Masterchef’te ‘şiddet’ şov
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Masterchef’te ‘şiddet’ şov

22.09.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Putin gençleşmek amacıyla geyik boynuzu kanıyla banyo yapıyor ve nükleer silah kullanmak konusundaki tereddütlerini gidermek için Moğol şamanlarla istişarede bulunuyormuş. 

Bunlar magazin haberleri değil. 

Der Spiegel gibi ciddi bir yayın organına konu olan iddialar. 

Beri yanda, istenmeyen göçmenlerin kedi, köpek, benzeri evcil hayvanları yedikleri savıyla “yabancı düşmanlığı” kampanyasını sürdüren ABD başkan adayı Trump bulunuyor...  

Yalan ile hakikat arasındaki tüm duvarların kalktığı ve bu muğlaklık içinde uluslararası düzenin bilinen kurallarının silindiği bir dönemde yaşıyoruz. 

Ortadoğu’da Hollywood‘a rahmet okutan bir büyük çağrı cihazı saldırısı taze cereyan etmiş.  

İçeride... Aile arasında katledilen Narin’in vahşi sonu ve “beslenme çantalarını dolduramayan” yaşıtlarının kaygı veren geleceği ve sanki yarın seçim varmışçasına boş boş mevzu edilen siyasi parti anketleri konuşuluyor.

Akşam olduğunda artık yalnızca unutmak istiyorum.

Diziler berbat. 

Bir dönemin reyting rekorları kıran Kızılcık Şerbeti, devrini tamamlamış. 

Cenazeler, metresler, mal-mülk kavgası… “aşırı drama” yüküyle odağını yitirmiş. Öyküye kaybolan inançla, bizler gibi oyuncular da “Bitse de kurtulsak” moduna girmişler.

‘TUTTUĞUM GİBİ ATARIM!’

Geriye, her sezon farklı bir ilgiyle izlediğim bir Masterchef kalıyor. 

Bu yıl, reality show’larda şimdiye değin görmediğimiz bir yarışmacı düzgünlüğü ve efendiliği ile örneğin dikkatimi çekiyor. 

İlk kez fifti-fifti bir kadın-erkek dengesi kurulmuş. 

Kadın yarışmacılar Tebriz’den gelen Şirin, Fransa’dan katılan Beyza ve dağlarda koyun otlatırken Masterchef’e katılmayı kafasına takan, evde soba üzerinde yemek yaparak kendine başka bir gelecek düşleyen Ayşe ile. kültürel çeşitlilik ve gençlere ufuk açan bir program profili vaat ediyor. 

Ama o da ne?

Geçen gece Bolulu Mehmet Şef, “Reis”i aratmayan bir üslupla birden yeri yerinden oynatıyor. 

“Var ya!” diyerek kükrüyor ve Karadağ, Dubai, Maldivler’de deneyim kazanan bir özgüvenli yarışmacıya “Seni kolundan tuttuğum gibi buradan atarım!” diye posta koyuyor.  

Niye? 

Balkan yemekleri istenmiş. 

Yarışmacı “ajvar sosu”nu kendi bildiği gibi yapmış. 

Üstüne, “öyle değil, aslı böyledir” tartışması açmış. 

Sen misin şefin sözü üzerine söz söylemek ve şekil yapmak gafletinde bulunan?

Şef Mehmet Yalçınkaya milyonların önünde, “Kendine gel. Beni ayar etme. Haddini bil!” diye avaz avaz bağırıyor. 

Yarışmacılar donuyor. 

Bana da, ekran başında kal geliyor.  

Yarışmacıya boca edilen alabildiğine kaba, hoyrat bir ayarla güçlünün güçsüzü ezdiği bir sahneye tanık olduğum için donuyorum.

Gevşemek ve kafa boşaltmak için oturduğum bir TV programının önünde bu kez “Kendine gel!” diye yarışmacı ezikleyen bir şefin “öfke nöbeti”ne maruz kalıyorum. 

Yaşamın her alanında zaten şiddet yaşıyoruz. Bir Masterchef’te egoları kontrol dışına çıkan şeflerin şiddetinden pay almadığımız kalmıştı….

ŞEF DİKTASININ SONU

“Mutfakta ordu disiplini vardır. Şef ne yapsa, ne dese yeridir” günleri beri yandan geride kaldı.

Dünyada her şeye rağmen bir değişim yaşanıyor. 

Masterchef’in İtalya versiyonu, geçen yıl tam bu konuyla “mutfakta hiyerarşik şiddete ve mobbing’e son!” temasıyla başlangıç yapmıştı.

Programı yöneten şeflerden Giorgio Locatelli; “mutfak şiddeti yaşayan ezcümle herkesten tüm şefler adına özür dilerim!” demişti 

Eleştiriye evet ama uygarlık sınırlarında kalmak şartıyla. 

Şeflerin son yıllarda edindikleri yarı tanrı dokunulmazlığı ve süper star konumları giderek sorgulanıyor. 

İtalya dan söz açılmışken, Çizme’nin “marka” restoran zincirlerinden Cipriani’lerin 92 yaşındaki ikonik sahibi ve patronu Arrigo Cipriani, “şef terörüne” misal açıkça son verme zamanının geldiğini ilan ediyor.  

“(Biri İstanbul’da!) dünyada 26 restoranım var” diye konuşan Cipriani; “Bu restoranlarımın hiçbirinde şef yoktur” diyerek sözlerini sürdürüyor: 

“Mutfaklarımda 400 aşçı çalışır. Haber vermeden biri TV’ye çıktı, kendisine derhal yol verdim. Restoran sahibinin yeri kasa, aşçının yeri mutfaktır. Fransız mutfağında yaşandığı gibi, çok yıldızlı şefler İtalyan mutfağını da ruhsuzlaştırıyor. Dinozorlar gibi bir gün kendiliklerinden bitecekler. Kimsenin çünkü duygusal bağ kuramadığı, damakta aşinalık ya da herhangi bir anı bırakmayan yapay tatlar,tabaklar üretiyorlar. Degüstasyon menülerinde kafalarına göre takılıyorlar. Sınav vermeleri gereken sanki şefler değil de müşterilermişçesine çok garip bir durum ortaya çıkıyor!”

Masterchef gibi milyonların izlediği bir yetenek programını, giderek artık yalnız açtıkları restoranların kişisel reklam aracına dönüştüren ve yaratıcılıktan uzaklaştıran şefler, Cipriani’nin manifestosuna kulak vermeli.

Yazarın Son Yazıları

Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025