Ülkeyi yönetmeye talip olan siyasal partilerin seçimli demokrasilerdeki amacı, iktidar olmaktır. Örgüt yapısı örgütlenme ve mücadele tarzının buna hizmet etmesi gerekir. Yol haritasını, partinin anayasası olarak kabul edilen tüzük ve ona uyumlu program çizer.

Hayatla, hakikatle bağlarını kuracak yeterlikte kadrolarınız yoksa, dünyanın en güzel tüzük ve programını hazırlasanız da tümü arşive kaldırılacak döküman ötesine geçemez. CHP’deki son gelişmeler üzücü olsa da içinde geleceğe dair umut barındırıyor. Geçmiş alışkanlıklar yinelendiğinde, Süleyman Demirel’in dediği gibi “Dünün güneşiyle bugünün çamaşırını kurutmaya kalkarız”.

Geleceğe dair umudun çoğaltılabilmesi için yeni dönemde geçmiş yöntemlerin aşılması gerekiyor. Demokratik temayüller hayata geçirilmedikçe, yılların emeği ziyan olacaktır. Son günlerde, sürekli olarak değişimden dem vuruluyor. Ancak, gerçek değişim, yönetici kadrolar ve kişilere indirgenmemeli. Bu tür uygulamalar, görecelidir ve sorunu çözemez. Kurultay kararı doğrudur. Örgütlerlerde yapılacak değişim, yenilenmenin önemli bir adımıdır. Ancak, yöntem ve kurallar değişmedikçe istenilen ölçüde ilerleme sağlanamaz. Parti içi demokrasinin yolunu açabilmek için, kolektif bir iradenin oluşmasına, üyelerin söz ve karar süreçlerinin her aşamasında aktif katılımına, kurultay öncesi tüzüğün demokratik bir muhtevada yeniden yazılmasına ihtiyaç vardır. Böylece, parti içi demokrasinin önü açılacaktır. 

Seçimle gelenin seçimle gittiği, temsilde adaletin kusursuz sağlandığı, üye hak ve hukukunun korunduğu, milletvekilliği, belediye başkanlığı ve görev alacak diğer üyelerin önseçimle belirlenmesi durumunda değişim olanaklıdır. Değişim adı altında yapılacak kadro değişikliğini bir değişim olarak görmek yeterli değildir.

CHP genel başkanı, yıllarca askıya alınan parti içi demokrasiyi işletebilirse, gerçek anlamda değişimin önü açılacaktır. Böylece Kemal Kılıçdaroğlu’nun adı CHP tarihine altın harflerle yazılacaktır. 

DR. HÜSEYİN ÖZKAHRAMAN

DİŞ HEKİMİ, ESKİ CHP BAHÇELİEVLER İLÇE BAŞKANI