Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Betondan Birikim:Nereye Kadar?

13 Temmuz 2012 Cuma
\n

Türkiyenin neresine gitseniz inşaat var. Yol inşaatı, köprü inşaatı, en çok da konut inşaatı ve İstanbulda gökdelen inşaatı... Türkiyenin özellikle büyük kentlerinin birer şantiyeye dönüşmesi yeni bir olgu değil ama 2009 krizi sonrası yeniden büyümeye geçişte inşaatın daha çok öncelik aldığı aşikâr. Verilen yapı ruhsatları üstünden gidersek, ekonominin yüzde 5e yakın küçüldüğü 2009da yapı ruhsatı alınan dairelere 100 dersek, 2010da bu endeks 151e kadar fırladı. 2011’de hız kesti 109 gibi oldu ama 2009un yine üstündeydi. Bu 3 yılda, ortalama her yıl, 111 bin bina için (134 milyon metrekare) ya da 692 bin daire için ruhsat alınmıştı. 2012’nin ilk çeyrek verileri, daire ruhsatlarında 2011 ilk çeyreğe göre yüzde 5 artış gösteriyor. Çarşaf çarşaf ilanlara, eldeki daire stokuna rağmen henüz inşaat paydosdemiyor.

\n

İnşaat şantiyelerinin ağırlıkla İstanbulda olduğu kanısı yaygın. Bu, şaşırtıcı değil. Küresel kent olma iddiası ile bir yandan Levent-Maslak aksına, yakın zamanlarda da Anadolu yakasına dikilen gökdelenler, bu yakada Ataşehire inşa edilen Finans merkeziyutturmacalı beton adacıklar, çeperlere inşa edilen ve her sınıfa hitap eden siteler, metropolün merkezinde başlatılankentsel dönüşümadı altında soylulaştırmafaaliyetleri, İstanbulun her yerini şantiyeye dönüştürmüş durumda. Ama şantiyeye dönüşen sadece İstanbul değil. Anadoludaki 9 il, İstanbul ile birlikte, yapı ruhsatlarında yüzde 55e yakın paya sahip. Türkiye nüfusunun yüzde 47sinin yaşadığı bu 10 ilde, kentleşme oranı (kentli nüfus) yüzde 90ın üstünde. Bu durum, konuta, ofise, ticari entegre yapılara, kentsel altyapıya, donatıya, dolayısıyla her tür inşaata olan talebi artırdı. Küresel kriz ikliminde yaratılan bu iç talep, nereye savrulacağı bilinmeyen bu serüven, ekonomiye şimdilik, geçici de olsa nefes aldırıyor. Sanayinin birçok alt sektörü inşaatlar yükseldikçe çarkını döndürüyor. Çimento, demir, tuğla, seramik, cam, plastikten başlayan ve her tür ev eşyasına uzanan alt dallarda, inşaat, ekonomiye alan açıyor, finans sektörü inşaat firmalarına, hane halkına verdiği konut kredileri ile dönüyor. İnşaatın en büyük handikapı iç talebe odaklı olması. Dibin görünmesi uzun zaman almaz. Hem de büyük kırılganlıklarla...

\n

***

\n

İstanbul, en büyük şantiye ama diğer illerde de bir inşaat furyasıdır gidiyor. Nitekim TÜİKten edindiğim il bazında yapı ruhsatları, son 3 yıl ortalaması olarak İstanbulun payının yüzde 18 dolayında olduğunu gösteriyor. 13 milyon nüfuslu bu megapolün, ülke nüfusundaki payının da yüzde 18.4 olduğunu anımsarsak nüfusla uyumlu bir inşaat hareketinden söz edebiliriz. Ancak, değer olarak bakıldığında İstanbuldaki inşaatların çoğunun daha lüks, iç ve dış, üst, üst-orta gelir gruplarını hedeflediği söylenebilir.

\n

Türkiye nüfusundaki payına oranla inşaat yoğunluğu yüksek ikinci büyük merkez ise Ankara. Nüfusun yüzde 6.5inin yaşadığı Ankara, son 3 yılda alınmış yapı ruhsatlarında yüzde 10un üzerinde pay sahibi. Buna karşılık İzmirin, nüfustaki payı ve ekonomideki önemine hiç uymayan bir inşaat profili var. Ülke nüfusunda yüzde 5.3 payı olan İzmir, son 3 yılda yapı ruhsatlarının ancak yüzde 4ünü almış görünüyor. Bursa ise atakta ve nüfustaki yüzde 3.5lik payına karşılık inşaat ruhsatı açısından İzmiri yakalamak üzere. Göç alma açısından başı çeken Antalyada hem barınma hem ticaret amaçlı inşaatın hız kesmemesi anlaşılır bir şey. Konya, Kayseri gibi dönemin sermaye birikiminde öne çıkan ve muhafazakâr özellikleri önde olan illerde de nüfus oranının üstünde bir inşaat faaliyeti dikkat çekiyor. Kocaeli, Mersin ve Samsun gibi sanayi ve ticaretin öne çıktığı illerde de inşaat faaliyeti nüfus yoğunluğunun önünde seyrediyor.

\n

Nüfusun yüzde 17sine yakın pay sahibi diğer büyük Anadolu illerinde de, ilk 10daki yoğunlukta olmasa da, inşaat, önemli bir aktivite.

\n

İkinci 10 il grubunda, İstanbulun bir tür arka bahçesi durumuna gelmekte olan Tekirdağın inşaat ruhsatlarından aldığı pay, ilin nüfustan aldığı payı katlıyor. Mersinden başlayan Adana, Gaziantep, Hatay, Diyarbakır (Şanlıurfayı da içine alan) aksı, göç çekiyor, ticaret görece hareketli ve buna paralel olarak inşaat faaliyeti de bu bölgede yoğun. Hizmet ili Eskişehire, Ankaradaki inşaat rüzgârları ulaşıyor. Kuzeyde Trabzon, Egede ise sanayici Manisa, Denizli ve turizm ili Muğla, yine inşaat faaliyetlerinin ağırlıkta olduğu iller olarak dikkat çekiyorlar.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları