Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mükemmel Büyüklük
Büyük devlet adamları ülkelerine yaptıkları hizmetlerle anılır ve anlatılırlar. Ancak sözün bittiği yerde, kendileri için yapılan mezarlar da anlatır önemlerini. Büyük adamların mezarları, gariptir ama, kendilerine benzer. Sanki bu mezarları tasarlayan mimarlar, mühendisler, ebedi uykusuna yatan kişinin özelliklerinden esinlenir.
\nBir örnek vermek gerekirse, Anıtkabir Atatürk’e yakışır. Sağlam, kunt, geniş, ferah ve sade mimarisiyle, bir Roma tapınağı kalıcılığındadır. Bir de Turgut Özal’ın anıt mezarına göz atın: Merhum yaşarken neyse, adeta aynasıdır. Arabesk, gösterişli, zevksiz ve sonradan oldumculuğun tipik bir abidesi… Sizce kalıcı bir yapı mıdır? Beş yüz yıl sonrasına dayanmak üzere inşa edilmediği açıktır.
\nDemek büyük adam var, büyücek adam var. Büyücekten kasıt, önce büyük sanılıp zaman suyunda çekenler!
\nİşte böyle büyüceklerden biri, çook büyücek bir ülkenin başkanı, küçümen ama sadık müttefiki bir ülkenin yaşarken büyük sanılan parti başkanını, seçimlerde kazandığı zaferden ötürü kutlamak istemiş. Açmış telefonu küçümen ama sadık müttefiki ülkede bulundurduğu büyükelçisine, “Benim yerime kutla adamımızı, ama elin boş gitme, bir de pasta yaptır götür!” buyurmuş.
\nBüyükelçi sormuş:
\n“Hay hay, sayın başkanım! Pastanın üzerine ne yazdıralım?”
\nBaşkan, seçilmek için seksen kürsüden seslenmekten sesini yitiren parti başkanının semeresini aldığı sebatını, kendisine olan sadakatini düşünmüş ve: “Yıllarca yoruldun, ama inan daha mükemmelsin, yazdır!” demiş.
\nBüyükelçi, “Başüstüne başkanım” demiş. “Pastanın üzerine nasıl yerleştirelim bu ithafınızı?”
\n“İki satır halinde yazdır. Üstte, ‘Yıllarca yoruldun ama’, altta ‘inan daha mükemmelsin…’ olsun” diye karşılık vermiş, çok büyücek ülkenin başkanı.
\nBüyükelçi pastayı yaptırıp küçümen ama sadık müttefik ülkenin başbakanlığında almış soluğu. Başbakanla kısa bir hoşbeşten sonra, çay servisiyle birlikte maytapları yakılmış pasta, kıvılcımlar saçarak getirilip konulmuş önlerine. Üzerinde aynen şöyle yazıyormuş:
\n“Üstte yıllarca yoruldun ama
\nAltta inan daha mükemmelsin…”
\n***
\nAziz dostum, değerli yazar Melih Aşık’tan dinlediğim bu fıkranın aslı, elbette böyle değildi. Karıkoca arasında masum bir evlilik yıldönümü kutlamasına ilişkin olup, tarafımdan hem de yıllar önce yine böyle bir seçim gününün ertesi için uyarlanıp, “Allah Allah, bizim Kontesi kim sevdi?”(*) başlıklı denemeler kitabıma bile girdi…
\nTakdir edersiniz ki kahkahasını hâlâ koruyor ve zamana karşı salt Türkiye’de değil, dünyada da daha çook seçim ertesini kapsayacak bir dayanıklılık vaat ediyor.
\nÇünkü insanlık, büyük devlet adamı çıkmayan bir zaman diliminden geçiyor ve ölçüt yokluğunda, büyüceklere ağa deniyor, sevgili okurlarım.
\nNeden böyle derseniz, tüketim toplumu derim. İnsanlar, daha çok tüketebilmek için dayanıklılık kalitesini düşürdükleri ürünlere benzediler giderek. Daha uzun gökdelenler dikiyorlar, ama hiçbiri yüzyılı devirmiş binalardan daha sağlam değil ve çok daha çabuk eskiyip çirkinleşiyorlar. Yıpranan eşyaları, yıpranan fikirler ve kalıcı olmayan sanat izledi. En çabuk yıpranan da elbette tarihsel bir kalıcılık alışkanlığı olmayan, özgün kültürünü koruyacak birikimi edinemeyen toplumsal zevk oldu. Türkiye, işte bu anlamda dünya birinciliğine aday.
\nResmi ve heykeli putperestlik diye yasaklayan bir kültür geleneği, bu yasağı deldiğinde elbette güllü dallı vazo, cart renkli güneş batışı yağlıboyalarını, resim ya da kitap kaplamaya yarayan ebru zanaatını sanat sanıyor. Polyester çocuk oyuncaklarının büyüğüne heykel diyor. Üstelik, gerçek ve kalıcı bir heykeli yıkıp yerine “kaşar peyniri anıtı” dikecek kadar kendinden emin…
\nSadece kaşarın mı heykelini dikiyor? Ne gezer. Seymen kılığına bürünmüş polyester kedisi Misket’le Ankara, dünya başkenti olamasa bile dünyadaki tüm Disneyland’ların başkenti olmaya aday…
\nSanatsal büyüklükte malzeme polyester, örnek Disneyland olunca, eh, elbette devlet adamlığı da aynı ölçekten nasibini alıyor.
\nYüzümüzü güldürmekte de büyücek Mickey Mouse, küçümen Speedy Gonzales kadar başarılı olsalar, sorun yok!
\n(*) ErKO Yayıncılık, 2007
\n\n\n‘G’ NOKTASI
\n\n\nTopkapı Sarayı Müze Müdürü Yusuf Benli, geçen ocak ayında verdiği bir demeçte, Müze Başkanı ve dünyaca ünlü tarihçi Prof.Dr. İlber Ortaylı için “O sadece misafirleri ağırlamakla görevli” demişti. Merak ediyorum, müzeden sorumlu “esas kişi” olarak lojmanına taşıtmaya kalktığı III. Selim’in tahtını kapıdan sokabilseydi n’apıcaktı, acaba?
\nMuhteremin, saraydaki 14. Louis bir masaya oturup kahvaltı ettiği ve işlemeli mermerde onarılmaz lekeler oluştuğu ileri sürülüyor. III. Selim’in tahtını da misafirleri için çek-yat olarak kullanmayı düşünmüş olabilir mi?
\nLouvre Müzesi’nde \tbilet bile sattırılmayacak \t\tbu zatın müzecilik birikimiyle, elbette ki bu memlekete ağaç diye plastik hurma, heykel diye polyester kaşar, Seymen Ankara kedisi, Karaman koyunu anıtları dikmek vaciptir ve Teke Zortlaması vals sayılmalıdır!
\n\n\n“Kör atı satışa
\nçıkaran,
\nnallarını över.”
\nALMAN ATASÖZÜ
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu