Avrupa’da yeni kavşak
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Avrupa’da yeni kavşak

09.03.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Doğu Avrupa genişlemesine yeşil ışık yakan 2002 Kopenhag zirvesini, Türkiye’nin ilk AB temsilcisi Gian Paolo Papa ile izlemiştim.

Türkiye ile akabindeki iki yılda AB üyeleri olacak Baltık ülkeleri, Çekya, Macaristan, Polonya, Slovenya, Slovakya, Malta ve Kıbrıs’ın kaderini ayıran sonuç bildirgesi açıklandığında, Papa ile birlikteydik.

Türkiye’nin AB serüvenini başından beri izleyen AB temsilcisi; “Bu iş burada biter” demiş ve eklemişti:

“Türkiye bu şekilde AB çipasını yitirir. Ankara’nın AB üyeliği için tek şansı, diğer Doğu Avrupa vagonlarıyla Birliğe girmekti. Türkiye’nin ayrı kategoride ele alınması ve ayrıştırılması, koşulların olanaksızlaştırılmasıdır. Bu noktadan sonra Türkiye için AB üyeliği, ancak uluslararası konjonktürde beklenmedik değişikliklerin gerçekleşmesiyle mümkün olabilir.”

Şu son 20 gün, üzerinden neredeyse çeyrek asır geçen bu sözleri sıkça hatırlamama vesile oldu. Zira eski büyükelçinin sözleriyle tam da işte beklenmedik bir “uluslararası konjonktür değişikliğinin” içindeyiz.

Ve de hooop! AB Türkiye’yi, Türkiye süratle AB’ini hatırladı.

Her şey Şubat’taki Münih Güvenlik Konferansı’nda, Avrupa’nın bir kampa, ABD’nin diğer kampa savrulması, Batı İttifakı’nın bölünmesiyle başladı.

Trump 2.0 liderliğindeki ABD, Ukrayna savaşında saf değiştirerek Rusya’nın yanına geçti. Ukrayna ve Ukrayna’ya destek veren Avrupa iyot gibi açıkta kaldı.

O gün, bugün- 18 Şubat Paris, 1 Mart Londra, 6 Mart Brüksel-o zirve senin, bu zirve benim Avrupa liderleri toplanıp ABD olmaksızın, Rusya’ya karşı Eski Kıta’yı koruyup, koruyamayacaklarını ve de koruma kalkanını güçlendirmek için hangi ülkelere açılabileceklerini konuşuyorlar.

ANKARA’NIN ŞARTI: ‘MÜZAKERELERİ AÇIN’

Bu bağlamda tabii ilk akla gelen ülke Türkiye oldu.

Yirmi üç yıldır bırakın AB adaylığını, vatandaşlarından vize kolaylığı bile esirgenen Türkiye’nin birden bire “Avrupa’nın güvenliği için olmazsa olmaz” önemde olduğu anlaşıldı.

Şimşek hızıyla bu yeni paradigmayı gören Cumhurbaşkanı Erdoğan Avrupalı liderlere görünen o ki şimdi “Türkiye’nin Ukrayna’da barışın tesisi için üstüne düşen herşeye hazır olduğunu” iletirken -İtalyan basınındaki son haberlere göre-karşılığında “AB ile müzakerelerin yeniden açılmasını” istiyor.

“Erdoğan’nın çıkarcı teklifi: Silahlanmaya varız. Türkiye AB’de olmalı. Ankara NATO’nun 2. ordusu. Ön planda olmak istiyor” başlığını çıkaran hükümete yakın muhafazakar Il Giornale gazetesi, Cumhurbaşkanının, kendisiyle “online” bağlantı kuran Avrupalı liderlere; “Avrupa’nın savunma planlarına Türkiye’nin dahil edilmemesinin açıklanamaz olduğunu, karşılıklı çıkarların bu pozisyonunun değiştirilmesini dayattığını Avrupa’nın güvenliğinin sırf AB üyelerini değil kıtanın tüm müttefiklerini ilgilendirdiğini” aktardığını belirtiyor.

RTE’nin “Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik ve uzun dönemli bakış açısıyla değerlendirilmesini istediğini” vurgulayan gazete, Cumhurbaşkanının “AB kapılarının salt açılmasını talep etmekle kalmayıp, Eski Kıta’nın geleceği için ayrıca yeni tip bir ittifak ağının oluşturulmasını” arzuladığını belirtiyor.

‘TÜRKİYE KOMUTASINDA OLSUN!’

Ana akım medyadan Repubblica gazetesi de gene tam sayfa yer alan bir haberde Erdoğan’ın uluslararası bir Ukrayna barış gücü komutasını devr almaya istekli olduğunu yazıyor.

“Rearm Europe-Avrupa’nın yeniden silahlandırılması” paketi kapsamında  gündeme gelen ve Ukrayna da kalıcı barış koşulları kapsamında ele alınan uluslararası güç için, AB dışında…Türkiye den başkaca İngiltere, Kanada, Norveç ve İzlanda gibi ülkelerin adı geçiyor.

Putin’in olası birliklerin başında İngiltere ve Fransa’yı görmek istemediği bilindiğinden, söz edilen birliklerin komutasının-Erdoğan’ın gönüllülüğü temelinde- Türkiye’ye verilebileceği, ne ki Yunanistan ve Kıbrıs’ın bundan hazzetmeyeceği bildiriliyor.

Çok su kaldıracak konular bunlar…

Putin’in İngiltere-Fransa vetosu ilginç. Arka planı Kırım savaşı’na dek gidebilecek bir yüksek gerilim hattına işaret ediyor.

Macron’un Avrupa’nın yeniden silahlandırılması konusunda, hafta içinde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Rusya’yı açıkça potansiyel düşman olarak tanımlaması, Moskova’yı rahatsız ediyor.

Putin bu nedenle, 19. yüzyıl başında bozguna uğratılan Napolyon ordularına referansla… Macron’u Napolyon’a benzetiyor.

Élysée’nin hele, nükleer şemsiyesini (nerede başlayıp, bittiği belirsiz) tüm Avrupa sınırlarına uzatabileceğini söylemesi, Moskova’da neredeyse savaş ilanı gibi algılanıyor.

Avrupa’da son 15 günün gerilim hattında en sert dili kullanan Fransa…

France 24 televizyonuna bu bağlamda çarpıcı bir söyleşi veren Fransa’nın akil adamlarından Jacques Attali, yaşanılan krizi “zamanla yarış” olarak tanımlıyor.

Fransa ekonomisinin son sürat savaş ekonomisine dönüştürülmesi ve Avrupa’nın olası bir savaşa 5 değil 1 yıl içinde hazırlanması için icabında günde 3 vardiya 24 saat çalışmanın şart olduğunu değerlendiriliyor Attali.

Zamanında Mitterand’ın en yakın danışmanlarından olan etkili yorumcunun kullandığı savaş dili alabildiğine dikkat çekici ve ürpertici. II. Dünya Savaşından bu yana hiç duyulmayan sözler bunlar.  

Yazarın Son Yazıları

Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025