Mümtaz Soysal

İster Vur İster Okşa

01 Kasım 2013 Cuma

GEÇEN günlerin bayram
sabahlarından biriydi; uyku
mahmurluğu geçmemişti. Rayonun
düğmesini çevirince birdenbire
alaturka bir aşk şarkısı: “İster vur, ister
okşa.”
Söyleyen ya da teybe veya başka
bir şeye kaydettiren de güzel sesli bir
hanım.
“Hangi gün, hangi radyoda yahut
televizyon kanalında” diye sormayın,
önemli mi? “Şarkıyı söyleyen,
besteleyen kim?” falan da önemsiz.
Önemli olan, “vur”la okşamak
arasında hiç fark yokmuş gibi, ikisinin
yan yana getirilmesi ve bu sözlerle
şarkının süslenmesi.
“Vur” sözcüğünün tokat atmak ya
da tabancayla öldürmekten hangisine
ait olduğunu tam kestiremeseniz
bile bir sevda şarkısında birlikte yer
aldıkları kesin.
O zaman yavaş yavaş
anımsıyorsunuz eş ya da sevgililerden
oluşan kadın cinayetlerinin niçin
artmakta olduğunu.
Demek ki, çok sevmek ölüm
demekmiş!
Cumhuriyet sözünün dillerden
düşmediği, o kavram uğruna
bayraklar asılıp törenler düzenlendiği
bir sırada böyle bir müziğin özel
ya da resmi bir yayın organında
seslendirilmesi işlerimizin ne ölçüde
savruk, özensiz ve sorumsuz
yürütüldüğünün bir başka belirtisi
daha yaşanmaktaydı.
Kadın-erkek eşitliğinin hiçe
sayılması bu ölçüde sırıtmamalıydı.
Böyle bir dikkatsizliğin fark
edilmemesi ve sanki hiçbir şey
olmamış gibi tepkisizliğin sürüp
gitmesi, yalnız yayın organlarını
yönetenlerin kusuru olarak
geçiştirilemez. Sivil toplum örgütleri
olarak bilinen kuruluşların böyle
bir olaydan sonra bile suskun
kalması toplumsal bilincimizin ne
ölçüde zayıflamış olduğunu açıkça
gösteriyor.
O bilincin sağlam olduğu yerde
böyle bir gafın ya da ayıbın
herhalde iki türlü tepkisi olur uygar
toplumlarda. Ya özür dilenir ya da işin
mizahı geçilip gaf alaya alınarak hiç
değilse herkes bol bol eğlendirilirdi.
Gerçekten, olay ya çok vahim ya da
çok komiktir.
Oysa, ortasını bulmak hiç zor
değildir: Biraz dikkat, biraz sağduyu,
biraz da insanların duyarlılığına saygı.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları