Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İnanma isteği
1919. Mustafa Kemal Şişli’deki evine Kazım (Dirik) Paşa’yı davet eder. “Kazım Paşa, siz o bölgeyi iyi bilirsiniz. Samsun’dan başlamak istiyorum, ne dersiniz” diye sorar. Küçük Bandırma vapurunda Kazım Paşa da olacaktır. Marmara’da posta vapuru olarak çalışan vapur Karadeniz gibi bir açıklığı, fırtınası fazla denizde hiç sefere çıkmamıştır. Tekne İstanbul’dan hareket eder. Mustafa Kemal kaptana sorar: “Karadeniz’e hiç çıktın mı?” Kaptan tek kelimeyle yanıtlar: “İlk.” “Benim de” der Mustafa Kemal. Kazım Paşa, Cumhuriyetle birlikte İzmir’e vali olarak atanır.
O sıralarda genç tiyatro sanatçısı Muammer Karaca İzmir’e turneye çıkar. Orada genç bir kız Muammer Karaca’ya gönlünü kaptırır. Muammer deli dolu bir tiyatro sanatçısı. Kızı kaçırır. Fakat kız Kazım Dirik Paşa’nın kızı Şükran Dirik’tir. Kazım Paşa peşlerine adamlarını salar. Araya Atatürk girer. Evlenirler Şükran Dirik ile Muammer Karaca. İstanbul’a yerleşirler. Muammer çapkındır. Bir gün Şükran Hanım’a bir haber gelir ki felaket. Muammer Karaca bir hanımla tiyatronun kulisindeki özel odasında birliktedir. Şükran Hanım hızla Muammer Karaca’nın bulunduğu oda kapısını açar. Yatakta bir hanım sanatçı ile Muammer Karaca. Şükran Hanım kapıyı vurduğu gibi çıkar. Muammer Karaca peşinden koşar: “Şükran bir dakika dur” der, “Sen ne zannettin?” “Neyi ne zannettim Muammer Bey, daha ne olacaktı?” “Prova da mı yapmayacağız Şükran?”
Bunları bana tiyatromun müdürü Şükran abla anlatmıştı. Gelecek oyunun provasıymış o sahne. Muammer ağabey demiş ki: “Gel oyunu seyret, bak bakalım o sahne var mı, yok mu?” Hemen Beliğ Selönü’ye (Muammer abinin oyunlarına sahne ve espri yazardı) öyle bir sahne yazdırmış. Şükran abla oyunu izlediğinde aynı mizansen var. Şükran abla bana, “Bak Müjdat, görüyorum ki sen yakında ünlü olacaksın. Çevrende pek çok genç güzel hanım bulunacak. Eğer başına böyle bir şey gelirse inkâr et. Benim hâlâ aklımın bir köşesinde acaba bir şey olmamış mıydı sorusu vardır. Çünkü Muammer Bey’e inanmak istiyordum” demişti. İkisi de nur içinde yatsın. Biri patronum, biri müdürümdü.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Colani’nin arabası
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'