Kral, 20 Temmuz günü adının başında yargıç ve savcı ifadeleri bulunan şövalyelerini adeta kutsayacaktır. Ardından sıra Danıştay ve Yargıtay üyelerinin silahşörlüklerinin ilanına gelecektir.

6723 sayılı Danıştay Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 30 Haziran 2016 tarihinde TBMM’de kabul edildi ve fakat 13 Temmuz 2016 tarihinde ancak TBMM’den çıkıp saraya gönderilebildi.
Bölge Adliye Mahkemeleri ile Bölge İdare Mahkemeleri’nin 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçiyor olması nedeniyle Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın talebi doğrultusunda Ankara’da “İstinaf Mahkemelerinin Açılış Töreni”ne katılacak, tüm mahkeme başkanları, başsavcılar, vekilleri, üye yargıçlar ve savcılar o gün için HSYK’nin 11.07.2016 tarih 29092 sayılı yazısıyla izinli sayıldılar. İzinli sayılma yazısında uçak dahil her türlü ulaşım ile konaklama ücretinin ilgililerin bağlı oldukları birim bütçesinden karşılanacağı hususu da belirtildi.

Zorunlu katılım!
Sonra imzasız bir yazıyla BAM ve BİM başkanlarına Cumhurbaşkanının teşrifiyle yapılacak törene katılımın zorunlu tutulduğu iletildi. Yazıda ayrıca, daire başkanları ve üye yargıçlar ile savcıların salon girişinde cüppelerini giyecekleri, başkanlar ile başsavcıların cüppelerinin ise protokol tarafından üçerli gruplar halinde giydirileceği hususuna dikkat çekildi. Tek bilinmeyen bu üçlü gruplara cüppelerini giydirecek olan “protokol”ün kimler olduğu.
Eşzamanlı olarak yargıtay ve danıştay üyelerine de yeniden seçilenlerin 18-19 Temmuz tarihlerinde Genel sekreterlikten başlama yazılarını tebellüğ etmeleri gerektiği bildirildi. Oysa, yasa Cumhurbaşkanlığı’na yeni gönderilmiş, henüz Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmemişti. Siyasi iktidar temsilcisi bir profesörün, Başkanlık olmazsa şimdi olduğu gibi ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’na razı olacaklarına ilişkin açıklaması ise siyasi iktidarın “demokrasi ve kuvvetler ayrılığı” ilkesine bakışının densiz ifadesi olarak tarihin sayfalarında yerini alacağına işaret ederek konuya dönüyoruz.

‘Tören bir provadır’
Son “İstinaf Mahkemelerinin Açılış Töreni” siyasi iktidarın yargıya tamamen egemen olduğunun kamuoyuna duyurulması amacı taşımaktadır. Muhtemelen aynı tören, yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Yargıtay’ın 310, Danıştay’ın 116 üyesi için de yapılacaktır. İstinaf töreni bir provadır.

Şüphe değil gerçek
Henüz yasa yürürlüğe girmeden yüksek yargıçların görevlerine başlama tarihlerinin bildirilmiş olması ve bazı yüksek yargıçların gecenin bir yarısında saraya çağrıldığı söylentisi birlikte değerlendirildiğinde; yeniden seçilecek Danıştay ve Yargıtay Üyeleri listesinin hazır olduğu iddiasının bir şüphe olmaktan çıkıp, gerçek olduğu inancı güçlenmektedir. İstinaf töreni basit bir mahkeme açılış töreni değildir. Esasen mahkemelerin açılışı da hiçbir zaman törenle yapılmaz. Kaldı ki üzerine methiyeler düzülen istinafların ölü doğduğunu en iyi bilenler Adalet Bakanı ve HSYK üyeleridir. Şu anda tekli Yargıtay uygulamasında dahi hukuk güvenliğinin bu kadar tehlikede olduğu bir dönemde istinafların hukuk güvenliğini sağladığı söylemi normal insan aklıyla dalga geçmekten başka bir şey değildir.

Tek adamlığın ilanı
En önemlisi ise İstinaf töreni ile siyasi iktidarın sahibi 20 Temmuz günü adının başında yargıç ve savcı ifadeleri bulunan şövalyelerini kutsayacak, tek adamlığını bir kez daha ilan edecektir. Sıra Danıştay ve Yargıtay üyelerinin silahşörlüklerinin ilanına gelecektir. Nabız ölçülmüştür, bundan sonraki yasa değişikliği ilk derece mahkemelerinde görev yapan yargıç ve savcılar ile AYM üyelerinin işine son verilmesine dair olacaktır.
Anılan açılış töreni ve tören yerinin önce Saray, sonra ATO Konferans Salonu olarak belirlendiği söylentileri ile TBMM Başkanlığı’nın 6723 sayılı yasayı Cumhurbaşkanlığı’na göndermeyerek zaman geçirdiği ve kadro çalışmalarına olanak sağladığı iddialarının sağlaması birkaç gün içinde yapılabilecektir.
Yargıçlar ve savcılar son dönemde hiç de iyi bir sınav vermemişlerdir. Ne var ki asıl sınav halkın verdiği sınavdır. Siyasi iktidarın emrindeki yargının hedefi halkın özgürlüğü, barış isteği ve demokrasidir. Yargı bağımsızlığı bizzatihi halkın hukuk güvenliğinin teminatıdır.  

MUSTAFA KARADAĞ
Yargıçlar Sendikası Başkanı