Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tarih ateş altında
Sömürgeci siyasetin Suriye’de yarattığı savaş ‘insanlık mirası’nı da tahrip ediyor
\n\n\n\n
Önce, Kültür Bakanlığı’nın eski Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Kenan Yurttagül’ü dinleyelim. Ağustos başlarında gazetelerde de yer alan çağrısında “Afganistan, Körfez ve Irak savaşlarında müzelerin yağmalanması ve kültürel miras tahribatı karşısında ‘hükümetlerarası kuruluşlar’ın etkisiz kaldığı”nı anımsatarak dedi ki;
\n“Şimdi Suriye’de benzer durum yaşanıyor. Halep ve Şam müzeleri ile kültürel miras alanları silahlı çatışma yıkımının tehdidi altında.”
\nYurttagül, Türkiye’nin de imzaladığı 1954 tarihli “Silahlı Çatışma Halinde Kültürel Varlığın Korunması-Lahey Sözleşmesi”nin Suriye’de çatışan taraflara hatırlatılması gerektiğini; savaşlarda yaşanan aymazlığın da önüne geçilmesi dileğini kamuoyu ile paylaşıyor... Bunun için önerisi ise “çatışmalar şiddetlenmeden ‘Suriye’nin Kültürel Mirasının Korunması İçin Sivil Girişim’ oluşturmak ve harekete geçmek...” (Cumhuriyet-Bilim Teknik/17 Ağustos)
\nBu çağrıya koşut bir açıklamayı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla eşgüdüm içinde çalışan “UNESCO Türkiye Milli Komisyonu” da yaptı.
\nKomisyon Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz’un imzasını taşıyan “Kültürel Mirasın Koruması Sözleşmeleri ve Suriye” başlığı altında; “Lahey Sözleşmesi”nin yanı sıra 1975 tarihli “Dünya Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi”ni de, aralarında Türkiye ve Suriye’nin olduğu 100’den fazla devletin imzaladığı anımsatılarak özetle şunlar vurgulandı:
\n“Suriye’nin Dünya Miras Listesi’nde Şam, Halep, Bosra tarihi şehirleri ve Selahattin Kalesi ile birlikte 6 kültürel mirası bulunuyor. Uluslararası sözleşmeler egemenlik alanlarındaki kültürel mirası insanlık adına da korumaya karar vermiştir. Yaşanan son durum ise uluslararası toplumun duyarlılığını da gerekli kılmaktadır.
\nOtorite boşluğundan yararlananların müzeleri yağmalamaları ve sınırlarımızdan tarihi eser kaçakçılığı girişimlerinin ortaya çıkması muhtemeldir; güvenlik tedbirlerinin artırılması yararlı görülmektedir.
\nSuriye’de çatışmaların bir an önce sona ermesini diliyor, uluslararası toplumun kültürel mirasların korunmasına yönelik tedbir ve duyarlılıklarını arttırmalarını ümit ediyoruz..”
\nBütün bu dilek ve umutlara katılmamak elbette ki olanaksız ama sonuçta insanlarla birlikte kentlere ve tarihi eserlere karşı da “acımasızlığın doruğu”nu sergileyen çatışmalara karşı dünya kültür çevrelerinin “kınama” dışında yapabilecekleri de olmalı!..
\nSömürgeci çıkarlar uğruna gerçekleşen bu çatışmalarda kültürel mirasa karşı dikkatli olunması nasıl sağlanabilir?
\nRoma’dan Osmanlı’ya
\nSuriye’deki uygarlık birikimlerini özetlemeye bile kitaplar yetmez... Örneğin MÖ 300 yılında Romalılar tarafından inşa edilen Madik Kalesi ve Afamya antik kenti, Hama şehrinin 60 kilometre kuzeyinde; Selahaddin Eyyubi’nin yaptırdığı Şövalye Kalesi, Dera, Humus, Lazkiye ve Halep’teki çok sayıda Osmanlı eseri kaleler, kapalı çarşılar ile Türkiye sınırındaki antik köyler, askeri kullanımlardan ötürü ağır hasar görme tehlikesiyle karşı karşıya..
\nMimar Sinan’ın da 2’si Şam’da 2’si de Halep’te olmak üzere 4 önemli eseri var. Şam’daki Süleymaniye Külliyesi, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferi sırasında yeniçerilerin çadır kurdukları yerde inşa edilmiş. Beylerbeyi Hüsrev Paşa’nın Halep çarşısı yanına yaptırdığı “Hüsreviye Camisi” de Sinan’ın ilk eserlerinden.
\nŞam ve Halep’in “kentsel doku” olarak UNESCO Miras Listesi’nde yer alması, sivil mimarlık zenginliğini de yeterince kanıtlıyor... Buna karşın bu zenginliğin çatışmalardan ötürü zarar gördüğü ise artık tahmin değil “gerçek...”
\n“Shaam News Network” adlı internet sitesinde, Suriye ordusunun operasyonlarında tank mermilerinin tarihi Madik Kalesi’ne isabet etmesi sonucu kalede meydana gelen hasarı gösteren görüntüler yayımlandı. Bu tahribata her gün yenileri ekleniyor.
\nBir Halep izlenimi
\n2000’ler başlarken, Mimarlar Odamız ile Suriye Mühendis ve Mimarlar Birliği arasındaki “Kültürel İşbirliği” görüşmesi için Gaziantep’ten günübirlik Halep’e geçmiştik... O gün kentin tarihi dokusunu ve “restorasyon” çalışmalarını da görme fırsatı bulduk.
\nEski kentte, korunan ve özgün durumları yaşatılarak yenilenen evler ve sokaklar karşısında hayranlık duyduk; kaleye ve tarihi çarşılara gösterilen özen ile “yeni yapılar”ın Halep’in “yöresel mimari”sine uygun inşa edilmeleri de övgüye değerdi..
\nTarihe olan bu saygı öylesine “içten” olmalıydı ki bazı kâğıt paralarda ülkedeki “antik kentler”in, hatta “Roma İmparatorları”nın resmi vardı...
\nŞimdi merak ediyorum. Tarihi değerlerini yaşatmaya ciddi gayret gösteren, dahası yeni binalarını da “eskiyle uyumlu” bir çağdaşlıkta gerçekleştiren Suriye’de, insana ve mirasa karşı bugünkü “acımasız”lık hangi nedenden kaynaklanıyor?
\nO insani ve “kültürel” çabalar ile şimdi yaşananları kıyaslarsak, insanlık dışı çatışmaların ardında “Suriye’ye yabancı” güçlerin varlığını sezmemek mümkün görünmüyor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!