Bir ülkenin parasının değeri, o ülkenin onurudur. Bir ülkenin onuru, o ülkenin ekonomik durumu ve ekonomik bağımsızlığı ile bağlantılıdır. Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin hiçbir alanda bağımsızlığı yoktur. Ekonomi dolar ile yönleniyorsa, o ülkenin ekonomik bağımsızlığından söz edilemez. 

Güzel yurdumuz, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ekonomik açıdan en kötü günlerini yaşıyor. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda bir Türk Lirası bir dolara eşitken, bugün bir Türk Lirası dolar karşısında tüm değerini yitirmiş durumdadır. Ekonomi, bilgi ile akıl ile ekonominin kuralları ile yönetilir. Bilginiz yoksa “Ekonomi benim alanım, ben ekonominin kitabını yazdım” demenizin bir önemi yoktur. Ekonomi konusunda gerçekte yeterli bilgisi olmayan Cumhurbaşkanı, her konuştuğunda yabancı paranın değeri artıyor, Türk Lirası’nın değeri düşüyor. Faizler indiriliyor, Türk Lirası görülmedik biçimde değer yitiriyor. Ekonominin kendi kuralları vardır. Bunları görmezden gelerek emirle ekonomiyi yönetemezsiniz. Yönetmeye kalkarsanız ülkenize tarifsiz zararlar verirsiniz. 

ARTIK KİMSE KANMIYOR

Hukuk olmadan, bağımsız yargı olmadan ekonomiyi düzeltemezsiniz. Öncelikle bağımsız yargı sağlanmalı, hukuktan elinizi çekmeniz gerekmektedir. Kumpaslar kurarak Cumhuriyetin ordusunun kahraman subaylarını cezaevlerine doldurursanız kimse size güvenmez, inanmaz. Ekonomide de düzlüğe çıkamazsınız. Evrensel hukuk kurallarını hiçe sayar, Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını uygulamazsanız adalet de olmaz, ekonomi de düzelmez. 

Yanlış ekonomik kararlar nedeniyle paranızın değeri düşerken yoksul halk kitleleri daha da yoksullaşır. Saraylarda yaşayanlar, bir eli yağda bir eli balda olanlar, bunlardan etkilenmedikleri için durumu kavramayabilirler. Durumu kavramak yerine “Avrupa bizi kıskanıyor, Almanya’da, Fransa’da, ABD’de yokluklar var, biz ise bolluk içindeyiz” yalanları ile halkımızı kandırmaya çalışsalar da bu yalanlara artık kimse kanmıyor.

ÜLKE, DENEME TAHTASI MI?

Yabancı para karşısında Türk Lirası hiçbir dönemde bu kadar değersizleşmedi. Yap işlet devret modeli ile ülkemiz tarifsiz zararlara uğratılmıştır. Gelecek kuşakların geleceği yok edilmiş, gelecek kuşaklar borç altına sokulmuştur. Bu olumsuzlukları görmeyen AKP milletvekilleri olmadık şeyler söylüyor, halkımızı aldatmaya çalışıyor. Bir AKP milletvekili, “Ekonomide yeni şeyler deniyoruz” diyor. Bu ülke sizin deneme tahtanız mı? Siz bunları denerken halk daha da yoksullaşıyor. 

Bir başka AKP’li de “Bizi dolarla yıkamazsınız, bizim imanımız var” diyebiliyor.  Halkın çektiği yoksulluğa çözümü ise bir başka AKP milletvekili buluyor: “Bir kilo yerine, bir tane alınız.” Bu çözüm, Fransız Devrimi sırasında “Açız” diyerek ekmek isteyen halkın söylemlerine karşı kraliçenin “Ekmek yoksa pasta yesinler”  demesini anımsatıyor. Sırça köşkte yaşayanlar, halkın çektiklerinden habersizdirler. Nitekim, ekonomik olumsuzluklar ve Türk parasının böylesine değer yitirmesi, Ankara’da, İstanbul’da halkı sokağa döktü. Gidişat değişmezse bu tarz tepkiler de artacaktır.

Bay Erdoğan, tüm bu olumsuzluklara karşı çıkanlara “mandacı” diyor. Türk ulusu, gerçek mandacıları da Kuvayı Milliyecileri de çok iyi bilir. Geçmişte emperyalizme ve mandacılara karşı verilmiş savaş belleklerdedir. 

Bu düzen değişecek, bu bilgisiz ve gerici kadro, tarihin tozlu sayfalarına karışıp gidecektir.

AV. EROL ERTUĞRUL