KLASİK resimlerindendi çocukluğumuzun; yıl sonu ve yılbaşı günleri boyunca her yerde hep o resmi görürdük: Bir yanda, giden yıl olarak Noel Baba kılıklı bir ihtiyar. Yanında, gencecik bir çocuğun temsil ettiği yeni gelen yıl. İhtiyar, iyice çökmüş, çocuksa, gürbüz mü gürbüz, pembe yanaklarından kan fışkıracak neredeyse.\n

Böyle resimler yok artık. Fayans heykelciklerle, renkli resimlerle tarih anlatılmıyor şimdi. Övünüşlere bakılırsa, yaşlısıyla genciyle artık herkes her şeyi biliyor ve her duyguyu derinliğine duyuyormuş sanki.\n

Bu tatsız nitelikleriyle yavan ve pırıltısız gelebilir size şimdiki “modern zamanlar”. “Eski günlerin romantizmini yeniden yaşamak ve yaşatmak çok zor” diyerek bunu yaşlanışınızın doğal sonucu sanabilirsiniz. Ama hayır, kendinize haksızlık etmeyin, köksüz devirlerdir değişip anlamsızlaşan. Dünya, eski dünya değil artık. \n

Yeni çağın en belirgin özelliği, “koşuşturma”nın her işe egemen olmasıdır. İnsanlar, bütün işlerini bir an önce bitirme telaşındalar. Koca bir yıl sona ererken hüzne bürünmesi beklenen caddelerde bile coşkulu bir koşuşturma yok mu bugün? Kimse çıkıp “Bir yıl daha bitti, neyin bayramına koşuyorsunuz” diye seslenmiyor.\n

Hız, her üretimin zorunlu koşulu durumuna çoktan gelmiştir; otomotivde başlayan çabuk üretme tutkusu, hukuk sorunlarının çözümüne varıncaya kadar her uğraşta istenir oldu, bütün sakıncalarıyla. Rekabet, ürünün niteliğinde değil, üretiliş hızındadır.\n

Bu tür koşuşturmaların ne gibi yanlış sonuçlar doğurabileceğini görmek için tüketim malı üretiminden son derece farklı bir başka alana göz atmak bile ilginç olabilir.\n

Alan, diyelim “yeni anayasa” yapma alanı olsun. Türkiye’yi yöneten iktidarın, arka arkaya kazanılmış genel seçimlerden sonra ülkeye bir yeni anayasa getirme hevesine kapıldığı hep biliniyor. Bunun gerisinde Sayın Başbakan’ın başkanlık sistemine geçme niyetinin yattığı da sır değil. Ne var ki partilerin güç bela yürüttüğü anayasa çalışmaları sistemde uzlaşılmadan yalap şalap sürdürüldüğü için o temel sorun çözülmedikçe daha fazla ilerleme olmuyordu.\n

Bu durum da açıkça gösterdi ki gereken zemin hazırlanmadan sadece hızda ısrar edip koşuşturmakla yarış kazanılmıyor.