Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Jeopolitik akıl: NATO zirvesi - Nejat ESLEN
11-12 Temmuz tarihinde NATO liderler zirvesi yapılacak. NATO’nun resmi beyanına göre bu zirvede ittifakın karşı karşıya sorunları görüşülecek ve NATO’nun savunma ve caydırma yeteneklerinin geliştirilmesi kararlaştırılacak.
Yine NATO’nun resmi ifadesine göre, ittifak, Soğuk Savaş’tan bu yana en tehlikeli ve önceden kestirilemeyen güvenlik ortamı ile yüz yüzedir.
Bu zirvede NATO, caydırma ve savunma yeteneklerini geliştirmek için yeni tedbirler alacak, yeni bölgesel savunma planlarını onaylayacak, daha fazla birlikten oluşan, hazırlık seviyesi daha yüksek kuvvet modelini kabul edecek, üye ülkelerin savunma harcamalarını artırması istenecek.
Peki, bütün bu tedbirler kime karşı alınacak? Doğal olarak Rusya’ya karşı. Çünkü, NATO strateji belgesine göre, Atlantik bölgesine, yani otuz bir üyeli, İsveç de üye olursa otuz iki üyeli NATO’ya karşı Rusya tek başına tehdit. Ukrayna savaşında ordusu yetersiz kalan, yıpranan, siyasi amaçlarına ulaşamayan Rusya, tarihin en güçlü ittifakına karşı tek başına tehdit!...
İşte bu noktada durup düşünmek; düşünmeye önce NATO’nun gerçek tanımını yaparak başlamak gerekir. NATO, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurduğu ve günümüzde kurallara dayalı düzen olarak tanımladığı, liberal dünya düzeninin öncelikle ve özellikle ABD’nin çıkarlarına hizmet eden güvenlik örgütüdür.
Günümüzde NATO, yeni dünya düzeni için devam etmekte olan küresel güç mücadelesinde, ABD’nin korumaya çalıştığı dünya düzenine karşı çıkan Rusya’yı çevreleme aracına dönüşmüştür. Bu mücadele içinde asıl rakibi Çin’e yönelmeden önce ABD, Ukrayna savaşı ile tespit ettiği ve zayıflattığı Rusya’nın dünyaya açılma yollarını Baltık ve Karadeniz çıkışlarında tıkamak istemektedir.
İsveç’in üyeliği iklim değişikliği nedeni ile yeni deniz ticaret yoluna dönüşen ve içindeki doğal kaynaklar nedeni ile önem kazanan Kuzey Buz Denizi’nin kontrolü ile ilgilidir.
İsveç’in de üye olması ile ABD’nin NATO ile Rusya’yı çevreleme hattı Kuzey Buz Denizi-Baltık Denizi-Karadeniz olarak yeni bir yaya dönüşecektir.
Yeni planlar, yeni ve daha fazla birlikten oluşan kuvvet modeli, üyelerin savunma harcamalarını artırma talebi yeni silah sistemlerine olan ihtiyacı da gündeme getirecektir. Ukrayna savaşından kârlı çıkan Amerikan savunma sanayisi, bu zirveden sonra Avrupa pazarını geliştirebilecektir.
Bağımsız askeri gücü olmayan ve bağımsız jeopolitik akıl geliştiremeyen Avrupa, NATO üzerinden ABD tarafından yönlendirilmektedir.
Küresel güç mücadelesi, Türkiye’yi de zorlu jeopolitik tercihlerle karşı karşıya bırakacaktır. Doğru jeopolitik tercihler ancak, güçlü iç cephe ve milli jeopolitik akıl ile mümkün olabilecektir.
NEJAT ESLEN
EMEKLİ TUĞGENERAL
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!