TCDD, Cumhuriyet ve Atatürk demektir
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

TCDD, Cumhuriyet ve Atatürk demektir

04.09.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyet’in Kaleleri Şeker Fabrikaları acımasızca satılarak yandaşlara aktarıldı. Halkımızın yoğun isyanına karşın bu akıl almaz satış; işsizliğin, açlığın, yoksulluğun ve bölge halkının can damarı olmaları göz ardı edilerek, insafsızca satıldı; hem de seçim arifesinde. Direnen işçiye; “... Sizlerin işine son vermeyeceğiz, özelleştirme yapıyoruz, yeni alan patron sizlere dokunmayacak!” denilerek, isyan yatıştırıldı. Halkın tepkisi hiç dikkate alınmadan, ona değer verilmeden acele ile satış gerçekleştirildi. Sonra anlaşıldı ki, bu fabrika alanları konut sektörüne feda edildi... Bor Şeker Fabrikası’nın yerine yapılan villalar gibi... Cargill dayatmaları, halkımızın iradesinin üstünde kabul gördü. Bu satışlar sırasında; yetkililer, satışlara devam edeceklerini ve durumun itirazlarla önlenmesinin mümkün olmayacağını açıkladılar. İşte tam da bu gelişmeler seçim atmosferi altında gündem dışına düşmüşken, Ankara Garı’nın bazı arazileri ve tesisleri satılığa çıkartılarak, Sağlık Bakanı’nın özel üniversitesine aktarıldı.

Cumhuriyet’in tren garları da satıldı
Atatürk’ün 1924 yılında projelendirip, tescillini sağladığı TCDD’nin Ankara Garı’nın, müze, kreşler ve lojmanlarla birlikte devri gerçekleştirilmişti. Ankara Misafirhanesi ile Demiryolu Müzesi ve Sanat Galerisi’nin de bulunduğu 49 dekarlık arazi 13 Mart 2018’de Hazine’ye devredilmişti. Bu tesisler derhal boşaltılıp, konu halkın gözünden kaçırılarak sonuçlandırılmış oldu. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Kararkuş Candan, arazi nin ve müzenin önemine dikkat çekerek “TCDD arazileri ve Ankara Garı hafıza mekânlarımızdır”, “Hafıza mekânlarımızı tehdit eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Hükümet yeni üniversiteler açıyoruz diye bütün üniversiteleri bölüyor. Diğer kurumların mal varlıklarını ve kaynaklarını ortaya koyarak başka bir üniversite yaratmaya çalışıyor. Üretken değil, varlıklarımızı tüketen, bölen, parçalayan bir yaklaşım içerisindeler. O yüzden elimizdeki varlıklarımızı alıyor. Bunlardan biri de TCDD arazisi”, şeklinde açıklamalarda bulunarak, “Ankara’ya giriş kapısı ile birlikte halkımızı bir Cumhuriyet dönemi, görüntüsü karşılıyordu. Dolayısıyla bugün devredilmek istenen yer Cumhuriyet’in giriş kapısıdır” dedi. Açıklamalarına devam ederek “TCDD yerleşkesi bir bütün... Yerleşkenin yarısını bölüp hazineye devretmek akıl almaz bir durum. İçinde tarihi eserlerin ve İkinci Bölge Müdürlüğü’nün olduğu, taşına toprağına dokunamayacağınız, halka açık alan bölünerek Gar’ın mekânsal konumu bölünüyor. Diğer yandan bu devir TCDD Garı ve Atatürk’ün konutunu da tehdit ediyor. Bu, ilerde Gar’ın kapatılabileceğinin göstergesi sayılır” diyerek isyanını dile getirdi. Bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da, “Atatürk Orman Çiftliği, EGO hangarları, İller Bankası gibi bu tarihi ve kültürel mirasımız da yok ediliyor. Aldığımız bilgiye göre; 49 bin 267 metrekarelik TCDD arazisinin üzerindeki taşınmazlar da yağmalanacak. Ankara 81 milyonun ve coğrafyamızda bulunan bütün ülkelerin ortak değeridir. Gökçek döneminde genç Cumhuriyet dönemine ışık tutan yapıların büyük bir hınçla yok edildiğine yıllarca tanıklık ettik. Yıkım devam ediyor” diyerek haykırdı.

Ülke varlıkları bir meta gibi pazarlanamaz
Daha önce, “Türkiye Demiryolu Ulaştırılmasının Serbestleştirilmesi Hakkındaki 6461 sayılı Kanun”, demiryollarının rekabete açılması, özel sektörün devlet işletmesi ile rekabet etmesi gerekçesi ile çıkarılmıştı. TCDD çalışanlarının sendikaları bu duruma karşı çıkarak; “Çeken ve çekilen araçlarını rakip firmaya kiralayarak rekabeti engellemiş olmuyor mu? TCDD, toplumun ödediği vergilerle yaratılan değerlerin özel sektöre aktarılmasına karşı çıkıyoruz. Sendika olarak, tüm TCDD çalışanlarını bu özelleştirmeye karşı mücadeleye çağırıyoruz” diye tepkisini dile getirmiş ve halkın desteğini talep etmişti. 2012 hedefinin 103 bin yolcu ve 25.5 bin ton idi. 2005 yılından bu yana demiryollarında 5.5 bin km’lik demiryolu rayının yenilenmesi, iyileştirme çalışması yeteri kadar halkın ilgisini çekmedi. Hızlı tren projesinin Eskişehir ve İstanbul hattına konması taşımacılık sektörüne karşı halkın ilgisine yönelik bir uygulama olarak görüldü, ancak meydana gelen kazalar bu ilgiyi olumsuz yönde etkiledi. TCDD, 150 yıllık geçmişiyle Türk halkının ve Atatürk dönemin en büyük Cumhuriyet kazanımlarından biridir. İşte bu nedenle küresel odakları ve işbirlikçileri rahatsız ediyor... TCDD 2005 yılında, özel sektörün demiryollarında faaliyet göstermesi için bir yönetmelik çıkarmış, ancak Danıştay tarafından bu yönetmelik iptal edilmişti. Danıştay’ın dik duran yapısı henüz Cumhuriyet hukukuyla bu kararı ödünsüz vermişti. Atatürk döneminin karizmatik kuruluşu, bin bir emekle meydana getirilen ve uğruna “Onuncu Yıl Marşı” bestelenen halkın malı bu kamucu devlet kurumu acımasızca elden çıkarılmakta... Sadece doğuda kazma, kürekle 250’ye yakın tünelin yapılması heyecanı yok sayılıyor. Devletçilikten, kamuculuktan güç alan Atatürkçülük; köylü, işçi ve emekçinin en büyük dostudur. Halkın alın terini sömüren, Kemalist devrimlere, Cumhuriyete karşı yıkım halindeki güçlerin ihanetleri asla yanıtsız kalmaz, Cumhuriyetle özdeşleşmiş KİT’ler ve TCDD, Atatürkçülüğün kalesi sayılır, halkımız yıkılmasına asla izin vermeyecektir. TCDD bir meta gibi pazarlanamaz, Kemalist bir iktidar tarafından mutlaka bu satışlar geri alınacaktır. Atatürk’ün Mavi Tren’in penceresinden yoksul köylüyle yaptığı görüşmenin görüntüsünün TCDD ile bütünleşmesi ve onun sürekli olarak Mavi Tren’i kullanması, bu öngörüyü kanıtlamakta...

Orhan Özkaya
Yazar

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025