Köy Enstitüleri Örneğini Günümüzde Tarımsal Üretime Uyarlamak! - Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Köy Enstitüleri Örneğini Günümüzde Tarımsal Üretime Uyarlamak! - Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI

25.07.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Köyün insanı, öylesine canlandırılmalı ve bilinçlendirilmelidir ki onu, hiçbir kuvvet kendi çıkarına ve insafsızca istismar edemesin. Köyün sakinlerine köle ve uşak muamelesi yapamasın. Köylüler bedava çalışan iş hayvanı haline gelmesin.”

İsmail Hakkı Tonguç


Köy Enstitülerinin mimarı ve dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u 24 Haziran 1960 tarihinde sonsuzluğa uğurlamıştık. Anısına saygıyla…

KÖY ENSTİTÜLERİ NE İDİ?

Cumhuriyet ile birlikte köylülük meselesinin çözümü doğrultusunda uygulamalar, ilk kez Köy Enstitüleri ile gündeme alınmıştı. Daha önce köylülere ancak asker gözüyle bakılıyordu. Türkler askere alınıyor, diğer unsurlar askere alınmayıp zenginleşiyordu. Köy Enstitülerinin kurulduğu 1940ta 6 yaşın üzerindeki nüfusun yüzde 78i okur yazar değildi. Köylerde bu oran yüzde 90dı. Nüfusun ağırlığını kırsal kesim oluşturuyordu ve ekonomide tarımsal üretim egemendi. Özetlemek gerekirse

•Köy Enstitüleri eğitim sistemi, dönemin yapısal özelikleri dikkate alınarak kırsal kesimde aydın, zanaatçı, öğretmen yetiştirmek için kurulmuş bir sistemdi.

•Köy Enstitüleri, toplumun gereksinmesi olan bireyi (kul değil) yetiştirmek için öğrenme-öğretme sürecine etkin katılımı sağlayan demokratik bir süreçti.

•Köy Enstitüleri, köy çocuklarını bilgiyle donatarak geleceğe hazırlayan bir süreçti.

•Gözlem, deney ve uygulamayı iş yoluyla öğrenme-öğretme yoluyla, kuramla uygulamanın bütünleştirildiği bir modeldi.

•Sonuç olarak Köy Enstitüleri, öğrencilerine imece ve işbirliği yöntemi ile toplumun demokratik işleyişinde görev ve sorumluluk vermişti. Mezun öğrencileri Türkiyenin aydınlanmasında, eğitim ve sağlık sorunlarının çözümünde, örgütlenmede, sanat ve edebiyatta etkin bir şekilde görev almışlar ve katkıda bulunmuşlardır. Sözgelişi 17.321 köy öğretmeni, 1512 sağlık memuru ve ebe ve 8756 eğitmen yetiştirilmişti.

KÖY ENSTİTÜLERİ NİÇİN BİTİRİLDİ?

Köy Enstitüleri programı 1940-1947 arasında uygulandı. 1947 yılında Marshall planıyla, Türkiyenin, Amerikan emperyalizminin etki alanına sokulmasıyla Köy Enstitüleri programı yavaş yavaş törpülenmeye başlandı. Çünkü Köy Enstitüleri, toprak ağalarını, şeyhleri ve işbirlikçi siyasetçileri ve devlet bürokratlarını tedirgin etmeye başlamıştı.

Bu bağlamda bir anımsatma yapalım: İsmail Hakkı Tonguç’u Reşat Şemsettin Sirer diye biri ziyaretine gelir ve Siz bu çocukları böyle yetiştirirseniz biz bunları nasıl yönetiriz. Ben bindiğim eşeğin benden akıllı olmasını istemem” der. Bunu diyen kişi, Amerikan etkisi ile Türkiyeye Milli Eğitim Bakanı olacaktı. (http://www.bolugundem.com/kurulusunun-70-yildonumunde-koy-enstituleri-ii-75495h.htm)

KÖY ENSTİTÜLERİ MODELİNDEN NASIL YARARLANABİLİRİZ?

Köy Enstitüleri modeli çok önemlidir ancak farklı bir dönemin eseri olarak doğru yere konmalıdır. Bugün okullaşmada ve altyapıda başka bir Türkiye var.

Gereksinimimiz farklıdır.  Gereksinimimiz genelde, Köy Enstitülerinin insan, sanat, demokrasi ve üretim merkezli özgün felsefesini bütün toplum kesimlerine yaymaktır. Yakınmak yerine Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” düşüncesi tekrar hâkim duruma getirilmelidir. Yakınmak yerine bir partiye, bir sivil toplum örgütüne ya da bir kooperatife etkin üye olmak gerekir.

Gereksinimimiz eğitimde de ülkenin tüm çocuklarına parasız, nitelikli eğitim vermek, onların insanlaşmalarını, toplumsallaşmalarını sağlayacak eğitim kurumlarını yaratmak doğrultusunda kamuoyu oluşturma çalışmalarını yoğunlaştırmaktır. Bunun sav sözü “anaokulundan üniversite sonuna değin parasız eğitim” olmalıdır. Eğitimin her aşamasında paralı eğitime karşı tavır alınmalıdır. Yabancı dilde eğitime de son verilmelidir. Kentlerde yoksul çocuklarına meslek enstitüleri” ve kırsal bölgelerde tarım meslek enstitüleri” açılmalıdır.

TARIM MESLEK ENSTİTÜLERİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Özellikle 1980li yıllardan itibaren sürdürülen neo-liberal politikalarla tarımsal üretimin büyük bir çoğunluğunu oluşturan aile işgücü temelli küçük ve orta ölçekli yapılar topraktan kopmaya başladılar. Köylüler kentin ücra yerlerinde proletarya olarak yeşerdi. Madencilik ya da başka sektörlere ucuz işgücü oldular ya da işsiz kaldılar. Günümüzdeki işsizliğin önemli bir kesimini oluşturdular. Bunun sonucunda, nüfus artışına koşut olarak tarım ürünleri üretemeyen bir ülke durumuna geldik ve ithalatçı bir ülke olduk. Herhalde duymuşsunuzdur, 2021 yılında 11 milyon ton buğday ithal edecekmişiz!

Bu bağlamda yapılması gereken en önemli iş, kırsal kesimin kırdan kopmasını önleyecek ithal ikameci tarım politikalarıdır. Politikanın en önemli ayaklarından biri de tarımı bilgili ve bilinçli bir şekilde yapacak insanların yetiştirilmesidir. Köylü/çiftçi işletmelerinin kârlı bir üretim yapabilmesi, izlenecek tarım politikaları yanında teknik bilgiyle donatılmış köylü/çiftçiye bağlıdır. Kazanan çiftçiler kırsal kesimde kalacaklardır. Bu amaçla, felsefesini Köy Enstitülerinden alarak bölgelerde kuramla uygulamanın bütünleştirildiği tarım meslek enstitüleri” kurulmalıdır. Burada önerilen tarım meslek enstitüleri” geçmişte Türkiyede var olan ziraat meslek liseleri değildir. Çiftçilere teknik ve sosyal eğitim verecek ve gereksinimleri olan yenilikleri de ziraat fakültelerinden bilimsel destek alarak yapacak kurumlardır.

PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI

Yazarın Son Yazıları

Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025