Mine Söğüt
Mine Söğüt minesogut@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Ne sen işe gitsen, ne ben ayılsam’

01 Mayıs 2019 Çarşamba

Bu ülkede “1 Mayıs” denildiğinde...
Her seferinde “kanlı”ysa aklınıza gelen ilk kelime...
Ve ezilerek üst üste yığılmış cesetlerle kimlik kazanmış bir yokuşun hafızalardan silinmeyen resmi hâlâ yükseklerinizden iniyorsa en derinlerinize...
Üstelik o ince uzun binanın meydana bakan yüzünde, her an yeni kurşun deliklerine gebeyse aynı katil pencere...
Tabii ki kimsenin kolay kolay lüksü olmaz durup da düşünmeye:
“İş nedir?”
“İşçi nedir?”
“Vahşi kapitalizm yarattığı karşıtının kanından nasıl iştahla beslenir?”

***

İnsanlık, işçi haklarını dillendiren bir lisanı oluşturmaya çalışırken...
Ve kapitalizmi ısrarla terbiye etmekte inatlaşırken aslında onu her haliyle onayladığını ve vahşi kimliğini meşrulaştırdığını umursamaz.
Kapitalizmin gerçekte ne anlama geldiğiyle uğraşmaz.
Üretmek ve tüketmek arasındaki asıl bağı kurmaz.
Çalışma yılları ve tatil haftaları arasında ömür geçirmeyi başarı diye kodlar.
Sonra da, vahşi kapitalizmin ve ehil işçiliğin bitmez tükenmez çatışmasından galip çıkanın, en yenik haliyle bile her zaman kapitalizm olmasına şaşar.
Bu hengâmede, mücadelesini çalışma koşulları ve işçi hakları yerine tüketim terbiyesizliği ve tüm canlıların özgürce varoluş doğallığı üzerine vermeyi akıl edemez.
Başına ne geldiğini anlamadan aynı çarkı ısrarla ve inançla döndürenlerin kalabalığına terk bu cehennemde hiç ama hiç nefes alamadığını göremez.
Bir çalışanın şu ya da bu kadar saat mesai yapmasının...
Şu ya da bu koşullarda iş görmesinin...
Şu ya da bu maaşı almasının...
Şu ya da bu yaşta işe başlayıp...
Şu ya da bu yaşta emekli olmasının...
Ve nihayetinde şu ya da bu kadar emekli maaşı almasının gerçek anlamını sorgulayacak bir boşluğunun olmadığını fark bile edemez.
Değerlerini, çalışmanın ve işçi olmanın ve haklarını almanın zorlu mücadelesini veren kalabalıkların direncine yükleyip durduğu;
O değerleri, o yorgun ve bitkin ve sömürülmüş ve yılmış omuzlardan almadığı ve insanlığın temel hatalarından arındırılan alternatif yaşam inadıyla alaşağı etmediği için de;
Ne işçi sınıfının ne de o sınıfın meselelerini kendisine dert edinmişlerin gözleri gerçeğe bir türlü açılamaz.
Çalışarak ve üreterek ve çalışmanın üretmenin ne anlama geldiğini hiç düşünmeyerek yaşam amacını sadece tüketim özgürlüğü ya da eşitliği olarak belleyen;
Ahlakından hukukuna, ekonomisinden politikasına tüm ayarlarını bir ayarsızlık ilkesine iliştiren insanın;
Gözünü açacak, aklını başına toplayacak ve patronundan işçisine, köylüsünden kentlisine, sağcısından solcusuna herkesi bu cendereden kurtaracak bilince kavuşabilmesi için...
Bir an önce neyi üretip neyi tükettiğine gerçekçi ve acil bir refleksle bakması gerekir.
İşin aslı, zamanında bu ülkede 1 Mayıs alanlarında boy göstermiş anarşist bir pankarta en şahane özetle yazılmıştır.
“Hayat çalışılarak kazanılmaz, harcanır.”

***

Sadece 1 Mayıs’ın değil bizzat hayatın gerçekten yeryüzünde bayram olabilmesi için, vahşice üretmek ve şuursuzca tüketmek, bunu yaparken de emekten duyguya birbirimizi iliğimize kadar sömürmek yerine...
En eski zamanlarda olduğu gibi...
Ve bir de Orhan Gencebay’ın o şahane şarkısında dediği gibi:
“Sabahlara kadar içsek sevişsek, ne sen işe gitsen, ne ben ayılsam.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları