Olaylar Ve Görüşler

‘Yeni Türkiye modeli’ nedir? - Prof. Dr. Sema KALAYCIOĞLU

29 Kasım 2022 Salı

Ülke aklın ve bilimin gösterdiği yoldan çıkalı çok oldu. Halka batıl telkin edilirken “değerlerimiz” diye diye kamu malına nasıl el uzatıldığına, devlet bütçesinin nasıl sorumsuzca çarçur edildiğine tanık oluyoruz. Bu “yeni bir model” değil. Kamu politikalarının iflası ve kamu disiplinin çöküşü. Ülke keyfiliğe dayanan bir sistemle nereye sürükleniyor? Kazanan, gücü elinde tutan veya tutanlar. Kaybeden ise kurumları ve değerleri ile Türkiye.

BİLİMDEN SAPMA

İktisat bilimi ekonomik sorunları tanımlar ve cari açık da varsa enflasyonist dengesizliğin, sıkı para ve maliye politikaları ile tedavi edilmesi gerektiğini söyler. İş çığırından çıkmadan yapılacak dozunda müdahalelerle, dengesizliği denetim altına alma şansının yüksek olduğunu müjdeler. Dışa açık ekonomilerde ekonomik dengesizlikler ulusal basiretsizlikler kadar, dışarıdaki olumsuz gelişmelerden de etkilenir. Bu nedenle faiz, döviz fiyatı ve enflasyon sarmalına dikkat önemlidir. Paranın uluslararası işlem görmesine imkân veren konvertibilite, sermaye engellerini kaldırdığından sorunlara başarısı kanıtlanmış politikalarla müdahale edilmezse sermaye kaçışları artar. Enflasyon ulusal parayı değersizleştirip ihracatta görece bir rekabet üstünlüğü sağlayabilir. Ama yurtiçi üretim artışı sağlanamazsa, ihracat artışı ülke vatandaşlarının artan fiyatlar nedeniyle fakirleşmesine neden olur. Enflasyonla ekonomik büyüme yüksek gözükür. Ama enflasyonist büyüme sadece göz boyamadan ibarettir. Tırmanan fiyatlara karşı faiz düşürmeye devam edilirse, ulusal paranın değer kaybı kaçınılmaz olur. Halkın ulusal paradan kaçışı ve yabancı paraya kayışı aynı zamanda tasarrufların çözülmesini tetikler. Artan döviz fiyatları ise ülkenin dış borç yükünü artırır. 

Enflasyon ile mücadeleyi çok iyi bilen eski ABD hazine bakanlarından Larry Summers, Türkiye’nin yeni modelini “dünyanın ilk pratik, modern para politikası” olarak tanımladığında belki Ankara bu alayı övgü sandı. Oysa bu Türkiye’nin çökertilmesi için yapılan bir deneme gibi!

YAĞMURDAN KAÇARKEN

“Haram faiz” saplantısı ile yapılan keyfi uygulamalar yabancı para üzerinden spekülatif kârlara göz yumduğu sürece ülkenin ekonomik dengesizliği bugün Türkiye’de olduğu gibi yönetilebilir olmaktan çıkar. Eriyen rezervler, dışarıda ülkeye duyulan güveni düşürdüğünde ve geri ödeme zorlukları arttığında, yüksek faiz ile borçlanma kaçınılmaz hale gelir. Alışılmış borçlanma kanalları tıkandığı veya denetimden kaçınmak için kullanılmadığı zaman, belirsiz ve büyük yükümlülüklerle girilen borç ilişkileri ülkenin geleceğini ipotek altına alabilir. Bu bağlamda Çin, Suudi Arabistan, Katar, emirlikler ve Rusya ile girilen SWAP ve SWAP dışı borçlanma ilişkileri, Türkiye’nin geleceği açısından ciddi tehdittir. Özellikle enflasyon ile mücadelede, “haram faiz”den kaçınmak için alışılmamış yolları denemek, yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktan daha kötü olabilir. 

Politika faizi ile enflasyon arasındaki bağ koptu. Bilim, enflasyonist dengesizlik başladığında, faizin neden, enflasyonun sonuç olduğunu göstermiyor. Amacının ne olduğu belli olmayan bilim ve akıldışı bu iddia, Türkiye ekonomisini çöküşe sürüklüyor. İnat ve gizli çıkarlarla Türkiye’nin geleceği ile oynayanlar, bunun farkında mı acaba?

PROF. DR. SEMA KALAYCIOĞLU



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları