Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Görülmemiş Cumhuriyetler
BUGÜN Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 25. kuruluş yıldönümüdür.
Kurulurken dünyaya seslenip “Telaşlanmayın, güney komşumuzla federasyon kurmak için bağımsızlık ilan ediyoruz” diyerek kurulmuş bir cumhuriyet bu.
Ayrıca, o tarihten sekiz yıl önce “devlet” olduğunu ilan ederken de KTFD, yani Kıbrıs Türk Federe Devleti diye ilan edilmişti. Zaten 1963 cehenneminden beri çeşitli adlarla “özerk” olarak kendini yönetmiş bir toplum söz konusuydu.
1974 Temmuzu’nda Rumlar Yunanistan’la birleşmek üzere 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklığını resmen bozup ada Türklerini yok edeceklerini belli edince adanın kuzeyini kurtaran Türkiye, “Oyun bitti; siz adayı Türklerin altından çekmeye kalktığınıza göre, biz de kuzeyi ilhak ediyor ya da bizimle federatif bir yapı içine alıyoruz” deseydi, kimsenin söyleyecek lafı olmazdı. Çünkü savaşı patlatan da, darbeci Samson’a kanat geren de, savaşmayı göze alamayarak kaçıp giden de Atina’daki Albaylar Cuntası olmuştu.
Ne var ki, Türkiye o durumda bile “Merak etmeyin, federasyon kurdurmak üzere adaya geldik” demişti. O federasyon hâlâ kurulacak.
Niçin kurulamıyor?\t\t\tÇünkü, gelip geçmiş bütün Rum yönetimleri ve bütün Atina hükümetleri, tarihinde hiç “Yunan” ya da “Yunanistan’ın” olmamış bir Kıbrıs için “Elen adasıdır” demişlerdir hep. İşin tuhafı, 1960 ortaklığının “garantici”si olmuş İngiltere ile evrensel hakçalığın güvencesi sayılan Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, neredeyse bütün dünya yine üç aşağı beş yukarı aynı inançtadır.
Ama daha tuhaf olanı, KKTC’yi şimdi yönetenlerin de, Türkiye’den kopup “tek vatandaşlık ve tek egemenlik” bayrağı altında Rumlarla kol kola AB’ye girmek için çırpınıyor olmalarıdır. Girdikleri kapının önünde Anadolu Türklerinin daha yıllar yılı bekletileceğini bile bile.
Apar topar başlatılan son görüşme sürecinde “ilerleme var” haberlerine kanmayın siz. Talat, Ankara diplomatlarının zorlamasıyla bazen birazcık direnir gibi yapsa da, gözlemci, kolaylaştırıcı sanılan çöpçatanlar, aldıkları notlarla Annan Planı’na benzer yeni bir “çözüm” ortaya çıkaracaklar ve “İki tarafa da iyi gelir” diyerek kabul edilmesi için baskıya geçeceklerdir. Kıbrıs’ı şimdi yönetenlerin bu baskıya karşı çıkmalarını beklemek hayaldir. Katliamlarla ve oyalamalarla dolu bir yakın geçmişi olup da KKTC’nin şimdi yönlendirildiği kadar yanlış bir geleceğe yönlendirilen başka bir cumhuriyet görülmemiştir.
Türkiye’yi yönetenlerin de, eğer engel olunmazsa, Batı’ya hoş görünmek uğruna bu bir yeni bir plana “evet” demeyeceklerini ummak da yanlış olur. Kıbrıs davası gibi “hem haklı hem güçlü” olduğu bilinen bir dava sonrasında Türkiye Cumhuriyeti kadar aşırı çekingen, aşırı edilgen, aşırı bükülgen davranan bir başka cumhuriyet de görülmemiştir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Premier Lig'den Arda'ya çılgın teklif!
- AFAD duyurdu: Ege Denizi'nde korkutan deprem!
- Ahmet Ercan'dan sabaha karşı 'deprem' mesajı
- Kurultay sonrası üst düzey istifa
- Özel-Erdoğan görüşmesinin tarihi netleşti
- Çağlayan'da 'Erdoğan' ve 'Deccal' krizi
- CHP'den yurttaşlara çağrı
- İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı
- Ali Yerlikaya'dan '1 Mayıs' açıklaması
- Ankara’nın diğer yarısı da oğlu ve gelininmiş!