Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Emperyalizmden Kurtuluşun Ayı - Av. Erol ERTUĞRUL
Asıl adı
Osman Nevres’ti.
1888 yılında Selanik’te doğmuştu.
Selanik Fevziye Mektebi’nden sonra İttihat ve Terakki
tarafından burslu olarak Paris Sorbonne Üniversitesi’nde siyasal bilimler öğrenimi görmüştür. Paris’te İttihat ve Terakki Fırkası’nda
ve Teşkilat-ı Mahsusa’da görevlendirilmiştir. İstanbul’a döndükten sonra
Osmanlı Devleti aleyhine Balkanlar’da İngiltere adına çalışan Buxton kardeşlerin çalışmalarını
önlemekle görevlendirilmiştir.
Bükreş’te Buxton kardeşlere bir suikast düzenlemiş, on yıl hüküm giymiştir.
1916 yılında Almanya’nın Balkanlar’a girmesi sonucunda salıverilmiş ve İstanbul’a dönmüştür.
Teşkilat-ı Mahsusa silahşoru olarak Hasan Tahsin adını almıştır. 1918 yılında
İzmir’e
yerleşen Hasan Tahsin, Hukuk-u Beşer gazetesini yayımlamaya başlamıştır.
Gazetedeki yazılarında “Vatanperver
Hasan Tahsin” adını kullanır.
Hasan Tahsin, Türkiye’de kadın haklarını savunan ilk
kişidir. İzmir’i Yunanlara teslim etmek istemeyenlerce kurulmuş olan “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” üyesidir. 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a bağlayan gece binlerce İzmirli,
eski Musevi mezarlığında toplanmıştı. Hasan Tahsin, mitingin ikinci konuşmasını yapmış ve halkı direnmeye
çağırmıştır. Gazetesinde yazdığı yazılarda da “Burayı
Yunana vermeyeceğiz” diyordu.
BİR GÜNDE 2 BİN ŞEHİT
15 Mayıs 1919
sabahı Yunan askerleri saat 08.55’te karaya çıktı. Yunan yetkililer,
İzmir’e
girdiklerinde hiçbir direniş ile karşılaşmayacakları, Türklerin bu işgale karşı
çıkmayacakları güvencesini vermişlerdi. Hasan Tahsin Kordon Boyu’nda bekliyordu. On binlerce yerli
Rum, ellerinde Yunan bayrakları ve
çiçeklerle Yunan askerlerini karşılıyordu. İzmir metropoliti Hrisostomos
gelenleri kutsuyordu. Osmanlı yönetiminin
istemi üzerine bu işgale kimse karşı çıkmıyordu.
Ali Nadir Paşa, bütün
subaylarını Sarı Kışla’da toplamış, silahlarını da
almıştı. Yunan konvoyunun yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra
Hasan Tahsin, kalabalığın arasından çıkarak öne geçti. “Böyle
bir şey olamaz, ellerini kollarını sallayarak giremezler” diyerek elindeki
silahla Yunan konvoyunun bayraktarını yere serdi.
Böyle bir direniş beklemeyen Yunan alayı
şaşırmıştı. İlk şaşkınlıkları geçince Hasan Tahsin’i şehit ettiler. Ve cesedini
süngüleyerek metrelerce sürüklediler. İlk gün İzmir’de 2 bin Türkü şehit ettiler. Rum
piskoposu Hrisostomos, bu katliamı destekliyor ve sürmesini istiyordu. Böylece Kurtuluş Savaşı’nın ilk
kurşunu Hasan Tahsin tarafından atılıyordu.
27 Mayıs 1919 günü
Aydın işgal edildi. Acımasız
katliamlar burada da sürdürüldü. Aydın, 3 yıl 3 ay 10 gün işgal altında kaldı. O günlerde Aydın’da Kuvayi Milliye kuruldu. Yörük Ali Efe ve kızanları düşmana
karşı yaman bir savaş verdi. 31 yaşında yaşama veda eden Hasan Tahsin’in
sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş Savaşı’nda diğer yerlerde örnek
oluşturdu.
Aydınlı efelerin Hasan Tahsin’in eylemi için “Bir
genç, düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer” dedikleri bilinir.
Aydın’da da tüm halkın genç-yaşlı, kadın-erkek bu direnişe
yürekten katıldıkları bilinir. Menderes köprü başında, yaz sıcağında Kuvayi Milliyeciler Aydın’ı düşmandan
geri almak için savaşırken Menderes’e
yakın Baltaköy’ün
kadınlarının kurşun yağmuru altında hiç korkmadan ellerindeki testilerle su,
ekmek, peynir, katıklarla gelip savaşçılarımıza destek ve yürek verdikleri
bilinir ve dilden dile söylenir.
Aydın’da
Kuvayi Milliyecilerin Yunana karşı yaptıkları baskınlar ve yürekli savaş,
düzenli ordumuza zaman kazandırmış ve sonuçta ordumuzun 7 Eylül 1922 günü Aydın’a girmesiyle son bulmuştur.
Cumhuriyet kurulduktan sonra TBMM, Yörük Ali Efe’ye İstiklal Madalyası vermiştir.
Bugün Aydın’ın Yenipazar ilçesinde Yörük Ali Efe’nin yaşadığı evde güzel bir müze
yapılmış ve müzeye Yörük Ali Efe adı verilmiştir.
KUTSAL EMANET
26 Ağustos 1922 günü
ordularımızın Büyük Taarruz’u başlamıştır. Yabancı gözlemcilerin “Türkler
bu cepheyi yedi yılda bile yaramaz” dedikleri Yunan cephesi birkaç saat içinde
yarılmıştır. 2 Eylül 1922 günü
Yunan generali Trikupis, Uşak yakınlarında Ahmet Çavuş tarafından tutsak
edilmiş ve Mustafa Kemal’in karşısına çıkarılmıştır.
Mustafa
Kemal, Trikupis’e çok iyi davranmıştır ve 9 Eylül 1922 günü ordularımız İzmir’e girmiştir. Eylül ayı Ege
kentlerimizin emperyalizmden kurtuluş ayıdır. Manisa yönünden
gelerek İzmir’e ilk giren birliğin komutanı Yüzbaşı Şerafettin, yaralı olarak
hükümet konağına şanlı bayrağımızı dikmiştir. Başta Mustafa Kemal olmak üzere
tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz.
Bize düşen, Cumhuriyeti gelecek kuşaklara aldığımız gibi teslim
etmektir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 350 bin 757 kez 'yazı-tura' atıldı... Sonuç şaşırttı!