Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Doğru ama eksik - Oktay EKŞİ
Kamuoyunda “Sansür yasası” olarak bilinen yasa 14 Ekim 2022 tarihinde TBMM’de kabul edildi. Hemen belirteyim ki sadece bu “sansür yasası” değil, antidemokratik ve anayasaya aykırı olduğu baştan bilinen daha pek çok yasa TBMM’den geçtiği halde, halkımız ne sokağa çıkmış ne de toplu protesto gösterisi yapmıştır. Çünkü halkımızın benimsediği kültür kodları arasında resmi otoritelere karşı toplu protesto eylemi yapmak yoktur.
Sadece halkımızda değil, resmi makamlarda ve güvenlik güçlerimizde de halkın “toplantı ve gösteri hakkı”nı kullanmasına saygı duyan bir bakış açısı yoktur. Bizim güvenlik amirleri ve polis, sokağa çıkan halkın gösteri yapma hakkını değil, onların protesto ettiği makamları korumakla görevliymiş gibi düşünür. Oysa gerçekten demokratik olan ülkelerde polis gösteri yürüyüşü yapan insanların özgürlüklerini korumak amacıyla yanında yürür ve onları dışarıdan gelecek bir saldırıya karşı korumak için görev yapar. Çünkü önce “özgürlüğü” korur.
GAZETECİLER HAPİS YATTI
Basının görevini özgürce yapmasına izin vermeyen pek çok yasa TBMM’den geçti, yürürlüğe girdi ve sayılamayacak kadar çok sayıda gazeteci bu yüzden hapis yattı. Bunları yazarken aklımdan 1956 yılının yaz aylarında Adnan Menderes’in TBMM’ye gönderdiği, Basın Yasası’nı değiştirmeyi amaçlayan tasarı ve o konuda Genel Kurul’da yapılan görüşmeler geçiyor. O tarihte görevini aynen şimdiki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gibi anlayan Prof. Dr. Hüseyin Avni Göktürk adalet bakanıydı. Getirdiği tasarının hükümlerinden birine göre “Zihinlerde kötü izlenim yaratabilecek türden haber yazmak” hapis cezası almak için yetiyordu. Nitekim muhalefetin eleştirileri, özellikle muhalefet sözcüsü Turan Güneş’in yaptığı unutulmaz konuşma da işe yaramadı ve çıkan 6337 sayılı yasa yüzünden 27 Mayıs askeri müdahalesine kadar geçen dört senede sayamayacağımız kadar çok meslektaşımız hapiste yattı.
HERKES TEHDİT ALTINDA
O tarihte de ne biz gazeteciler protesto gösterisi yaptık ne de halk sokaklara çıktı. Yasa uygulandı ama sonuçta en ağır bedeli merhum Adnan Menderes ödedi. Çünkü “eksik” veya “yanlış”, aynen bugün gibi o zaman da vardı. Neydi o eksik?
“Sansür yasası” üzerine yapılan konuşmalarda sık sık “Basının özgürlüğünü kısmak, halkın gerçekleri öğrenmesini engellemektir. O nedenle basını özgürce görev yapmaktan alıkoyan yasalar, neticede halkın haklarını elinden almaktadır” anlamında sözler söyleniyor. Ancak bu sözler kanımızca kısılan özgürlüğün aslında kendilerine ait olduğu kanısını halka vermiyor. O nedenle de halk, basını ilgilendiren yasalara komşunun evindeki kavga gibi bakıyor.
Oysa basının da kullandığı özgürlüğün adını doğru koysak ve ona “basın özgürlüğü” yerine tüm halkı da kapsayacak “iletişim özgürlüğü” desek bununla tüm halkın özgürlüğünün daraltıldığını daha kolay anlatacağız. Üstelik bu sayede kısıtlanan özgürlüğün, sosyal medyada paylaşım yapanların, kısaca bir konuda görüş ifade eden herkesin tehdit altında olduğu kolayca anlaşılacak.
OKTAY EKŞİ
BASIN KONSEYİ ONURSAL BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi