Başbakan, partisinin kongrelerindeki ana gündemi Doğan Grubu ve Aydın Doğan’a indirgemeyi sürdürüyor.

Hafta sonunda Beyoğlu ve Şişli ilçe kongrelerinde yaptığı konuşmalarda, gönderdiği tehditler sırasında “Yerin kulağı var, duyuyoruz. Yerin kulağı var, yeri geldikçe birçok şey açıklanacak” demekten de geri kalmıyor.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti başkanının, bu göndermesinin iki yalın anlamı olmalıdır.

Başbakan, devletin haber alma örgütlerinin Aydın Doğan ve grubunda olup bitenleri dinleme, gözetleme ve izlemek için görevlendirilmiş olduğunu söylemek istemiştir.

Ya da, o grupta çalışanlardan bazı kimselerin, kendisine özel servis yaptığını duyurmayı düşünmüştür.

İkinci olasılık, elbette sadece Aydın Bey ile çalışma arkadaşlarını ilgilendirir.

Ama Başbakan’ın ağzından sık sık, Türkiye’nin “laik, sosyal bir hukuk devleti olduğu”nu duyan biz sade vatandaşlar için, bir medya grubunda, öyle ya da böyle “kulak” oluşturulmuş olduğunu duymak, biz sade vatandaşlar için korkunçtur.

Hemşeri parası ile verilen iftarda da...

Erdoğan’ın hukuk devletini nasıl anlayıp, yorumladığının bir başka örneği de geçen hafta cuma akşamı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği iftar şöleninde gerçekleşti. İstanbullu hemşerilerinin paraları ile sağlanan harç, vergi ve öteki gelirlerden, kentin “kaymak tabakası”nı oluşturan geniş bir kitleye verilen o iftar şöleni sonunda onur konuğu Erdoğan’ın da bir konuşma yaptığını televizyon haberlerinden öğrendik.

O konuşmasında da, Başbakan son günlerdeki alışkanlığını terk edemedi ve tıpkı parti kongrelerindeki söylemlerini kullanarak aynı konulara ve saldırılara değinmekten geri kalmadı.

Bir yandan kendi sesinden söylediklerini dinleyen, öte yandan o özel konuklar masasında tarafsız, yansız olması gereken devletin İstanbul Valisi ile kuşkusuz başka bürokratların da bulunduğunu görenler, sapla samanın karıştırılmış olmasından elbette tedirginlik duymuşlardır.

Bir gece sabretmek, cumartesi günü Beyoğlu kongresinde omuzlarında Başbakanların Kralı, Kasımpaşalı..” atkısı ile çıkıp özgürce konuşmak yerine, belediye şölenini kendi politik bahçesi olarak algılamak Erdoğan’a yakışmadı.

Ama o bunu, belediye başkanlığının ilk gününden itibaren çok doğal işlevler olarak algılayan bir düşünceye sahiptir.

Göreve geldikten sonra, düzenlenen Avrasya koşusu ile ilgili duyuru afişlerine atlet giysileri ile kendi fotoğrafını da koydurttuğu için bu köşede yazdığım bir yazı nedeni ile hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu. Yargı, kamu parası ile kendi reklamını yapma hakkı olmadığı yolundaki savunmamı haklı bularak beni aklamıştı.

Görülüyor ki, Sayın Erdoğan kamu parası ile verilen bir iftar şölenini de politik amaçlarına araç olarak kullanma alışkanlığı için kullanmaktan bir türlü vazgeçmiyor.

Toptan’ın açıklaması

Cuma günü yayımlanan Düzyazı için Sayın TBMM Başkanı aradı ve parlamenterlerin Başbakan ile bakanlara yönelttiği sorularla ilgili olarak, kendi yetkilerinin sınırlı olduğunu söyledi.

Sayın Toptan, süresi içinde yanıt verilmeyen soru için ilgili Bakan’a tekit yazıldığını, yine yanıt verilmez ise içtüzük uyarınca durumun “Gelen Kâğıtlar” başlıklı bölüm ile hem milletvekillerine hem de kamuoyuna duyurulmakla yetinildiğini yineledi.

Faks: 0 216 302 82 08 

E-Posta: obirgit@e-kolay.net