiidir ki habercilikte devrim yaparak 1.6 milyon tiraja ulaşan Le Matin gazetesi, rüşvetin aslan payını alandı!
Basın tarihçisi Patrick Eveno, Historia dergisi için yazdığı ve Rus rüşvet olayını anlattığı makalesinde, “Aynı yöntem, 1913 yılında piyasaya sürülen Osmanlı tahvilleri için de izlendi” diyor... Hiç kuşkum yok, doğrudur.
DÜRÜST KALEM, EĞRİ KÂĞITTA DURMAZ
Tarihçi Eveno’ya göre, Fransız basınında “dürüst haberciliğin simgesi ve toplumsal çıkarların savunucusu” olarak yıldızlaşan Le Matin gazetesinin en büyük kazancını, gazete satışının değil, Rus ve Osmanlı tahvilleri benzeri finans operasyonlarında para karşılığı yaptığı yayınlar oluşturuyordu.
Zaten dürüst gazeteci Gaston Leroux’ya da Rusya dönüşü Le Matin’den istifa etmek düşmüştü.
Günümüzde, artık Le Matin diye bir gazete yok Fransa’da. Emperyal Rusya’nın rüşvetçiliğinden sonra İkinci Dünya Savaşı sürecinde de Nazi Almanya’nın dümen suyuna giren gazete, 1944 yılında kapatıldı.
Le Matin ve gazeteyi basan matbaalarınki dahil, sorumlu yayımcı, yönetici ve yazarların mallarına el konuldu, hepsi “işgalci düşmanla işbirliği” ve “vatana ihanet” suçlarından yargılanıp ağır cezalar aldılar.
ONURUN ZAFERİ
Gaston Leroux, gazeteciliği bırakıp yazar oldu. Polisiye romanlarıyla evrensel ün kazandı ve çoğu yapıtı sinemaya aktarıldı. 1927 yılında öldüğünde hayli zengindi. Bugün Paris’te bir sokak onun adını taşıyor ve “Operadaki Hayalet” romanı, birden fazla filme konu olduğu gibi, müzikali dünyanın en görkemli sahnelerinde oynanmaya devam ediyor.
Dürüst olmak, son toplamda daima kazandırır.
Soyut ya da somut, er ya da geç, mutlaka kazandırır. Görür ya da görmezsiniz ama birileri mutlaka görür ve adınız onurlandırılır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu