Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ev Kadınının Sömürülmesi ve Hakkı...

25 Haziran 2012 Pazartesi
\n

Hanehalkı işgücü anketlerinde yaşı 15’in üstündeki kadınlara soruyorlar:Çalışmıyorsan, iş de aramıyorsan, ne yapıyorsun?Seçeneklerden biri, Ev işleri ile meşgul”. İngilizce olarak da Housewifediye geçiyor TÜİK kayıtlarında. Nedense TÜİK, Türkçedeki Ev kadınıdeyimini kullanmıyor. Malum, Kız mıdır, kadın mıdır, belli değil (RTE) ilkel muhabbeti

\n

Kapitalist gelişme ile birlikte beklenen, kadının daha çok işgücüne katılımı veEv kadınlığının gerilemesi. Gelin görün ki, muhafazakâr-neoliberal kapitalizmin Türkiye versiyonunda bu pek böyle olmuyor. Kadının işgücüne katılımı pek artmadığı gibi, kırdan göçün de hızlanmasıyla kadının tarımda bile istihdamdaki payı azalıyor ve Ev kadınlığı gerilemiyor, hatta zaman zaman artıyor. Evdeki bu yedek işgücü, ancak yoğun kriz zamanlarında iş aramak için piyasaya çıkıyor, niteliksiz işlerde işgücü arzını arttırıyor, patronlara ücretleri düşürme fırsatı çıkıyor, sonra da erkeklerden dirsek görüp eve dönüyor kadınlar...

\n

***

\n

Ekonominin hedef küçülttüğü 2012de, işsizlik yatay seyir izliyor kerametini yumurtlayanlar, 15 yaş üstü nüfustan işgücü olabilecekken, muhtemelen de işsiz olarak kayıtlara geçerek işsizlik oranını çift haneye taşıyacakların, nereye gittiklerini araştırmamış görünüyorlar. Araştırsalar, son 12 ayda 500 bin kadınınişgücümeydanı yerine eveyöneldiklerini, bunun da işsizlik oranını bir hayli düşürdüğünü göreceklerdi.

\n

Ev kadınlığı, Türkiye için hiç göz ardı edilmeyip hem sosyal politikada, sosyolojide, hem siyasette bir hayli önemli bir kategori. Çalışan, yani istihdamdaki nüfusun yarısı kadar nüfus, ev kadını. Her 2 çalışana, 1 ev kadını düşüyor. 12.2 milyondan, yani sivil nüfusun yüzde 17sinden, 15 yaş üstü nüfusun yüzde 23ünden söz ediyoruz. Seçmen olarak tek bir partiye oy verseler, şaka değil, ortaya CHP cesametinde bir ev kadınları ana muhalefet partisi çıkar!..

\n

Ev kadınlığı, tutucu AKPnin beslediği bir rol. En az 3 çocuk yapacak, erkeğin ve çocukların beklentilerine cevap verecek bir rol. O nedenle de Eve yönelişlerin hiç önünü kesmiyor AKP rejimi. Sayı da pek gerilemiyor. Yıldan yıla, daha çok kadının işgücü piyasasına çıkması beklenirken 2012 Martındaki ev kadını sayısı 2006’dan pek geride değil. Hatta, 2006da her 10 aile efradına 4.5 ev kadını hizmet verirken, sayı 2012 başlarında 5e çıkmış. Ev kadınınıniş yüküartmış, anlayacağınız.

\n

***

\n

Ev kadınlığıağır işçiliktir. Sekiz saatin çok üstünde bir işçilik. Bilmeyen yoktur. Gelin görün ki, karşılığı ödenmemiş emektir harcadığı. Karşılığını, evin beyi, oğlu, çalışan kızı vb. değildir ödemesi gereken, aslında onları çalıştıran patronlarıdır. Yani ev kadınının karşılıksız emeğini de sömüren aslında evdekilerin patron sınıfı ya da işveren ise devletin kendisidir. Çünkü, yemek evde hazırlanmasaydı, dışarıda daha pahalıya yenilecek, çamaşır pahalıya yıkatılacak, evde hayatın yeniden üretimi, otelde, dışarıda daha pahalıya mal olacaktı. Bebeğe, küçük çocuğa, yaşlıya bakım hizmeti dışarıdan alınacaktı vs Çalışan da, bu mal ve hizmetlerin bedelini patrondan isteyecek, daha yüksek ücret talep edecekti. Çünkü, çalışanın ücreti, işgücünü paydos sonrası yeniden üretip, yiyerek, dinlenerek ertesi gün patronun hizmetine sunmanın bedeli olduğuna göre, bu neye mal oluyorsa, patronun da onu ücret olarak karşılaması gerek. Dışarıdan almak yerine, bu yeniden üretimhizmetlerini, evde, ev kadınının emeği ile ucuza mal edince, bundan kim yararlanır? Tabii ki patron. İşte, burada ev kadınının karşılıksız emeğini sömüren patrondur.

\n

Öyleyse ne olmalı? Bunu tek tek patronlardan almak mümkün değil. Ama devlet, patronlardan aldığı vergiyi yükselterek, ev kadınının bu karşılıksız emek gücünün ücretini tahsil edebilir. Sonra da bunu, ev kadınlarına bir sosyal ücret olarak ödeyebilir, ödemelidir.

\n

Dolayısıyla eve kıstırılmış kadınların, genç kızların, devletten böyle bir sosyal ücreti talep etmeleri haklarıdır ve bunun için örgütlenmelidirler. Ama öncelikli olan ve gerekli olan, kadınların işgücü meydanına daha çok çıkmaları ve işgücüne katılmalarıdır”. Bugün yüzde 28i ancak bulan işgücüne katılma oranını, kadınlar, Avrupanın birçok ülkesinde olduğu gibi yüzde 60lara kadar çıkarmalı ve iş talep etmelidirler. Ama eve mahkûm ediliyorlarsa da, evdeki mesainin karşılığını devletten ev kadınlığı maaşıolarak almalıdırlar. Bu maaş, asgari ücretten aşağı olmamalı, hatta, her yıl bütçede tartışılmalı ve bunun için örgütlenecek ev kadınları sendikası ile toplu pazarlık usulü belirlenmelidir.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları