Mesleğimde 56. yılımı geride bırakmak üzereyim.

Geriye baktığım zaman, en çok anımsadığım sorunların başında parlamenter maaşları ön sırayı alır.

Köylülerin gerçekten ulusun en yoksul bireyleri olduğu, emekçilerin grevli, toplusözleşme haklarına sahip bulunmadıkları o yıllarda, TBMM üyelerinin maaşlarına yapılan zamma yeni kurulmuş olan Demokrat Partili parlamenterler karşı çıkmıştı. O karşı çıkışın öncülerinden olan merhum Profesör Fuat Köprülü’nün “Kırmızı oylar sepete. Paralar cebe” diye nükte yaptığı dönemin medyasının başlıca haberleri arasındaydı.

Bu kez de, benzer haberler ve yorumlar birbirini izliyor. Atanmışlarla seçilmiş olanların ücretleri kıyaslanıyor. Birincilerin elbette kendi istekleri ile bazen dört yıl sürebilecek bir maceraya girdikleri, ama atanmışların önlerinde en az çeyrek yüzyıllık bir yolculuk bulunduğu unutulmak isteniyor.

O arada örneğin dünkü gazetelerde Sakarya Valiliği için 4.5 milyon lira harcanarak 18 dönüm arazi üzerine 800 metrekarelik 3 katlı bir konutun yaptırıldığı haberine kimse itiraz etmeyi düşünmüyor. Devletin, bu ilimizdeki temsilcisi olarak atanan valinin konak hizmetlerini görmesi için çalışacak personel için de dört lojman inşa ediliyor.

***

Ana muhalefet partimize mensup parlamenterler, geçen cuma günü, gecenin geç saatlerinde dörtlü bir önerge ile gündeme alınmış olan maaş ayarlaması önergesi üstünde lehte ya da aleyhte söz almamışlar.

Önergenin görüşüldüğü birleşimi yöneten Başkanvekili Meral Akşener, söz isteyenin olup olmadığını sormuş. Söz isteyenin olmadığını görünce oylamaya geçmiş. O sırada genel kurulda bulunan Cumhuriyet Halk Partililer, 2 milletvekili dışında salondan kulise çıkarak, rahmetli Fuat Köprülü’nün yıllar önce izlediği tutumun yeni bir versiyonunu uygulamak istemişler...

İki arkadaşları da kulise çıkmak yerine sıralarında oturmakla da yetinmemiş, oylarını da önergenin lehinde kullanmışlar.

Öyle anlaşılıyor ki, geç saatlerde dört imzalı önerge ile gündeme alınan maaş ayarlamasının kamuoyunda yaratacağı tepkileri düşünemeyen nöbetçi grup yöneticileri, durumu genel başkanlarına haber vermedikleri için Kılıçdaroğlu şimdi o iki üye için disiplin kovuşturması başlatmak istiyormuş.

Tanrı aşkına söyleyin!

Önergenin aleyhinde konuşmayan, çoğunluğun oyları ile nasıl olsa kabul edileceğini bile bile kulis kapılarından görüşmeleri izleme yöntemi seçenlerin; daha sonra demeç vererek ya da salonda kalıp parmak kaldıran o iki milletvekiline gözdağı vermesi etik midir?

***

Bence CHP Grubu’nun öncelikle yapması gereken, TBMM üyelerinin seçildikten sonraki mal bildirimlerine, yasama üyeliği sona erdiği zaman TBMM saymanlığından aldığı maaş ve ödenek dışında bir tek kuruş girmesini önleyecek önlemleri almak ve Partiler Yasası’nın bir an önce gündeme alınmasını sağlamak olmalıdır.