Olaylar Ve Görüşler

İyilerin yola çıkma zamanı – Av. Hüseyin KARATAŞ

14 Mart 2023 Salı

Dünyada bazı ülkelerde seçimler yapılır. Seçim, yönetilenlerin kendisini yönetecekleri seçmesidir kısaca.

Milattan önce 2700’lerde Hammurabi Kanunları insanların yaşam hakkını tanıttı kendilerine. 1215 yılında Magna Carta’da “Bedenin senindir, kimse suçluluğu ispat edilmeden özgürlüğünden yoksun kılınamaz” dendi. Yöneticiler gücü ele alınca denge bozulduğu için güç, yasama, yürütme ve yargı olarak üçe bölündü. Asıl denetçi yargı elbette. Montesquieu, 1748’de Yasaların Ruhu’nu yazdı. Orada, “Keyfi yönetimlerin ve insan hakları ihlallerinin nedeni, yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanmasıdır” dedi.

kayıplarına neden olanlar için statlarda “istifa” diyen taraftarların cezalandırıldığı, maçların seyircili oynanmasının yasaklandığı, tek adam rejiminden duyulan rahatsızlığı konuşuyoruz. Yargı, verdiği yürütmenin durdurulması kararı ile seyircisiz maç oynanmasını engelledi. Yani uzun süredir olmayan bir “denetim” oldu. Yargının verdiği yürütmenin durdurulması kararı, iyilerin bir şey yaptığını gösteriyor.

KARŞILIKLILIK

Deprem felaketinde evsiz kalanlara evleri nerede yapacağız? Son yıllarda ülkemiz toprakları ne kadar eksildi acaba? Dünyada neredeyse bütün ülkelerde “mütekabiliyet”, yani karşılıklılık esası vardır. Bizde bu kural hâlâ geçerli mi acaba?

Tapu Kanunu’nun 35. maddesi:

“Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içinde bu amaçlara ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler. Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin edinebileceği taşınmazların toplam yüzölçümü 2.5 hektarı geçemez.” 2012 yılında önce işyeri ve mesken satışı ilkesi kaldırıldı ve tarım arazileri de satılır hale getirildi. Miktar da 2.5 hektardan 30 hektara çıkarıldı. Cumhurbaşkanına bu alanı 2 katına çıkarabilme yetkisi verildi. Karşılıklılık da kalktı.

SATILAN TOPRAKLAR

Kanal İstanbul açıklanmadan önce Suudi ve Katar ağırlıklı binlerce yabancı, nereden biliyorlarsa, bu güzergâh üzerinde çok ucuz fiyatlarla tarım arazileri satın aldılar. Yabancılar, tüm güzergâhı ele geçirmek için uğraştılar ancak bazı komşular yabancılara satmamakta direndi. 2014 yılında birdenbire Toprak Koruma Kanunu’nda bir değişiklikle, “Tarımsal arazilerin satılması halinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri önalım (şufa) hakkına sahiptir” dendi. Yani “Sen arazini satacaksan ancak komşuna satabilirsin” dendi. Böylece, Kanal İstanbul ve otoyol geçecek güzergâhlarda yabancılar ülke topraklarını ele geçirdiler. Değer artışlarının boyutu ne kadardır siz düşünün.

Yabancılar arazi bütünlüğünü tamamlamış olmalı ki kanunun bu maddesi aniden 2020’de kaldırıldı. Acaba 2012’den bu yana ve son seçimden bu yana ne kadar ülke toprağı satıldı? Ne kadar küçüldük? Seçim yatırımı olarak kaç kişiye vatandaşlık verdik toprağımızı aldı diye?

Şimdi ağır depremde sokakta kalanları ev sahibi yapmak için yabancılara satılan ülke topraklarını geri almak istesek, satarlar mı? Satarlarsa satış bedelinin kaç katını öderiz acaba?

Ülkemizin topraklarının satılmasına ve depremde hayat kayıplarına yol açanlara karşı, Gandi’nin dediği gibi iyilerin bir şeyler yapma zamanı.

Hüseyin Karataş - Avukat



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları