Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Depremde Çocuklar - Prof. Dr. Aysel EKŞİ(*)
Biz İstanbul Üniversitesi
Çocuk Sağlığı Enstitüsü’nden
bir ekip, 1999 Marmara depreminin çocuk
ve gençlerdeki etkisini ölçmek amacıyla o tarihte araştırmalar yaptık. Adapazarı merkezi,
Arifiye, Kazımpaşa, Hendek, Akyazı ve İstanbul’da; Avcılar’da depremden çok etkilenen okulların öğrencileri
ve depremde ailelerini kaybedenlerin yatılı kabul edildiği Darüşşafaka
Lisesi’nden toplam 6 bin 420 öğrenci seçildi. 10-17 yaşlarındaki grup 3 bin 413 erkek ve 3 bin 7 kızdan
oluştu (1).
Çalışmada psikologlar, 6 bin 420 öğrenciye kaygı ve depresyon
testlerini ve hazırladığımız anketi uyguladı. Anketlere göre öğrencilerin yüzde 35’inin evi çökmüştü, yüzde 23’ü aile
bireylerini ve yakınlarını kaybetmiş, yüzde 15’inin yakınları ve yüzde 3’ünün kendisi yaralanmıştı.
Ciddi yaralanmalar ev içindeki
vitrin, gardırop, kitaplık ve avizelerin üzerlerine düşmesinden ileri gelmişti.
Deprem sırasında ve sonrasında neler yaşadıkları sorulduğunda
yüzde 78’ine göre yetişkinler
büyük panik yaşamış, bağırmış, ağlamış, çırpınmış, dövünmüş ve bazı anneler bayılmıştı. Bu
tablo, özellikle küçük
yaştaki çocukların yarısından
fazlasını çok etkilemişti. Korkmuş, kendilerini çok çaresiz hissetmişlerdi. “Çaresiz kalma”
duygusu, Adapazarı öğrencilerinde yüzde 47 oranına ulaştı.
ARAŞTIRMANIN İKİNCİ SAFHASI
Ankete verdikleri cevaplar taranarak depremde aile bireylerini kaybetmiş, göçük altında kalmış, kendisi ya da aile bireyleri yaralanmış olan 160 öğrenci seçildi, psikiyatristler tarafından bireysel görüşmeye alındı ve CAPS adlı test uygulandı.
Görüşmelere ve
CAPS test bulgularına dayanarak öğrencilerin yüzde 60’ına travma sonrası stres
bozukluğu (TSSB) tanısı kondu. Bozukluk, erkek öğrencilerin yüzde 70’inde ve
kızların yüzde 54’ünde gelişmişti. Erkek öğrencilerde kızlardan daha yüksek
oranda görülmesi, çok sayıda erkek öğrencinin
kurtarma çalışmalarına
katılmış ve örseleyen
olaylarla karşılaşmış olmalarından kaynaklanmış olabilir. (1) 49 öğrencide
ayrıca ciddi boyutlarda depresyon belirlendi. (2)
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ
TSSB’nin temel belirtilerinden biri, korku ve dehşet yaratan olay
bittiği halde kişinin bu olayı yeniden ve tekrar tekrar yaşamasıdır.
Öğrencilerin yüzde 64’ü, istemedikleri halde akıllarına devamlı şekilde
depremle ilgili rahatsız eden düşüncelerin gelmesinden, depremle ilgili
sahnelerin gözlerinin önünden gitmemesinden rahatsızdı.
İncelediğimiz çocuk ve gençlerde bazı anı, düşünce, ses ya da
sahneler devamlı akıllarına ya da gözlerinin
önüne geliyordu.
23 çocuk ve genç, uzun süre ezilmiş, parçalanmış cesetleri gözlerinin
önünden uzaklaştıramadı. (1)
On bir genç depremden çok sonraki ikinci ayda bile hâlâ evinin çöküşünü, toprağın
çıkardığı sesi, enkaz altından gelen insan çığlıklarını, bebek bağırmalarını, “yardım edin” ya da “kaçın” ya da “sesimi duyan var mı?” gibi seslenmeleri, köpek havlamalarını, siren seslerini ya da
cesetlerin kokmasından oluşan iğrenç kokuları duydular.
TSSB’nin diğer belirtilerinden biri devamlı tetikte bulunma ve
uyarılma halinin çok
artmasıdır. Hiçbir neden
yokken de çarpıntı, terleme,
titreme, nefes alma zorlukları, ciddi iç sıkıntısı vs. meydana gelmiştir.
İncelediğimiz öğrencilerden 26’sında bu irkilme, devamlı tetikte bulunma hali
ve dikkatini yoğunlaştırma zorluğu öğrencilerin en çok yakındığı konulardı.
TSSB’nin bir diğer belirtisi de resim, görüntü, ses gibi hemen her şeyin o dehşet
anlarını hatırlatmasıdır.
Depremden sonra televizyonlarımızda feci sahnelerin tekrar tekrar gösterilmesi onları çok olumsuz etkiledi.
Her resim ya da sahne, yaşadıkları olumsuz duyguları, heyecanları, anıları canlandırdı,
bunların yeniden yaşanmasına yol açtı.
Korku tepkilerinin ve uyku bozukluklarının çok uzun zaman devam etmesinde ne yazık ki görsel basının bu tutumunun çok olumsuz rolü oldu. TSSB bazen yıllarca
devam edebilir. (3)
Risk faktörlerinin incelenmesi
Biz psikiyatristler bireysel görüşmede her öğrenci
ile deprem öncesi kısaca
yaşamını, bireysel ve aile özelliklerini,
depremi nasıl yaşadığını, deprem sırasını ve sonrası duygu ve davranışlarını,
depremin yaşamına getirdiği değişiklikleri
konuştuk.
Bu bilgiler ışığında TSSB gelişimindeki risk etkenleri istatistiksel
yöntemlerle hesaplandı. (2)
TSSB oluşmasında birinci risk etkeni çocuk ve gençlerin
felakete yakından tanık olmaları olarak belirlendi. İkinci risk etkeni,
ailelerin ve çevredeki diğer
yetişkinlerin deprem sırasında aşırı tepki göstermeleri idi.
Yetişkinlerin çığlıklar atarak dövünmesi, haykırması ve bayılmasının TSSB
gelişimini artıran etkenler olduğu gösterildi.
ÖNERİLER
Japonya’daki son deprem ve tsunaminin, ülkemiz açısından ders
alınacak pek çok yönü var. Yapılar konusu iyi
biliniyor, bunun üzerinde hiç durmayalım bile. Ama araştırmamız nedeniyle
deprem riski taşıyan bölgelerde,
evde eşyaların sağlam biçimde
tespit edilmemesinin ne kadar önemli
olduğunu mutlaka belirtelim.
Çünkü ciddi yaralanmaların çoğu evdeki büyük eşyaların depremzedelerin
üzerlerine düşmesinden kaynaklanmıştı. Bunun ülkemizde pek de önemsenmediğini biliriz.
Konunun en can alıcı yönü bence şu:
Bütün bilimsel araştırmalarda da vurgulandığı gibi, felaket sırasında
yetişkinlerin tutum ve davranışlarının çok önemli olduğunu bu depremde çocuklarımız kanıtladı. Çırpınan, dövünen, yüksek sesle bağıran ve ağlayan anneler özellikle küçük yaştaki çocukların yarısından fazlasını çok
etkilemişti.
Bu tutumların, ruhsal belirtilerin gelişmesinde bir risk etkeni
olduğu bilimsel olarak da ortaya çıktı. (2) Zaten büyük felakete tanık olan çocuklar, yetişkinlerin gösterdiği tepkiler karşısında kendilerini
çok çaresiz ve güvensiz hissetmişlerdi.
Oysa öyle
anlaşılıyor ki dünyanın en büyük
felaketlerinden biri karşısında Japonya’daki yetişkinler, duygularını kontrol
altına alabilme başarısını gösterdi.
Acılarını içlerine gömerek sakin davranabilme yeteneği
geliştirdiklerini bütün dünyaya
kanıtladılar.
Günlerce aç ve susuz kalan halkın, yiyecek ve su geldiği zaman
itişip kakışmadan, sabırla ve saygıyla kuyruklarda beklemesi yabancı basında da
yayın konusu oldu. Televizyonlarda ve gazetelerde insanların yürek parçalayan görüntüleri yer almadı, televizyonlarda
sadece sakin röportajlar gösterildi. Tepkiler kontrolsüz biçimde ortaya konulmadı.
Bizdeki
yetişkin tutumları ruhsal bozukluğun gelişimini artırıcı etki yaratırken Japon
yetişkinlerin heyecan ve büyük
acılarını kontrol altına alabilme ve sakin davranabilme alışkanlığını
geliştirmiş olabildikleri çok
dikkat çekicidir. Bu bir
kültür sorunudur. Ve zor da olsa öğrenilebilir.
PSİKİYATRİST
(*) Prof. Dr. Aysel Ekşi 14 Mayıs 2015’te vefat etti. Bu
makale, kendisinin iki yabancı bilimsel dergide yayımlanan iki makalesinin özetidir.
Kaynaklar:
(1) Ekşi A, Braun KL, Ertem-Vehid H, Peykerli G,
Saydam R, Toparlak D (2007) Risk factors for the development of PTSD and
depresion among child adolescent victims following a 7.4 magnitude earthquake.
International Journal of Pyschiatry in Clinical Practice. 11,3, 190-200.
(2) Eksi, A, Peykerli G, Saydam R,
Toparlak D, Braun KL, (2008) Vivid intrusive memories in PTSD. Responses of
child earthquake. Survivors in Turkey. Journal of Loss and Trauma. 13, 2-3,
123-156.
(3) (3)
Ekşi A, Braun KL (2009)
Over-time changes in PTSD and depression among children surviving the 1999
Istanbul Earthquake. European Child and Adolescent Psychiatry. 18, 6, 384-391.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi