Ligin en ilginç maçlarından biri oldu. İlk 15 dakikada fırtına gibi esen Fenerbahçe 2-0 öne geçti. Sow’un röveşata golü harika, Alex’in sol vuruşu adeta bir füzeydi. Sonra ne olduysa oldu, oyunun hakimiyeti tamamen Galatasaray’a geçti. Hele hele Necati’nin mükemmel pasıyla Elmander skoru 2-1’e getirince Fenerbahçe iyice geriye yaslandı. Geri kalan 75 dakikada bastıran bir Galatasaray ile kapanan bir Fenerbahçe izledik. Engin ve Necati ile fırsatları kullanamayan, ikinci yarıda gol kaçırma yarışına giren Galatasaray beraberlik için 83. dakikaya kadar bekledi.

Maçın püf noktaları vardı. Öncelikle hakem Bülent Yıldırım. Düdüklerini hep ev sahibi takımdan yana kullandı. Özellikle ilk yarının sonuna eklediği bir dakikalık uzatma var ki, inanılacak gibi değildi. Çünkü, sadece Melo’nun başlattığı olaylarda bile oyun 2-3 dakika durmuştu. Tabi sadece Bülent Yıldırım değildi kötü olan. Fenerbahçe’den Stoch ve Serdar, Galatasaray’dan Engin ve Selçuk bu maçta kendilerinden bekleneni veremedi. Hele hele Engin’in kaçırdığı goller var ki, kulübeye saç baş yoldurdu. Ama Milan Baros’un son saniyede direğe çarpan şutu, kaçan her golü gölgede bıraktı. Eğer bu vuruş gol olsaydı, Galatasaray belki de play-off’a güle oynaya gidecekti.

Kısacası Galatasaray 15. dakikada 2-0 geriye düştüğü maçta galibiyeti kaçıran taraf oldu. Sonucu ne olursa olsun, keyifli, heyecanlı bir maç oldu. İki takıma da bu satırlardan teşekkürlerimizi yolluyoruz.