AKP  iktidarının akıldışı serüvenlerinden biri de, Suriye politikasıdır. T. Erdoğan’ın, “15 günde Şam’da Emevi Camisi’nde namaz kılarız” sözleri halen belleklerdedir. Bir başka ülkeye sadece Amerika istediği için ordusunu gönderip işgal etmek anlayışı hangi hukuk ve vicdanla açıklanabilir? 

Yazımıza konu ettiğimiz (Hasan Efe’nin çizdiği) karikatür bu açıdan pek çok ayrıntıyı veriyor. Karikatürdeki insanların birbirlerini çiğneyerek kaçtığını görüyoruz. Figürlerin ellerinde torbaları, bazı kişisel eşyaları vardır. Doğup büyüdükleri yerden bir avuç eşya ile kaçmak neyin göstergesidir? Ancak asıl dikkat etmemiz gereken şudur: İki dağ arasında bedenini “köprü” yapan bir kişi, bize kendi vatandaşlarımızı anımsatıyor. Tüm iyi niyetimizle yabancılara sağladığımız bu “köprü” görevi, daha ne kadar sürecektir? Sırtımıza bindirdikleri mali yük bir yana yaşadıkları kentlerde çıkardıkları kavgalara ne diyeceğiz? Öte yandan, kaç yabancı kadının fuhuş yaptığı, kaç gayri meşru çocuk doğurduğu ve sigortasız çalıştırılan yabancı erkeklerin sayısını bilmek istiyoruz. Bu gelenlerin içinde kaç tanesi salgın hastalıklara yakalanmış, kaç tanesi de suç işlemiştir? Günümüzde yeterince ezilen ve sömürülen vatandaşlarımızın geleceğini karartmanın bir anlamı yoktur.   

NE ANLAMA GELİYOR

Yabancıları birçok insanımızın sahip olamadığı sağlık, eğitim ve çeşitli maddi yardımlar ile deniz kıyısında nargile keyfi yapsınlar diye ülkemize almadık! Yaşadıkları savaştan dolayı geçici bir süreliğine misafir etmek istedik. Ancak AKP’nin gizli ajandasına göre ülkemize gelen Suriyeliler, Afganistanlılar, Özbekler ve Pakistanlıların önemli bir bölümü vatandaş yapılacaktır. Böylece onları bir oy devşirme olarak gördüklerini söyleyebiliriz. Ayrıca adına SADAT denilen ve ne olduğu pek belli olmayan bir silahlı örgüte katıldıklarını duymaktayız. Söz konusu örgüt kontrgerilla eğitimi verdiğini ilanlarla açık etmiştir. Kendi insanımızın üzerine basarak ülkemize geçen bu misafirlerin (!) bir bölümü yakın zamanda karşımıza çıkabilirler. AKP’nin kendi iktidarının devamı için onları bir piyon gibi görmeleri ayrı bir insanlık suçudur. O halde, SADAT özel harp eğitimi için kaç tane yabancı uyruklu kişiyi bünyesinde barındırdığını açıklamalıdır. Bu kişilere verilen rütbelerin ve yetkilerin ne olduğunu bilmek hakkımızıdır. Bizim vatandaşımızın yiyecek parası her gün azalırken, onların keyifli bir yaşam sürmeleri ne anlama gelmektedir?  

ACIYI GÖRMÜYOR MUSUNUZ?

Karikatürde, dalları olmayan ve neredeyse kurumuş bir ağaç görüyoruz. Üstelik sol tarafı tamamen kesilmiştir. Sanki ülkemizin geleceğini gösterircesine bir kuraklık ve açlık bizi beklemektedir. Bugün ülkemizin hangi bölgesine gidilirse gidilsin, milyonlarca davetsiz misafirden rahatsız oldukları söylenecektir. Her şeye her gün zam geldiği düşünülürse, yabancı düşmanlığı bir yana bütçemizin ciddi bir bölümü onlara gitmektedir. 

Bir kez daha karikatüre dikkatle bakalım. “Köprü” görevini üstlenen vatandaşımızın yüzündeki acıyı görüyor musunuz? Üzeri yarı çıplaktır, ağzı kapalıdır ve suskundur. Bu denli hoşgörü yetmez mi artık! 

TUFAN ERBARIŞTIRAN

ARAŞTIRMACI