1995 yılından itibaren olanlara bakınca ülkemiz açısında kaygı duymamak mümkün değil.

ABD kesinlikle Kürt devleti kurulmasını istiyor

“Türkiye ya büyür, ya küçülür: Böyle kalamaz” diyen gazetecilerimizin olduğu ülkemizde 1995’ten itibaren ABD Kürt devleti kurmak için çalışmalar yapıyor.
ABD’nin gündeminde hep “Kürt Sorunu” ve “Ilımlı İslam” konuları var.
14 yıl önce bize Apo’yu teslim eden efendimiz, Kürt sorununu tırmandırarak bugünlere getirdi. Ülkeyi fiilen böldü.
İstihbarat faaliyetlerine her yıl artan tutarda para harcayan ABD, 2009’da 43 milyar dolar, 2010 yılında 80 milyar dolar harcadı. Bu paraların önemli kısmının Türkiye için harcandığı ifade ediliyor. Türkiye’de gazeteciler, akademisyenler ve işe yarayacak herkes satın alındı. Türkiye’de Kürt devleti kurulması iklimi başarıyla oluşturuldu.

Ulus devlet ve Atatürk yok ediliyor

Küresel efendimizin isteği ve AB’yi kullanarak yaptırdığı şey, millet duygusunu, ulusal refleksleri, bizi biz yapan değerleri ortadan kaldırmak. Uygulanan modeller de şunlar:
- 200 bine yakın bir polis gücünün yaratılması ve bunun finansmanının AB’den sağlanması.
- Jandarma’nın görev ve sorumluluk alanlarının daraltılması ve terör mücadelesinden geri çekilmesi.
- Yeni Osmanlıcılık akımı çok matah bir şeymiş gibi akıllara sokulması.
- Bizden korkmalarına sebep olan güçlü ordumuz, fişek gibi askerlerimiz ve aydınlarımız enterne ediliyor. Hapishanelerde çürütülüyor.
- Etnik çatışmaların altyapısı döşeniyor. Kürt Aleviliği kullanılmak isteniyor.

Türk halkının sağlığı ile de oynanıyor

Kanser vakalarının çoğalmasının altında yatan en önemli sebeplerden birinin camilere ve okullara baz istasyonu kurulması olduğu söyleniyor.
Ülkenin yüzde 60’ı en fazla 1.000 TL civarında bir gelirle yaşıyor. Herkes borçlu ve geleceğinden endişe duyuyor.
Yoksulluk ve işsizlik almış başını gidiyor. Yoksulların baş kaldırmaması için din kullanılıyor ve yardımlar devreye sokuluyor.
700 milyar dolar dünya ilaç pazarından Türkiye 1.5 milyar dolarla pay alıyor. Vatandaş pahalı ilaç alamıyor.

Türkiye enerji kaynaklarının en yakınında

Türkiye Basra, Kafkaslar ve Orta Asya’daki petrol ve gaz yataklarına en yakın ülkelerden biri. Basra Körfezi ve Hazar, İncirlik Üssü’ne sadece 1500 km. uzaklıkta.
Bu nedenle Batı’nın enerji kaynaklarının güvenliği için Türkiye çok önemli. Bu nedenle küresel efendimiz, AB’ye talimat vererek bu güvenliği sağlamada Türkiye’ye rol biçiyor. Ama Türkiye çok güçlü olmamalıdır. Rusya ile stratejik işbirliğine girmesi de önlenmelidir.

İstanbul elimizden alınmak isteniyor

İstanbul uluslararası statüye kavuşturulacak. Kürt devleti kurulduktan sonra sıra buna gelecek.
Federasyona dönüştürülecek bir Türkiye’ye İstanbul gerekmeyecektir. Pasaportları hazırlayın…
Bunları okuyunca komplo teorileri diyenlere son yıllarda gelinen noktalara ad vermelerini isteyelim. Yoksa küresel efendimiz bizim çok zengin bir ülke olmamızı istiyor ve demokratik bir yapıyı bize layık görüyor da biz mi farkında değiliz! Onun için mi geçen yıl 14 milyon cep telefonu almışız! Tüketim ve borç çılgını olmuşuz!..
Tabii kaygımızı artıran husus küresel efendimizin yaptıklarından daha çok, bizim dünyadan bihaber oluşumuz. Bir tarih öğretmenimize Mısır piramitlerinin Türkiye’den kaçırıldığı söyleniyor ve ne düşündüğü soruluyor. Adam bir edalı bir edalı şöyle yorum yapıyor: “Büyük cezalar koymak lazım. Ülkemiz bu tür şeylere engel olmalı.”
Başka söze gerek yok…