Miyase İlknur

İlhan Selçuk ve Pitekantropus aşkına

20 Haziran 2020 Cumartesi

Yıllar önce İstanbul’un unutulmaz belediye başkanı rahmetli Ahmet İsvan aradı ve bir ricası olduğunu söyledi. İlhan Abi’nin aşağıdaki yazısını bulmamı istiyordu. “Bu yazının benim için çok büyük bir anısı var. Bulursan çok sevinirim” demiş ve şöyle devam etmişti:

Yıl 1982. 12 Eylül darbesinin baskıcı, en karanlık günleriydi. Davutpaşa Kışlası’nda diğer DİSK tutuklularıyla koğuştayız. Sabah Cumhuriyet gazetesi geldi. Tabii yine ilk olarak İlhan Selçuk’un yazısını okuyarak başladık gazeteye. Abdullah Baştürk bu yazıyı bir arkadaşımızın yüksek sesle okumasını ve bütün koğuşun dinlemesi gerektiğini söyledi. Bir arkadaşımız bu yazıyı okudu. Yazı bittikten sonra yataklarında gelişigüzel oturmuş olan bizler, birden önce başlarımızı dikleştirip sonra kendiliğimizden ayağa kalkmıştık. O nedenle çok önemli bir yazı benim için.

Şimdi de darbe günlerini aratan, karanlık günlerden geçiyoruz. Güneşin er geç doğacağını bilerek elbette. Kutuplarda bile altı ay süren gecenin sonunda yine doğar güneş. Yeter ki alıştırmayalım gözlerimizi karanlığa.

Yarın İlhan Abi’nin aramızdan ayrılışının 10. yılı. O nedenle bugünkü köşemi İlhan Abi’nin o muhteşem yazısına ayırıyor ve hapisteki Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Müyesser Yıldız, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser ve diğer düşünce suçlularına onun adına ithaf ediyorum. Ahmed Arif’in dediği gibi, “Nerede olursan ol, içerde, dışarda, derste, sırada...” farketmez; dikleştirip başımızı kalkalım ayağa. Pitekantropus Erektus aşkına...

PENCERE

Pitekantropus Erektus

Hollandalı bilim adamı Dubois, Cava adasının Trinil yöresinde 1889’da bir insan fosili buldu. Hem insansı, hem maymunsu nitelikler taşıyan bu ilkel yaratığın iki ayağı üzerinde dikilen ilk atamız olduğu saptandı. Dubois, yatay durumdan dikeye doğru dönüşen ilk insana Pitekantropus Erektus (Pithecantropus Erektus) adını verdi.

Buluş çarpıcı ve sarsıcı yankılar yarattı.

Milyonlarca yıllık geçmişin karanlıklarından kopup gelen oluşumda insanlaşan yaratığın serüveni ilginçti.

Hayvan gibi yürürken içsel bir dürtüyle iki ayağı üzerine nasıl dikilmişti insan?..

Çevresindeki eştürleri, Pitekantropus Erektus’a kimbilir nasıl bir şaşkınlıkla bakmışlardı.

İnsan türü içinde ayağa kalkan ilk atamız...

Selam sana!

*

Sonra ne oldu?..

İki büklüm yürümekten vazgeçen insana, çevresindekiler önce ürküyle, sonra korkuyla, daha sonra tepkiyle baktılar. Sanırım insan sürüsünün düzenini bozup iki ayağı üzerine kalkan ve başını dikleştiren ilk insanı öldürmüşlerdir.

Ne var ki ilk öfkenin kurbanı ardından, iki ayağı üstüne yükselen bir, bir daha, bir daha, bir daha insan görülüp izlendikçe olay doğal sayılmaya başlandı.

Ve o günden bugüne toplumun yasası değişmedi.

Karanlık sanrısında yaşayan insanoğlunun bedensel dikilmesi, içsel bir dürtünün ürünüydü; içsel dürtü ruh oldu, düşünceleşti; fikirleşti; tarih boyunca hep başını dikleştirdi insanoğlu...

*

Çağlar geçti.

Gözbebeğini delen gün ışığı bilincin elmasını yontarken dağıttı karanlığın sanrısını; buldu bilimin tanrısını.

İnsanoğlu çekti bilincin küreklerini ve her kürekte genişledi göremediği ufuklar.

Forsanın sonsuz gücü vardı.

Ufuklar günden güne ağardı.

Yetişmek için yitirdiği zamana; insan, çırpınıp durdu tarih boyunca; aklın mahmuzuyla vurdu gebeliğin çıplak karnına; yoksulluğun kamçısı şakladı beyninde.

Bir hücreydi dünya...

Yarına doğmak için.

Ana karnında yatan her bebek bekliyordu karanlıkta...

Kıvrılmış...

Dizleri arasında başı...

Elleri kenetli.

İlkin bedendi dikleşen...

Sonra vicdan oldu.

Sonra fikir.

Tarih, insanın bilinçlenip başını yükseltmesinin öyküsünü anlatan kitaptır.

Kutsal bir kitap.

O kitabı öp, başına koy.

Ve kıpırda bebek.

Yırt karanlığın kapısını...

Dikil onurunun iki ayağı üstüne.

Pitekantropus Erektus’a layık olmak için.

Başını dikleştir.

Gelecek yıllarda fosilini bulduklarında iki büklüm görüp de senin hesabına utanmasınlar.

(11 Ekim 1982)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aldı sazı Erdoğan 27 Nisan 2024
Kelle İsterük! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları