Türkiye’nin iç barışına ilişkin yıllardır her türlü fay hattı gündeme geliyor. Çağın kutuplaşma konularına göre öne çıkan pek çok durum yaşandı.

Bunların her biri ciddi toplumsal travmalar yarattı ama sonuçta kazanan ülkenin bütünlüğü oldu.

Sadece Türkiye içinde değil dışında da tartışılan fay hatlarının sonuncusu yaşam biçimi üzerine.

Şarkıcı Gülşen üzerinden gündeme gelen gerilimin ardında da bu var.

AKP çekirdek tabanına şu mesajı verdi:

- Bakın, 20 yıllık birikimimiz bir seçimde yok olabilir. Bunlar imam hatip düşmanı. Gülşen’i kimin savunduğuna dikkat edin. Onların hepsi bizim karşımızdadır. Önümüzdeki seçimlere bu pencereden bakın!

***

AKP’nin seçim sürecinde ekonominin konuşulmayacağı bir takvim arzu ettiğini daha önce de yeri geldikçe vurguladık.

Bunun çok zor olduğu görünen gerçek. Ekonominin önümüzdeki kış daha da kötüye gideceğini söylemek felaket tellallığı değil. Gerilimler üreterek ekonomideki üretimsizliği ortadan kaldırmanız mümkün değil.

İktidarın ortaya koyabildiniz son propaganda malzemesi şu oldu:

- Geçmişte yapılanları anlatmak!

Sarıldıkları bu yöntemin Türkçesi şu:

Gelecek için önerebileceğimiz bir şey yok. Halka verebileceğimiz bir vaat kalmadı!

Bu nedenle de geçmişe sarılmaktan başka çare bulamadılar.

Durmuş bir saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Her şey bir yana 20 yılda yapılan 65 milyar dolarlık özelleştirmeden gelen paranın bir kısmını yatırıma harcasanız elbet ortaya bir eser çıkacaktır!

Satılacak bir şey kalmayınca şimdi arazilere yöneldiler. Büyük rant fırsatı yaratacak araziler, adresleri belirlenerek satılıyor. 

Medyanızla bütün bunları büyük icraat olarak anlatabilirsiniz. Ancak şunu unutmayın:

Halkın bir bölümünü aldatabilirsiniz ama tümünü aldatamazsınız. Halkı bir süre kandırabilirsiniz ama sürekli kandıramazsınız.

Bütün bunlar bitince geriye ittifakı genişletmek kalıyor. İktidarın en son çaresi bu görünüyor. 

Cumhur İttifakı’nın üst katlarında iki olasılık konuşuluyor:

1- İYİ Parti’ye seçime çok az bir süre kala yeni bir öneri götürmek.

2- HDP’nin çoklu seçeneklerle Cumhur İttifakı’nın işine yarayacak konumda olmasını sağlamak.

***

Her iki madde de son virajda başvurulacak yollar.

İkisi için de yorumunuz şu:

Tavanda bir plan olsa bile tabana uymaz.

Şu saptamayı hem kamuoyu araştırmaları söylüyor hem bizim saha gözlemlerimiz:

İYİ Parti’nin tabanındaki AKP karşıtlığı ve laiklik hassasiyeti en az CHP kadar.

Böyle bir durumda İYİ Parti tabanı dağılacaktır. Akşener bunu bildiği için bu yolu hep kapatıyor ama Saray kapatmış değil.

HDP’ye yönelik olarak masadaki pek çok seçenekten en güçlüsü şu görünüyor:

HDP Meclis’te çok güçlü olsun ama Cumhurbaşkanlığı’nda Erdoğan’ı desteklesin!

Bu pazarlık daha çok İmralı ile yürütülüyor. Ancak sadece orası ile yapılan pazarlığın sandığa uymadığını yenilenen İstanbul seçimlerinde gördük!

Bütün bunlar halkı kandırmaya yeter mi?

Deniz bitmiş görünüyor!