Seçimlerde sahte isimler konusu aşağıda okur notlarında, bu kez, bir aşı konusuna değineceğim; çünkü bugün İstanbul’da, yarın da tüm Türkiye’de yayımlanacak Herkese Bilim Teknoloji dergisi, aşılar konusunda toplumda bilim dışı, uyduruk, korku salan ve aşılara şüphe yaratan görüşleri özel bir dosyada ele aldı. Bunu yapmak görev, çünkü elimizde en nesnel yöntem olarak bilim var; bir de bilime yöneltilen “alternatif”, gerçek ötesi saldırılar ki özellikle Trump döneminde ABD’de gemi azıya aldı:
Oysa “Aşı hayattır! Aşılar insanlığın en büyük buluşudur”, salgın hastalıkları önleyici özelliğiyle de toplum sağlığı için şarttır. Salgınlar geçmişte mesela İspanyol gribi 50 milyon insanın canına mal olmuştur. Ülkemizde aşı üzerine yaratılan ve bilimsel dayanakları olmayan şüpheler nedeniyle çocuklarına aşı yaptırmayanların sayısı artmıştır ve bu durum toplum için de bir tehlike yaratıyor. Pek çoğu pek çok kişinin bağışıklık sistemini hastalıklara karşı güçlü kılıyor.

Doktorluktan atılan şarlatan
Kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısının çocuklarda otizm yarattığına ilişkin İngiliz Andrew Wakefield’ın 9 çocuğu konu alan, ünlü tıp dergisi Lancet’de yayımlanan araştırma, bu söylentilerin kaynağı olmuştu. Fakat yüzlerce çocukla yapılan çok sayıda seri araştırmalar bunun doğru olmadığını gösterdi ve bu sahtekârın hem makalesi iptal oldu hem de İngiliz Tıp Konseyi, 19 başlıkta etik dışı davranış nedeniyle doktorluğunu iptal etti. Fakat topluma zararı çok olur, aşıda büyük düşüşler ve hastalıkların artışı yaşanır.
Prof. Alpay Azap’ın HBT’deki yazısını okuyun.. Dergide ayrıca aşılara karşı yöneltilen 9 iddiaya da yanıt veriliyor. Aşılarda cıva ve alüminyum bulunduğu iddiasına ilişkin gerçekleri de okuyoruz. Grip aşısında mesela iddia edildiği gibi alüminyum yoktur. Grip aşıları tamamen Dünya Sağlık Örgütü’nün talimatları doğrultusunda hep yenilenerek üretilir.
Bilim, hep doğruyu arar. Yanlışını da yeni araştırmalarla düzeltir. Bu bakımdan elimizde tek nesnel sistem, kendi kendini de eleştiren bilimsel bakış ve yöntemdir. İlaç şirketlerine, dahası bazı bilimsel araştırmalara şüphesiz ki eleştiriler yöneltilebilir, ama bu eleştirilerin de yine bilimsel bir temeli olmak zorundadır. Ama bakış açısı bilimsel olmayan eleştiriler ne yazık ki kitaplarda kalıcı olabilmektedir. Yeni baskılarında yanlışlıkların ayıklanması, toplumsal bir borçtur.
HBT’de, kaybettiğimiz ünlü astrofizikçi Hawking üzerine de çeşitli açılardan, ünlü sözleriyle dolu 4 sayfa yazısı bulunuyor.
Bilimde kalacağız; toplum, dünya ve evrene ilişkin nesnel gerçeği araştırıp olgu ve kanıtlarıyla birlikte önümüze koyan bir düşünce biçimi yoktur.

Sahte seçmenler üzerine
Kısaltarak okur görüşlerine yer veriyorum:
“Benim e-devletten soyağacında dedemin babası hâlâ yaşıyor, yaşı 166, buyrun, oy torbası ayağına gidecek memur başkan tarafından olmayan dedem oy kullanacak.” (Dr. C.E.)
“Kimi mücadelesiz teslimiyet düşüncelerini eleştiren bugünkü yazınız ile tamamen mutabıkız. Yapılacak çok şey olduğu da açık. Muhalefet bu alanda tecrübeli kadroları doğru yerde kullansa çoktan iktidarda olurdu.” (D K)
“Seçim boykotu yapmayalım yazdığınız gibi, ama demokrasiye inananların da yapabileceği başka şey olmalı.. Muhalefet beraberce güçlü mitinglerle toplumun harekete geçmesini sağlayabilir. CHP yönetimi tespit yapmaktan öteye geçmeli ve AKP takipçiliğini bırakıp cesaret göstermeli.” (Ö.T.)
“Hocam, seçmen kütükleri ile ilgili: Geçen hafta karşılaştığım bir olay: Beşiktaş- Abbasağa’da pazar günü, 3 tane kravatlı takım elbiseli adam ellerinde bir liste ile geziyorlardı, listeler e-devlet uygulamasından indirilmişti (listeler üzerindeki logoyu gördüm)… bir apartmanın önünde konuşuyorlardı... yanlarına yaklaştım, sustular, ben burada oturuyorum bir sorun mu var dedim.. yok yok deyip acele ile devam ettiler.. yani pazar günü… 3 tane takım elbiseli adam.. Şu an muhtemelen yazınızda belirttiğiniz hususları harfiyen yerine getirenler var.. Oy ve Ötesi gibi oluşumlarla bir araya gelip bir forumda neler yapabileceğimizi neden konuşmuyoruz?” (B.V.)