Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Küresel faşizm
Taygalarda “Sarhoş Ormanlar” diye adlandırılan bir orman türü vardır. Topraktaki buzlu permafrost tabakasının istikrarsızlığında köklerini sağlam yere salamayan ağaçlar, sağa sola eğilir, devrilir gibi büyür, birbirlerine tutunurlar.
Köylüler bu tehlikeli ormanları mesken tutan ayıları, yüzyıllardır “ayı tuzağı” denilen düzenekle avlarlar. Epeyce derin, dar bir arenayı andıran çukurlar kazıp, üstlerini ustaca örter ve haftalarca uğramazlar. Bilirler ki içine düşen ayı, asla çıkamaz.
Sarhoş ormanların siyam ikizi ayıları Ukrayna ile Rusya, işte böyle bir tuzağa düştü/düşürüldü, çukurda birbirlerini, daha doğrusu kendilerini paralıyorlar.
8. yüzyılda, Ukrayna ve Rusya sözcükleri yoktu. Kiev ve Moskova prenslikleri vardı. Proto Slav dilinde Rus, “kürekçi” demekti ve Kiev’i Hazar Türklerinden alan Varegler (Doğulu Vikingler) Karadeniz’den Baltık’a uzanan topraklarına “Rus ülkesi” derlerdi. Yani Viking kürekçilerinin ülkesi. Bugünkü Rusya’nın batısını da kapsayan ülkenin başkenti Kiev’di ve zaten bölge halkını 988 yılında Hıristiyanlaştırıp Konstantinopolis Baş Patrikliği’ne bağlayan da Kiev Büyük Prensi Birinci Vladimir*...
‘SINIR BOYU’, UKRAYNA
12. yüzyılda Koman, Tatar ve Moğol istilasına uğrayan ülke, 14. yüzyılda Polonya ve Litvanya’nın, hatta bir ara İsveç’in egemenliğine geçtiğinde halkına “Küçük Rus” anlamına gelen Russin deniyordu. Büyük Rusya halkına ise Rus. 1453’ten öteye Üçüncü Roma* olduğunu iddia eden Moskova Patrikliği, 1686’da Kiev Patrikliği’ni kendine bağlayarak, Slav Ortodoksluğunun en üst makamı haline geldi.
Bugünkü Ukrayna’nın kurucu soyu Kozaklar, 18. yüzyılda Büyük Rusya’nın vasallığını kabul etti ve Rus Çarlığı, ülkeye “sınır boyu” anlamına gelen Ukrayna adını verdi.
1944’te Ukrayna’yı Nazi işgalinden Kızıl Ordu kurtardı. Ve Stalin, Ukrayna ile Belarusya’nın Rusya’nın yanı sıra BM’nin kurucu üyesi kabul edilmesini sağladı. Böylece SSCB’nin BM’de üç oy hakkı oldu.
SİYAM İKİZLERİNİN TRAJİK KAVGASI
Gördüğünüz gibi Ukrayna ve Rusya, gerek coğrafya gerekse tarihsel anlamda yaşamsal organları paylaşan, ama iki ayrı kafada taşıdıkları beyinleri birbirinden nefret eden siyam ikizleridir.
Halen Ukrayna topraklarında süren savaşın haklısı, haksızı yok.
Tüm savaşlar gibi yıkıcı ve kanlı bu savaşta, benim gönlüm gezip gördüğüm, uygarlığına hayran kaldığım; bilgili, nazik, yurtsever ve yiğit insanlarını çok sevdiğim, Hiç Kimse** romanımın da dilinde yayımlandığı Ukrayna’dan yana...
Ama aklım; gitmediğim, görmediğim, uzaktan bildiklerimle pek çok yönden ürkünç bulduğum Rusya’nın da savaşmak zorunda bırakıldığını söylüyor.
Daima birilerinin işgaline uğrayan, orası burası kopartıldıktan sonra ancak dışarıdan aldığı yardım ya da hamilikle varlığını sürdürebilen Ukrayna’nın, bağımsız olması da kalması da mümkün değil. Rusya, siyam ikizinin düşman safına geçmesine nasıl izin verebilir?
KÜRESEL FAŞİZMİN İLK SALVOSU!
O düşman ki SSCB’yi yıkan emperyalist kapitalizmdir, küreselleşme peşinde önce Rusya, ardından Çin’i “ya benden olursun ya da boğarım” önerisiyle hedefe koymuştur.
Bu noktada hangi sistem ve rejim iyidir ya da kötüdür diye tartmıyoruz. Saptama yapmaya çalışıyoruz.
Ve benim yaptığım saptama, küresel kapitalizmin NATO mızrağıyla dürte dürte ayı tuzağına ittiği Ukrayna ile Rusya dalaşında; tarihte ilk kez küresel çapta bir “kültür faşizmi” uyguladığını görmek oldu!
Üstadım Ali Sirmen’in 8 Mart’ta yayımlanan Öyle bir teselli... yazısında belirttiği gibi Rusya nefretini Münih Filarmoni Orkestrası şefinin, Zurih Operası sopranosunun işine son vermekten Londra’da Bolşoy Balesi’nin temsillerini iptal, Viyana’da Çaykovski’nin Kuğu Gölü balesini afaroz etmeye vardıran Batı ülkeleri; benimsedikleri küresel kapitalizmin salt emperyalist değil, faşist bir kültür birliği olduğunu göstermekten çekinmediler!
KÜRESEL İNSANLIK SIRADAN, SANAT VASAT OLACAK
Vasat kültürün küresel misyoneri Netflix, Tolstoy’un Anna Karenina eserinden uyarlanan dizinin yapımından vazgeçti. Milano’daki Biccoca Üniversitesi, Dostoyevski’yi eğitim programından kaldırdı. ABD’nin hegemonyasındaki internet servisleri, Rusya’yı devreden çıkardı. Vasat beslenmeyi küreselleştiren Mc Donald’s ve daha pek çok sosyal görünüp aslında kültürel olan uluslararası propaganda şirketleri, Rusya’dan çekildiler.
Oysa aynı küresel kurumlar, NATO devletleri Afganistan, Irak, Suriye, Libya başta; bildiğimiz bilmediğimiz daha pek çok ülkeyi bombalar, işgal eder, yıllarca kalır ve milyonlarca insan öldürürken mağdurlarla dayanışmaya girmemiş, saldırgan hiçbir ülkeden çekilmemiş, saldırgan ülke yurttaşı diye hiçbir sanatçının işine son vermemiş, sanatını ve edebiyatını yasaklamamıştı.
Rusya’nın saldırdığı Ukrayna’da, NATO’nun son çeyrek yüzyılda Asya, Ortadoğu ve Afrika’da döktüğü kanın, yaptığı yıkımın binde biri yaşanmadı henüz. Umarım ve dilerim yaşanmaz da.
FAHRENHEİT 451’E DOĞRU
Ama küresel kapitalizmin, “arkandayız” diye kandırıp ateşe attığı Ukrayna’yla sözde dayanışma adına ilk kez uyguladığı kültür faşizmi, yeni bir dünya düzeninin habercisi…
Göçen Dünya*** yazı dizimde de vurgulamıştım: Küresel kapitalizmin evrensel kültüre dayattığı “politically correct” söylem, masum bir dil düzeltmesi değildir. Kültür faşizmi, neyi nasıl söyleyip yazacağımızı empoze etmekle işe başladı. Şimdi sıradanlığı vasatlıkla buluşturan küresel kültür ağını; emperyalist kapitalizmin ölçülerine uymayanları dışlamak, düşmanlarının varlığını görünmez kılmak için kullanıyorlar.
Rus kültürü artık yasaklı. Sırada Çin kültürü var. Gün gelir, küresel kapitalizmi eleştirmek, hatta sıra dışı düşünmek de yasaklanabilir. Gidişat o yönde.
Bu faşizmdir.
Hem de özgürlük diye diye gelen küresel çapta bir faşizm.
Ray Bradbury’nın Fahrenheit 451 başlıklı romanı, artık bilimkurgu değil, giderek yaklaşan bir gerçek.
HAYAT SABREDER
Bebekler anne sütünden sonra
evlerinin kokusuyla büyür
bomba sesleriyle değil
babalar savaşır korkar uyur
kötüler her yerden gelir
hayat sabreder
kadınlar sevdayla yaşar
silahlarla değil
ölümden büyüktür umut
kötüler gelir geçer
hayat sabreder...
A. Kadri ERGİN
*Bir Hıristiyan Masalı / Kırmızı Kedi Yayınevi, 12. Baskı 2021.
** Kırmızı Kedi Yayınevi, 4. Basım 2018.
*** Cumhuriyet gazetesi, 19 Ekim 2020.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti